Duruşma Haberleri

Taraf gazetesi davası: Mehmet Baransu'nun tutukluğuna devam kararı verildi

Taraf gazetesi davası: Mehmet Baransu'nun tutukluğuna devam kararı verildi
Taraf gazetesinin eski yöneticileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur, muhabir Mehmet Baransu ile eski Aktüel muhabiri Tuncay Opçin’in “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme amacı dışında kullanma, hile ile alma çalma”, “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme”, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri açıklama ve temin etme” suçlamasıyla yargılandığı davanın 38. Duruşması, 21 Ocak’ta  İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Baransu’nun tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme, Tuncay Opçin hakkında çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenmesine karar vererek davayı 4 Mart 2022 tarihine erteledi. Kapatılan Taraf gazetesinin eski yöneticileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur, muhabir Mehmet Baransu ve gazeteci Tuncay Opçin’in “Egemen Harekat Planı” adlı Genelkurmay'a ait gizli belgeyi gazetede yayımlandıkları iddiasıyla yargılandıkları davanın 38. duruşması bugün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Yargılanan gazetecilerin katılmadığı duruşmada, sanık avukatları ile katılanlar Suat Aytın ve Hüseyin Hançer hazır bulundu. Duruşmayı, MLSA ve P24’ün yanı sıra İsveç Konsolosluğu temsilcisi de takip etti. Duruşmada ilk olarak dosyaya gelen belgeler okundu. Önceki duruşmalarda Baransu avukatlarının reddi hakim talebinin reddedilmesine ilişkin itirazlarını reddeden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Akın Gürlek hakkındaki reddi hakim taleplerinin de reddedildiği görüldü. Baransu’nun avukatı Çiğdem Koç, dava kapsamında 2 Mart 2015 tarihinden bu yana tutuklu bulunan müvekkilinin kaldığı Silivri 9. No’lu Cezaevinde Covid-19 vakalarının olduğunu, bu nedenle müvekkilinin duruşmaya katılamayacağı bilgisini verdi. Duruşma savcısı, 2 Haziran 2021 tarihli duruşmada sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrarladı. Savcı, Altan, Çongar ve Oğur’un “gizli kalması gereken bilgileri açıklamak” (TCK 329) suçlamasıyla cezalandırılmalarını talep etmişti. Hakkında yakalama kararı bulunan Opçin’in dosyasının ayrılmasını talep eden savcı, Baransu’nun ise zincirleme bir şekilde “devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok etme, tahrip etme veya bunlar üzerinde sahtecilik yapma, hileyle alma veya çalma” (TCK 326); “gizli kalması gereken bilgileri temin etme” (TCK 327); “gizli kalması gereken bilgileri açıklama” (TCK 329) suçlarından cezalandırılmasını istemişti. Duruşmada ilk savunmayı yapan Çongar ve Altan’ın avukatı Figen Çalıkuşu Albuga, “Bu mütalaayı bu haliyle kabul etmek hukuki felaket” olur diyerek şöyle devam etti: `İki müvekkilim de ifadelerinde ‘Egemen Harekat Planı’ diye bir planı hiç görmediklerini ve böyle bir plandan haberleri olmadığını söyledi. Plana dair, planın müvekkilleri bildiğine ya da yayınladığına dair dosyada hiçbir delil yok. Genelkurmay, belgenin imha edildiğini açıkladı. Askeri savcılık, yok edilen dosyanın 2010’da ortaya çıkması mümkün olmadığından ‘kovuşturmaya yer yoktur’ dedi. Ama mütalaa, yine çökmüş o iddiaya dayanıyor. O zaman biz altı sene niye yargılama yaptık? Savcının müvekkillerimin beraatini istemesi hem yasal görevi hem de sorumluluğu. Savcıların hayali senaryolar kurmak gibi bir görevi yok; delil suç ilişkisini kurup ispat etme yükümlülüğü var. İddianame, Balyoz ile Egemen Harekat Planı arasında bağlantı kurma çabasıdır. Ama böyle bir bağ yok.” Savunmasına AYM’nin Baransu kararını hatırlatarak devam eden Avukat Çalıkuşu Albuga, “AYM, Baransu’nun başvurusuyla ilgili verdiği kararda, Egemen Harekat Planının Taraf gazetesinde yayımlanmadığını söylüyor. AYM kararı kesin ve bağlayıcıdır. Ne yapacağız? Bunu yok mu sayacağız? Savcının mütalaasında AYM kararını yok sayması yasal görevlerini yerine getirmediğinin delilidir.” “Yunan basınında çıkan haberlerle ilgili Genelkurmay bir inceleme başlatmış ve inceleme sonunda, Yunan basınında çıkan haberlerin 2008’de yürürlükten kalkan Egemen Harekat Planı İle ilgili olmadığı anlaşılmıştır diye bir rapor hazırlamıştır” diyen Albuga-Çalıkuşu şöyle devam etti: “Egemen Harekat Planı İle ilgili tek bir haber Taraf gazetesinde yayınlanmamıştır. Savcı, mütalaasında yayınlanmıştır diyor ve müvekkillerin yayınlamaktan ceza almasını istiyor ama nerede yayınlamış bunun delilini göstermiyor. Müvekkiller, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanıyor. 2008’de imha edildiği söylenen bir plan  2010’da nasıl çalınabilir? Gerçek olduğu saptanmayan, kaynağı belli olmayan, yayınlandığına dair bir delil olmayan bir suçtan cezalandırılmaları isteniyor. Dosya içindeki delilleri görmezden gelerek hazırlanan mütalaayı kabul etmeniz bu delilleri sizin de görmezden gelmeniz hukuksal skandal olur.Her iki müvekkilin de beraatlarını talep ediyorum.” Figen Albuga Çalıkuşu’nun ardından Yıldıray Oğur müdafii Gülçin Avşar da esasa ilişkin savunmasında suçlamaların dayanağı olmadığını belirterek, “Duruşmaların başladığı ilk gün bana gönderilen ve bir diğer avukat Veysel Ok’a gönderilen iki ayrı iddianame olduğunu anladık. Hatta, iddianamelerden birinde ‘sanıklardan Can Dündar’ ifadesi geçiyordu. Çünkü kopyala-yapıştır yapılmış. Biz, bunu tespit edip söylediğimizde mahkeme iddianameyi geri gönderir diye düşündük. Ama mahkeme, iddianamelerden birini seçerek yargılamaya devam etti” diye konuştu. Genelkurmay’ın imha açıklamasını yeniden hatırlatan Avşar, müvekkili için beraat talep etti.

