Haberler

'Haber ekipmanlarına el konulması sansürün başka bir şeklidir'

'Haber ekipmanlarına el konulması sansürün başka bir şeklidir'

DENİZ TEKİN

Gazeteciler, haber ekipmanlarına el konularak uzun süre iade edilmemesinin bir tür cezalandırma yöntemi olduğunu belirtiyorlar. Gazeteci Beritan Canözer, son dokuz yılda altı telefon, beş bilgisayar, üç fotoğraf makinesi ve beş hard diskine el konulduğunu ve hâlâ kendisine iade edilmediğini ifade ediyor. MA Muhabiri Ahmet Kanbal da benzer bir deneyim yaşadığını ve bu uygulamanın gazetecileri mesleklerinden uzaklaştırmayı amaçladığını vurguluyor.

Her gözaltında, gazetecilerin telefon, bilgisayar, fotoğraf makinesi, hafıza kartları, hard disk gibi haber ekipmanlarına el konulması ciddi bir hukuki sorun oluşturuyor. Ancak, soruşturmalar ve davalardan sonra bile bu ekipmanların “incelemeler” gerekçe gösterilerek aylarca hatta yıllarca iade edilmediği görülüyor. Gazeteciler, bu durumun ekonomik maliyetinin yanı sıra bir tür cezalandırma ve sindirme yöntemi olduğunu dile getiriyorlar.

Beritan Canözer ve Ahmet Kanbal, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle sürekli olarak gözaltına alınmaları ve haber ekipmanlarına el konulmasıyla karşı karşıya olduklarını belirtiyorlar. Canözer, son dokuz yılda altı kez evine baskın yapıldığını ve sahada üç kez gözaltına alındığını açıklıyor. Bu sürede 6 telefon, 5 bilgisayar ve 3 fotoğraf makinesi, 5 har disk ve onlarca hafıza kartının el konulduğunu belirtiyor. Canözer, her seferinde, ekipmanlarının uzun süre iade edilmemesi nedeniyle maddi ve manevi zararlar yaşadığını ifade ediyor: “Hard disklerimi ben cezaevindeyken aileme ‘kırık’ bir vaziyette teslim edildiği için hiç birini kullanamadım. Fotoğraf makinam ve telefonum hala emniyette incelemede.”

‘Geliriniz iyi değilse yeni ekipman almanız imkânsız’

Gazetecilerin işlerini yapabilmeleri için haber ekipmanlarına gereksinim duyduklarını belirten Canözer, ekipmanlarına el konulduğunda sahada haber yapmanın zorlaştığını ve hatta engellendiğini söylüyor. Ayrıca, hafıza kartları ve hard disklerine el konulmasıyla yıllarca biriktirdiği haber arşivinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını dile getiriyor.

“Bir gazeteci olarak her gözaltı ya da ev baskınında nasıl bir maddi ve manevi zararla karşı karşıya kaldığımızı anlatmak zor. Türkiye’de ve bölgede gazetecilerin ne koşullarda çalıştığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bir gazeteci olarak üç yılda üç fotoğraf makinası ve dört kez de telefon aldığınızı düşünün. Bu sürekli gözaltına alınan bir gazeteci için bu sürekli tekrarlanan bir durum. Bir noktadan sonra artık var olan gücünüz de tükenmiş oluyor. Geçen yıl tahliye edildikten sonra yeni telefon aldım ancak, yeni bir makina veya bilgisayar almak mümkün olmadı. İyi bir geliriniz yoksa yeni ekipman almanız imkânsız.”

Canözer, “Ekipmanına el koyanlar seni sahada kamarasız, fotoğraf makinesiz görünce gazeteciden saymıyor. Haber yapmanı engelliyor” diyor.

Canözer, telefon ve haber arşivine el konulması nedeniyle gazetecilerin haber kaynaklarını saklama hakkı ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğine belirtiyor.

