15 aydır tutuklu olan gazeteci Ferhat Parlak tahliye edildi

15 aydır tutuklu olan gazeteci Ferhat Parlak tahliye edildi
Diyarbakır -  Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan gazeteci Ferhat Parlak, 15 aydır tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasında yurt dışına çıkış yasağı ile tahliye edildi. Üzerine atılı suçlamaları reddeden ve gazeteci olduğunu belirten Parlak, “Bunları anlatmak için 15 aydır mahkemeye çıkacağım günü bekledim” dedi. Silvan'da 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında yaptığı haberler, sosyal medya hesabı paylaşımları, gizli tanık ifadeleri, yazdığı bir kitap ve Kandil'de KCK yöneticileri ile yaptığı röportaj gerekçe gösterilerek 10 Nisan 2018 tarihinde tutuklanan ve hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Silvan Mücadele gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Parlak'ın ilk duruşması görüldü. Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya gazeteci Ferhat Parlak ile avukatı Mehdi Özdemir katıldı. Parlak'ın eşi, ailesi, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır temsilcisi Mahmut Oral ve gazeteciler de Parlak'a destek için duruşmayı izledi.  Kimlik tespiti ve iddianamenin özetinin okunmasıyla başlayan duruşmada ilk olarak gazeteci Parlak söz aldı. 

“Bir elimde kamera ile görüntü çekerken diğer elimle nasıl molotof atarım”

Savunmasına “15 aydır tutukluyum. Hakkımdaki suçlamaları karşı savunma yapmak için 15 aydır mahkemeye çıkacağım bu günü bekledim” sözleriyle başlayan Parlak, "Ben babamın 1987 yılında kurduğu Silvan Mücadele gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini yapıyorum. Başka gazetelerde ve TV'lerde de muhabirlik ve gazetecilik yaptım" dedi. Yazdığı Şehitler Şehri Silvan kitabının iddianamede suç delili olarak gösterilmesine tepki gösteren Parlak, “Ben kitabı bu acılar bir daha yaşanmasın diye yazdım. Kitap hakkında herhangi bir yasaklama ve toplatma kararı yok. Bandrollü olan kitap aynı zamanda TBMM Kütüphanesinde de bulunuyor," dedi.  Hakkındaki gizli ve açık tanık ifadelerinin tutarsız, gerçeğe aykırı ve yalan olduğunu, bu kişilerin suçtan kurtulmak için kendisi hakkında asılsız beyanlarda bulunduğunu ifade eden Parlak, "Bir elimde kamera ile görüntü çekerken diğer bir elimle ise zırhlı araca molotof attığım iddiası hayatın olağan akışına aykırı. Ben  bir elimde molotof atarken diğer elimle nasıl görüntü çekebilirim. Her zırhlı araçta kamera var, molotof atmış olsaydım bu görüntüler ortaya çıkardı” diye konuştu. Parlak, Silvan'da yaptığı ve suç delili sayılan benzer haberlerin başka gazetelerde yayınlandığına ilişkin gazete kupürlerini mahkemeye sundu.

“15 aydır özgürlüğümden mahrum bırakıldım”

Parlak savunmasına devam ettiği sırada sözünü kesen mahkeme başkanı, "Ben daha önce savunmanı okudum. Tekrarlamana ve ayrıntıya girmene gerek yok" dedi. Savunmasına devam eden Parlak, gizli tanık ifadesine göre  eline keleş verip fotoğrafını çekip dağa çıkması için "şantaj" yaptığı kişinin şu anda Silvan'da oturduğunu söyleyerek, gizli tanığın bu iddiasının soyut ve asılsız olduğunu vurguladı. Daha önce el konulan gazetecilik arşivinin  adli emanette makbuz karşılığında kendisine verildikten 18 gün sonra evine yapılan baskında el konularak aleyhinde delil olarak kullanıldığına dikkat çeken Parlak, “Ben soruşturmayı yürüten savcıya ‘Siz bunları bana 18 gün önce teslim ettiniz’ dedim. Savcı ise bir şey demedi, sadece bana güldü” dedi.  Parlak, “15 aydır özgürlüğümden mahrum bırakıldım. Dünyalar güzeli iki kızımı çok özledim. Onlarla kahvaltı yapmak istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” sözleriyle savunmasını sonlandırdı. Parlak'ın ardından Silvan Adliyesinden duruşmaya SEGBİS ile katılan tanık Bilal Cesur, daha önce Parlak aleyhinde verdiği ifadeleri kabul etmeyerek şunları söyledi: “Ben Ferhat Parlak'ı gazeteci olarak biliyorum. Silahlı bir örgüt ile ilişkisini bilmiyorum, kendisini hendek olaylarında görmedim. Fotoğraf çekerdi, gazeteciydi. Örgüt faaliyetine şahit olmadım. Şimdiki beyanlarım doğrudur, bunlara itibar edilmesini talep ediyorum.” Ardından mütalaasını veren savcı, Parlak'ın üzerine atılı suçun vasfı ve mevcut delil durumu dikkate alınarak Parlak'ın tutukluluğunun devamını ve dava dosyasındaki eksiklerin tamamlanmasını talep etti.

“Gazetecilik faaliyetleri örgütsel faaliyet olarak gösterilmiştir”

Ardından savunma yapan Parlak'ın avukatı Mehdi Özdemir, duruşma savcısının müvekkilinin tutukluluk halinin devam kararı verilmesi yönündeki mütalaasını katılmadıklarını ve gizli tanık beyanlarının çelişkili olduğuna dikkat çekerek, “Müvekkilin gazetecilik faaliyeti tamamen örgütsel bir faaliyet olarak gösterilmiştir. Tanık Bilal Cesur daha önce müvekkilimin  örgütsel bir faaliyetinin olduğu beyan etmiş, ancak şu anda mahkeme huzurunda ise tam tersini beyan etmiştir. Müvekkilim savunmasında, gazeteci olduğunu, yaptıklarının gazetecilik faaliyeti olduğunu söyledi. Müvekkilim gazetecilik yapmıştır, gazetecilik faaliyeti ise suç değildir” dedi.   Müvekkilinin daha önce Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı ve beraat ettiği suçlamalar nedeniyle tekrar yargılandığına dikkat çeken Özdemir, bu yargılamanın mükerrer bir yargılama olduğunu vurguladı. Müvekkilinin PKK yöneticisi Murat Karayılan ile çözüm sürecinde yaptığı röportajın örgütsel bir propaganda içermediğini ifade eden Özdemir, Anayasa Mahkemesi'nin gazeteci Deniz Yücel için verdiği hak ihlali kararını mahkemeye sunarak müvekkilinin sadece gazetecilik mesleğini yaptığını söyledi. Müvekkilinin çok uzun süredir tutuklu olduğunu hatırlatan Özdemir, Parlak’ın tahliyesini talep etti. Savunmaların ardından duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme, ara kararını açıkladı. Mahkeme, delillerin önemli ölçüde toplanmış olması, Ferhat Parlak'ın tutuklulukta geçirdiği süre, kovuşturma aşaması itibariyle kaçma, gizlenme ve yada delilleri karartma hususunda somut olguların bulunmayışını dikkate alınarak Parlak hakkında yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbiri ile tahliye kararı verdi.  Mahkeme, tanıkların dinlenmesi ve dava dosyasındaki eksiklerin tamamlanması için bir sonraki duruşmayı 6 Kasım 2019 tarihine bıraktı.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.