Suat Aytın: Egemen Harekat Planının yok edildiğini kabul etmiyorum

Katılan Suat Aytın da duruşmada söz alarak, “Egemen Hareket Planının 2008’de imha edilmiş olduğunu ben kabullenemiyorum. Zaten, belgenin imha edildiği açıklamasına imza atan Genelkurmay hakimi FETÖ’den tutuklu” dedi. Aytın’ın sözleri üzerine yeniden söz alan avukat Figen Albuga Çalıkuşu, “Bir hukuk devletinde ‘o imzayı atan FETÖcü’ argümanını kabul edemeyiz. Ben, size birbirinden farklı on tane bilirkişi raporu sundum. O nedenle bizim hukuki, maddi ve somut delillere bakmamız lazım” diye konuştu. Duruşmada son olarak söz alan Baransu’nun avukatı Çiğdem Koç, “Bu davanın Balyoz ile alakası benim aşk hayatımla ilişkisi kadar. Tutukluluğa devam kararınızda ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘örgüt propagandası yapmak’ ibareleri kullanmışsınız. Baransu bu davada ne zaman bu suçlardan yargılandı? Üslubunuza biraz daha dikkat etmenizi rica ediyorum” dedi ve tahliye talepleri olmadığını belirtti. Ara kararını açıklayan mahkeme, Mehmet Baransu’nun tutukluluğunun devamına ve Tuncay Opçin hakkında çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenmesine karar vererek davayı erteledi.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.