‘Bu gazeteciyi cezalandırma yöntemidir’

El konulan haber ekipmanları almak için yaptığı girişimlerin sonuçsuz kaldığını kaydeden Canözer, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Defalarca başvurduk, mahkemeye dilekçe yazdık. Emniyete gittik ancak, her seferinde ‘inceleme sürüyor’ cevabını alıyoruz. Hafıza kartı dahi olmayan bir fotoğraf makinasında neyi incelediklerini merak ediyorum doğrusu. Koskoca emniyet bir yıldır bir makinanın incelemesini nasıl bitiremiyor? Hâlâ emniyetin ekipmanlarımı teslim edeceğini umuyorum, çünkü bunu ummaktan başka yol bırakılmıyor. ‘Serbest bırakılsanız dahi bu bizim umurumuzda değil, gidin nasıl haber yapıyorsanız yapın’ tavrıyla karşı karşıyayız. Bu gazetecileri ekipmansızlıkla cezalandırma yöntemidir. Gözaltı, baskı veya tutuklamalarla gazetecilik yapmamızı engelleyemeyince bu kez ekipmansız bırakıp bu yolla haber yapmamızı engellemeye, yıldırmaya çalışıyorlar. Ekipmana el konulması sansürün başka bir şeklidir”

Kanbal: Geçen yıl iki defa el konulan ekipmanlarım bana verilmedi

Kanbal da benzer bir deneyim yaşadığını paylaşıyor. Gazeteciliğe başladığı 2013 yılından bu yana beş defa fotoğraf makinesi, bilgisayar, kamera ve telefonlarına el konulduğu söylüyor. Gözaltına alındığı 2023 yılında iki ev baskınında el konulan haber ekipmanlarının halen kendisine verilmediğini söyleyen Kanbal sözlerine söyle devam ediyor:  

“25 Nisan 2023 tarihinde gözaltına alındığımda el konulan ekipmanlarım arasında olan bir adet bilgisayar, fotoğraf makinesi, video kamera, iki adet harici hard disk, iki adet hafıza kartı, iki adet telefon ve hatırlamadığım teknik malzemeleri aradan geçen bir yıla rağmen alamadım. 6 Ekim tarihinde bir kez daha gazetecilik faaliyetlerim nedeniyle evime baskın yapılarak gözaltına alındım. Bu operasyonda da bilgisayar, fotoğraf makinesi, bir adet telefon, hafıza kartlarım ve arşivime el konuldu. Aradan geçen yedi aya rağmen bunlar da bana verilmedi.”

‘Gazetecileri meslekten uzaklaştırmanın bir aracı olarak görülüyor’

Kanbal, el konulan ve daha kendisine teslim edilen ekipmanların büyük çoğunluğunun ise kullanılamaz halde olduğuna dikkat çekiyor: “Teslim aldığım ekipmanlarımın ya bir yeri kırılmış ya bataryaları çürümüş ya da bir yerleri açılmış şekilde. Bunlar kullanılamaz hale getirilmiş.”  

Ekipmanlarının uzun süre iade edilmemesi nedeniyle gazetecilerin iş ve çalışma hürriyetinin engellendiğini ifade eden Kanbal’ın sözleri şöyle:

 “Gazetecinin ekipmanlarına el koymak gazeteciyi iş yapamaz hale getirmenin en temel yollarından biri haline geldi. Her ne kadar gazeteciler mesleklerini devam ettirmek için farklı arayışlara girmek zorunda kalsa da ekipmanı elinden alınmış bir gazeteci makineleri haczedilmiş bir fabrika misali üretim yapmaktan alıkonulmuş durumda. Türkiye gibi baskıcı rejimlerde gazetecilik yapmaya çalışan gazetecilerin ekipmanına el konulması onları meslekten uzaklaştırmanın bir aracı olarak görülüp, kullanılıyor. Bu nedenledir ki, her gözaltı operasyonunda bu yöntem öncelikli olarak tercih edilmektedir.”

Gazeteci meslek örgütlerinin hareket geçmesi çağrısı

Kanbal, bu uygulamanın basın özgürlüğünü tehdit eden en önemli sorunlardan biri olduğu, gazetecilerin mesleklerini sürdüremeyecek noktaya getirdiğini söylüyor. Gazetecilerin el konulan ekipmanlarının uzun süre verilmesinin suç olduğunu da vurgulayan Kanbal, gazeteci meslek örgütlerinin, gazetecilerin iş ve çalışma hürriyetini engelleyen, basın özgürlüğünü olumsuz etkileyen bu uygulamaya karşı acil olarak harekete geçmesi gerektiğini belirtiyor.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.