Kabul edilebilir ve etkili başvuru nasıl yapılır?
MLSA Hukuk Birimi avukatlarından Merve Kurhan’ın moderatörlüğünü yaptığı öğleden önceki oturumda ilk olarak AİHM Yazı İşleri Müdürlüğü avukatı Levent Yalçın, “47. madde uyarınca geçerli bir başvuru nasıl yapılır?” konusunu ele aldı. Başvuru formu üzerinden başvurularda yapılan yaygın hataları anlatan Yalçın, mahkemenin kabul edilemez bulduğu başvurulardaki küçük fakat önemli detaylara da dikkat çekti. Yalçın’ın sunumunun sonunda katılımcıların sorularını cevapladı.
Çalıştay, Strasbourg Barosu’ndan Av. Doç. Dr. Ümit Kılınç’ın “Avukatlık pratiği açısından kabul edilebilirlik kriterleri” başlıklı sunumu ile devam etti. Aynı zamanda Fransa’da aktif olarak avukatlık yapan Kılınç, Türkiye ve Fransa menşeili başvurularından örnekler vererek mahkemenin başvurularda dikkat ettiği noktalara ve ilk başvuru sırasında tetiklenebilecek mekanizmalar olduğuna değindi. Kılınç, sunumunun ardından katılımcıların sorularını cevapladı.
‘AİHM, Türkiye, Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerdeki insanların son çaresi olduğunun farkında mı?’
Öğleden sonraki oturum ise MLSA Hukuk Birimi avukatlarından Emine Özhasar moderatörlüğünde devam etti. AİHM Yazı İşleri Müdürlüğü Türkiye Bölüm Şefi Av. Dr. Atilla Nalbant, “Güncel davalar ve AİHM’in işleyişi” başlıklı sunumunu mahkemenin genel ve Türkiye kaynaklı iş yükü durumunu anlatarak açtı.
AİHM önündeki Türkiye kaynaklı iş yükünün de Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iş yükünün de hukuk devletinin erozyonundan kaynaklandığına dikkat çeken Nalbant, Türkiye’den son dönemde gelen başvuruların anayasa değişikliği sonrası arttığı ve 15 Temmuz Darbe Girişimi ardından “güvenlik devleti” anlayışının giderek yaygınlaşmasının da buna katkısı olduğunu söyledi. Söz konusu gelişmelerle birlikte gazeteciler, hak savunucuları ve siyasetçilere yönelik ihlallerin mevcut yapısal sorunlar ile birlikte daha sıklaştığına ve mahkemenin önüne geldiğine değinen Nalbant, katılımcılardan gelen soruları da cevapladı.
Çalıştayın son oturumunda ise eski AİHM yargıcı Dr. Rıza Türmen “AİHM kararlarının uygulanmaması sorunu”nu ele aldı.
“Bugün konuşulan meseleler AİHM’in Türkiye için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor aslında. Türkiye’nin tüm toplumsal ve siyasi meseleleri AİHM’in önüne geliyor ve AİHM kararları da bu meselelere etki ediyor. … Tabii ki AİHM bunun ne kadar farkında o ayrı mesele. AİHM’in Türkiye, Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerdeki insanların son çaresi olduğunun ne kadar farkında olduğunu da konuşmak lazım” diyen Türmen, AİHM kararlarının uygulanmamasının mahkemenin güvenilirliğini sarstığını ifade etti.
16-17 Mayıs 2023 tarihlerinde Reykjavik’te gerçekleştirilecek Avrupa Konseyi Liderler Zirvesi’ni hatırlatan Türmen, AİHM’in devlet ve hükümet liderlerine bu konuda bir muhtıra yazdığını katılımcılarla paylaştı.
Türkiye’de son dönemde hukukçuların dahi dile getirdiği “AİHM, yerel mahkemelere talimat veremez” argümanının son derece yanlış olduğuna dikkat çeken Türmen, Anayasa’nın 90. maddesini de hatırlatarak Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamayı taahhüt ettiğini ifade etti. Türmen, sunumunu katılımcıların sorularını cevaplandırarak sonlandırdı.
MLSA’nın Diyarbakır Barosu ve diğer barolarla işbirliği içerisinde hayata geçirdiği AİHM çalıştayları devam edecek.

