Haberler

Musa Çitil’in şikayeti üzerine hapis cezasına çarptırılan gazeteci Ahmet Kanbal istinafta beraat etti

Musa Çitil’in şikayeti üzerine hapis cezasına çarptırılan gazeteci Ahmet Kanbal istinafta beraat etti
DENİZ TEKİN*
İstinaf mahkemesi, gazeteciler hakkında yaptığı şikayetler üzerine açılan davalarla bilinen Musa Çitil’in şikayeti üzerine Mezopotamya Ajansı muhabiri Ahmet Kanbal’a “terörle mücadele görev almış kişileri hedef göstermek” suçunu işlediği iddiasıyla verilen 1 yıl 3 aylık hapis cezasını hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırarak, Kanbal hakkında beraat kararı verdi. İstinaf mahkemesi, paylaşımların mağdurun terör örgütlerine hedef gösterilmesine sebep olabilecek nitelikte olmasının suçun yasal unsurları için yeterli olmadığını, bunun yanında failin hedef gösterme istek ve arzusunun olması gerektiğini belirtti. Kamu görevleri nedeniyle kamuoyunda tanınan ve bilinen asker, polis, yargı üyeleri ve bürokratların neden olduğu insan hakları ihlalleri, yoksulluk, hukuka aykırı uygulamalar konusunda haber yazan ya da sosyal medyada paylaşımlar yapan gazeteciler, bahsi geçen kamu görevlilerinin şikayeti üzerine son yıllarda giderek daha fazla Terörle Mücadele Yasası’nın (TMK) 6/1 maddesindeki “terörle mücadele görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla hakim karşısına çıkmak zorunda bırakıldı.

Çitil’in şikayeti üzerine en 12 gazeteciye dava açıldı, 1 yazar hakkında soruşturma başlatıldı

Bu davalarda en çok müşteki sıfatıyla yer alanların başında ise emekli Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Musa Çitil geliyor. Çitil, Mardin’in Derik ilçesinde 90’lı yıllarda işlenen 13 faili meçhul cinayet ve tecavüz ile ilgili yargılanıp beraat etti. Fakat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Şükran Aydın v. Türkiye kararında Çitil’in karıştığı bu olayları yeteri kadar araştırmadığı gerekçesiyle Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. (işkence yasağı) ve 13. (etkili başvuru hakkı) maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle mahkum etmişti. Buna rağmen, Çitil’in Kürt illerinde yürüttüğü operasyonlarla ilgili haber yazan, 90’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetler nedeniyle yargılandığı davaya atıfta bulunarak paylaşımlarda bulunan gazeteci ve insan hakları savunucuları hakkında Çitil’in şikayetleri üzerine bugüne kadar çok sayıda soruşturma ve dava açıldı. Çitil’in şikâyeti üzerine Gazeteciler Ömer Çelik, Ahmet Kanbal, A. Vahap Taş, Çağdaş Kaplan, Selman Çiçek, Hamza Gündüz, İnan Kızılkaya, Kemal Sancılı, İnci Aydın ve Yağmur Kaya hakkında “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla toplamda beş ayrı dava açıldı. Gazeteci Yasin Kobulan, Çitil’in şikayeti üzerine başlatılan soruşturmanın sonunda “zincirleme şekilde örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla açılan davada 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı. Kobulan ve Kanbal dışındaki sekiz gazeteci ise haklarında açılan davada beraat etti. Gazeteci Yağmur Kaya hakkında açılan dava ise Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediyor. Çitil’in şikayeti üzerine Evrensel gazetesi yazarı Sevda Karaca hakkında açılan soruşturma ise devam ediyor. Gazeteciler hakkında açılan davalarda müşteki sıfatıyla yer alan Çitil’in şikayet ve temyiz dilekçelerini ise bizzat kendisinin yazması dikkat çekiyor.

‘TMK 6/1 suçu için hedef gösterme yeterli değil, istek ve arzunun da olması gerekir’

Artı Gerçek haber sitesinde yayınlanan haberi paylaşan gazeteci Ahmet Kanbal hakkında Çitil’in şikayeti üzerine “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” ve “kamu görevlisine hakaret” suçlamalarıyla dava açıldı. Geçtiğimiz yıl Mart ayında sonuçlanan davada Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Kanbal’ı “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılarak, cezayı ertelememişti. Kanbal’ın avukatının karara karşı yaptığı istinaf talebini inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin Kanbal’a verdiği 1 yıl 3 ay hapis cezasının hukuka aykırı olduğuna kanaat getirerek gazeteciye verilen hapis cezasını oy birliğiyle kaldırdı.

