Duruşma Haberleri

Figen Yüksekdağ: Silvan’da bize tuzak kurup üzerimize ateş ettiler’

Figen Yüksekdağ: Silvan’da bize tuzak kurup üzerimize ateş ettiler’

Diyarbakır –  Sokağa çıkma yasakları sırasında çatışmaların durması için parti yöneticileriyle Silvan’a giden  eski HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, burada askerlerin üzerine ateş açtığını, bir askerin namluyu kendine doğrultarak “seni vururum” diye tehdit ettiğini anlattı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, dönemin Grup Başkan Vekilleri İdris Baluken ve Çağlar Demirel ile milletvekilleri Altan Tan, Ahmet Yıldırım, Ertuğrul Kürkçü, Mehmet Ali Aslan ve Saadet Becerikli’nin, “görevi yaptırmamak için direnmek”, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” ve “cumhurbaşkanına hakaret” iddialarıyla yargılandıkları dava, Silvan Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Bir önceki duruşma hakkında zorla getirme kararı verilen Figen Yüksekdağ, tutuklu bulunduğu Kocaeli 1 No’lu F Tipi Kapalı cezaevinden duruşmaya Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Avukatların da katıldığı duruşmada ilk olarak Yüksekdağ savunma yaptı. Olay tarihinde Silvan’da sokağa çıkma yasağının olduğunu ve ciddi insan hakları ihlali yaşandığına dikkat çeken Yüksekdağ, bu ihlallere karşı parti olarak sorumluluk alarak, bir heyetle beraber Silvan’a gittiklerini anlattı.

‘İlk gün öldürme hedefiyle başıma gaz attılar!’

Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması ve yaşanan sorunların büyümemesi amacıyla noktasında ilçeye gittiklerini anlatan Yüksekdağ, bu süre içerisinde hem bakanlık hem de valilikle iletişim halinde olduklarını dile getirdi. Kentte gittikleri ilk gün halka beraber yapmak istedikleri yürüyüşe sert bir müdahalede bulunulduğunu ve bu müdahalede başını hedef alarak kendisine gaz bombası attıklarını belirten Figen Yüksekdağ o gün yaşadıklarını şöyle aktardı:

“Aynı gün yine kaymakam ile görüşme yaptık. Benim kafama gaz bombası atılıyor ve kaymakamın bundan haberi yok. O gün Valilikle de görüşmemiz devam ediyordu. Vekillerimiz resim kurumlarla sürekli görüşme halindeydi. Biz orada sorunu çözmeye o ablukanın kaldırılması için müzakere ediyorduk. İkinci gün bize dönük ciddi saldırı olunca kitle daha da kalabalıklaştı. O anda bizle herhangi bir şekilde görüşme yapmadılar, alanda da yoklardı. Çatışmaların yaşandığı mahallelerde  evlere doğru gittik. O ana kadar bile hala polis yoktu. Mahallenin önüne geldiğimizde orda barikatlar ve özel hareket jandarmaları ile karşılaştık.”

‘Devletin kolluk güçleri bize tuzak kurmak istediler’

Figen Yüksekdağ abluka altındaki mahalleye girmeye çalıştıkları sırada sokakta silahla tarandıklarını aktardı. Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz o manzarayı gördükten sonra neyle karşı karşıya olduğumuzun farkında vardık. Güvenlik adına bu kadar açıktan tuzak kurmanın başka bir tanımı yoktur. Az bile söylediğimi düşünüyorum. Devletin kolluk güçleri bize tuzak kurmak istediler. O ortamda benim hakaret ettiğimi düşünüyorsunuz ama ben az bile söyledim. Biz orda kalleşçe bir pusuya düşürüldük.  Biz mahalleye girmeye çalıştık ve mahalleye giden sokakta bize ateş ettiler. O anda etrafımızda bizle görüşme yapan tek bir polis yoktu.”

‘Yaşanan saldırıda iki sivil yaşamını yitirdi’

Yaşanan saldırıda iki sivil yurttaşın yaşamını yitirdiğine ve kendisinin de ölümle tehdit edildiğine dikkat çeken Yüksekdağ, “Aralıklara ateş açılması iki dakika sürdü. O anda yere çöktük bir kısmının havaya ateş açıldığını gördük. Bizi taramaya çalışıyorlardı. Bir kısım havaya bir kısım ise üzerimize ateş açıyordu. Biz o can pazarında halkı çıkarmaya çalıştık. Sadece vekillerin bölgede kalmasına karar verdik. Biz o esnada fark etmedik ama halkın beklediği alanda bir arkadaşımızın yaşamını yitirdiğini öğrendik. O yaylım ateşinde yaralanan arkadaşlarımızdan bir tanesiydi. Bir hafta hastanede kaldıktan sonra arkadaşımız yaşamını yitirdi. Arkadaşımızın halası da onu hastaneye götürmeye çalışırken yaşamını yitirdi” dedi.

‘Asker, namlu doğrultup seni vururum, diyerek tehdit etti’

Beraatini talep eden Yüksekdağ, sözlerini şöyle noktaladı: “Polisler bizlere haksız bir şekilde müdahale etmiştir. Görevi kötüye kullanan onlardır ve doğrudan bir provakasyon yapmışlardır. Biz o anda zaten kimseyi görmedik, üzerimize ateş açılmıştı. O asker sonra gelip benim üzerime namlu doğrultarak, ‘Seni vururum’ diye tehdit etti. Ben de ‘Vurmazsan şerefsizsin’ dedim.  Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatimi talep ediyorum.”

İddia makamı eksik hususların giderilmesini isterken, mahkeme başkanı Yüksekdağ’ın müştekilerle karşı karşıya gelme talebinin reddine, olayla alakalı görüntülerin bir CD’ye çekilerek cezaevine gönderilmesi talebinin ise kabulüne karar verdi. Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 19 Eylül günü saat 09:35’e erteledi.,

Demirtaş, ‘Figen Yüksekdağ’ı öldüreceklerdi, engelledik’ demişti

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasının duruşmasında Silvan’daki saldırıya ilişkin bilgi verdi. Kobani Davası’nın 3 Ocak’ta görülen davasında Demirtaş, “Silvan’da Figen Yüksekdağ’ı öldüreceklerdi. Olayların büyümesi için bu provokasyonu yapacaklardı ancak biz bunu engelledik ve Yüksekdağ’ı oradan çıkardık. Efkan Ala, Meclis oturumunda Mithat Sancar’ın sorusu üzerine itirafta bulundu. Diyor ki ‘Evet, bizim de kontrol edemediğimiz güçler var.’ Bu Meclis tutanaklarına geçti.” diye konuştu.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.