İstinaf mahkemesi, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden beraat kararı verdi

Gazetecinin beraatine de hükmeden mahkeme, duruşma açmaya da gerek görmedi. İstinaf mahkemesi verdiği beraat kararının gerekçesinde Kanbal’ın üzerine atılı TMK 6/1 maddesindeki suçun yasal unsurlarının oluşabilmesi için genel kastın yanında suçu işlemeye iten sebeplerin de bulunması gerektiğine işaret etti. Kararda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun TMK 6/1 maddesi uyarınca bir gazeteci hakkında açılan davada 2021 yılında verdiği “2017/16-385 Esas 2021/558” karar sayılı içtihata atıfta bulanan istinaf mahkemesi şu değerlendirmeyi yaptı: “TMK 6/1 maddesinde düzenlenen suçun ancak özel kast ile işlenebileceği. Özel kastın varlığı için failin terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini terör örgütlerine hedef göstermek maksadıyla hareket etmesinin gerektiği. Başka bir deyişle failin iradesinde; mağdurun terör örgütleri tarafından hedef alınarak mağdura yönelik terör örgütleri tarafından suç teşkil eden eylemlerin gerçekleştirilmesi yönünde bir istek ve arzunun bulunması gerektiği. Failin böyle bir arzusu olmadan gerçekleştirdiği fiilin mağdurun terör örgütlerine hedef gösterilmesine sebep olabilecek nitelikte olması halinde dahi suçun unsurlarının oluşmayacağı anlaşılmış olup. Yargılamaya konu olayda sanığın paylaşımının Musa Orhan isimli Jandarma teşkilatı mensubunun gerçekleştirdiği iddia olunan güncel konumdaki cinsel saldırı eyleminin, soruşturma veya kovuşturma makamlarınca yeterince üzerine gidilmediği, güvenlik kuvvetleri mensuplarınca gerçekleştirilen bu tür suçların üzerine bilinçli şekilde gidilmediğine yönelik olarak, katılanın (Musa Çitil) adı geçirilerek geçmişten örnek verildiği. Buradaki amacın katılanın terör örgütlerine hedef gösterilmesi veya katılana hakaret edilmesi olmayıp, güncel bir olay üzerinden soruşturma veya kovuşturma makamlarının geçmişteki olaylar emsal gösterilerek eleştirilmesinden ibaret olduğu anlaşıldığından eylemin 3713 sayılı kanunun 6/1 maddesinde düzenlenen terörle mücadelede görev alanları terör örgütlerine hedef gösterme, isimlerini deşifre etme veya 5237 sayılı TCK’nın 125/1, 2-a maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçlarını oluşturmayacağı anlaşıldığından, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.”

‘Suç kastının olduğu yönünde kesin ve inandırıcı delil bulunamadı’

İstinaf aşamasında duruşma açılmaksızın beraat kararı verilip verilemeyeceği konusunda hukuki değerlendirme yapan istinaf mahkemesi ayrıca şu değerlendirmeyi yaptı: “İlk derece mahkemesinin yukarıda açıklanan hatalı uygulamasının düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ve yeni delil araştırılmasına gerek olmadığı anlaşıldığından, hükmün istinaf aşamasında duruşma açılmaksızın dairemizce düzeltilebileceği kanaatine varılmıştır. Dairemiz tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda, 5271 sayılı CMK.nın 303/1-a maddesi gereğince incelemeye konu hükmün kaldırılarak,  hukuka aykırılığın düzeltilmek suretiyle  sanık hakkında yeniden hüküm kurulmasına. Bu suretle; sanığın üzerine atılı suç yönünden, kastının bulunduğu yönünde, mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden arındırılmış, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, CMK’nın  223/2-c,e maddesi gereğince beraatine…”

Ne olmuştu?

İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in Batman’da İpek Er’e tecavüz ederek, ölüme sürükleyen uzman çavuş Musa Orhan’a ilişkin Artı Gerçek’e verdiği söyleşiyi alıntılayarak sosyal medya hesabında paylaşan gazeteci Kanbal’ın kendisini hedef gösterdiğini öne süren Korgeneral Musa Çitil’in şikayetçi olması üzerine soruşturma açan Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırladığı iddianameyi 6 Temmuz 2021’de tamamladı. Gazeteci Kanbal’a “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” ve “kamu görevlisine karşı hakaret” suçlamalarının yöneltildiği iddianamede Kanbal’ın röportajın Musa Çitil’le ilgili bölümünü sosyal medya hesabından paylaşması suçlamalara delil olarak gösterildi. İddianamede Kanbal’ın yanı sıra Eren Keskin ve Artı Gerçek muhabiri Yağmur Kaya hakkında açılan soruşturmaların tefrik edildiği de belirtiliyor. Gazeteci Kanbal, Eren Keskin’in verdiği mülakatta yer alan “Yıllar önce Musa Orhan’dan önce bir Musa Çitil vardı. 90’lı yıllarda Mardin’de komutandı. Ş.E ye cinsel saldırıdan, tutuksuz yargılandı, beraat etti. Yıllar sonra Diyarbakır Sur’da komutandı” ifadelerini alıntılayarak, “Bu tavrı, korumacılığı anlamak için Eren Keskin’in işaret ettiği yere bakılmalı” yorumuyla Twitter hesabında paylaşmıştı. Gazeteci Kanbal, mahkemedeki savunmasında meslektaşının yaptığı bir haberi alıntılayarak sosyal medya hesabında paylaştığını vurgulamıştı. Davada suç unsuru olarak gösterilen paylaşımı haber verme amacıyla yaptığını, hedef gösterme ve hakaret etme amacıyla yapmadığını söylemişti. Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Mart 2022’da açıkladığı kararda, “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” suçundan Kanbal’a 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, Kanbal’ın “geçmişi ve yeniden suç işlemeyeceği kanaatinin oluşmaması” gerekçesiyle cezanın ertelenmesinin ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına yer olmadığına karar verdi. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.