Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak'ın istinaf başvurusu reddedildi

Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak'ın istinaf başvurusu reddedildi

Gizem Edin, İstanbul - "Anayasa’yı ihlal etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilen gazeteci Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve akademisyen Mehmet Altan hakkında, İstanbul 2. Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından istinaf taleplerinin reddine ve tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Sanıkların 15 gün içerisinde verilen kararı temyiz etme hakkı bulunuyor.

2 Ekim 2018’de gerçekleştirilen duruşmaya, Ahmet Altan, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı, diğer sanıklar ise mahkeme salonunda hazır bulundu. Duruşmayı English Pen temsilcisi Debbie Luxon ve CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da izledi. Tüm gün süren duruşmada, sanıklar ve sanık avukatları savcının mütalaasına karşı savunmalarını gerçekleştirdi.

'Recep Aktaş’a sormak lazım'

Duruşmada ilk sözü alan ve daha önceki duruşmalardaki savunmasını tekrarlayan Ilıcak, “43 yıllık meslek hayatımın hiçbir safhasında cemaate ait bilinen Zaman veya Samanyolu gibi veya benzeri yayın kuruluşları ile hiçbir zaman çalışmadım.” dedi. Ardından, “Zaten ondan sonra Özgür Düşünce ve Can Erzincan TV, bu iki yayın organı Recep Aktaş’a ait dairesinde hazırlanıyordu. Benim bildiğim cemaatle hiçbir ilişkisi yoktu. Eğer var ise eğer bu tespit edildiyse bunu Recep Aktaş’a sormak lazım.” dedi.

Alpay ve Altan AYM kararları

Ilıcak, Anayasa Mahkemesi’nin Genel Kurulu’na 5 Temmuz’da bireysel başvurusunun sevk edildiğini belirterek, “Artık süreç başladığı için Genel Kurul başvurumu muhtemelen ekim ayında görüşecek. Mehmet Altan’la birebir örtüşen iddialar ve gazetecilik faaliyeti söz konusu olduğundan muhtemelen hak ihlali kararı verecek.” dedi.

Savunma sırasında gözyaşlarını tutamayan Ilıcak, savunmasını şu sözlerle tamamlayarak beraatını talep etti: “Bu haksızlığa son verin lütfen. Benim gibi köşe yazarlarının hemen hepsi tahliye oldu. Ayrıca benim için emsal teşkil eden Alpay ve Altan AYM kararları var. Ben hiçbir suç işlemedim.”

'Yazı ve yorumu “cebir ve şiddet” sayan bir anlayış'

Mehmet Altan, savunmasında savcının mütalaasını eleştirerek, “309. madde 'cebir ve şiddet kullanarak' diye başlıyor. Yazı ve yorumu 'cebir ve şiddet' sayan bir anlayışla mı karşı karşıyayız? Böylesi afaki suçlama cümleleriyle insanların yaşamlarının yok sayılmak istendiği böyle bir hukuk nerede var?” diye sordu. Mehmet Altan, “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı” ve “ifade ve basın özgürlüğü” ihlaline karar verilen AYM ve AİHM kararındaki paragrafları mahkeme heyetine okuyarak savunmasını tamamladı.

Mehmet Altan’ın savunmasından sonra söz verilen, Polis Akademisi’nde öğretim görevlisi olan sanık Şükrü Tuğrul Özşengül, savunmasında, “Ben müebbet hapis cezasına çarptırılıyorum. Hiçbir delil ortaya konmuyor. İnsanlar bu kadar kolay yargılanmamalı” dedi.

'Savcı Anayasa Mahkemesi ve kararlarını yok sayıyor, 153. madde çok açık ve net'

Ahmet Altan, savcı mütalaasında yer alan ifadelere dair “Suçun maddi bir neticesi bulunmadığını ve 'soyut tehlike yaratıldığını' söyleyen savcı arkasından 'deliller' olduğunu söylüyor. Maddi neticesi olmayan suçun ve soyut tehlikenin delili nedir?” diye sordu.

Altan, “Savcı, Anayasa Mahkemesi ve kararlarını yok sayıyor. Anayasa’nın 153. maddesi çok açık ve nettir. Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar. Ama bu mahkeme Anayasa Mahkemesi kararlarını yok sayıyor.” dedi. Ayrıca, hakim, Altan’ın savunma hakkı kapsamının dışına çıktığı yönünde Altan’ı sözünü keserek uyardı.

Altan’ın savunmasından dikkat çeken diğer başlıklar şöyle:

“Beni cezalandırmak istiyorlar ama hukukta ve yasada bunun karşılığını bulamıyorlar. Bulamazlar ve bulamayacaklar. Çünkü ben haklıyım.”

“Hayatımı bir hücrede geçirmeye aldırmıyorum çünkü kendimi bir çizgi romanın içinde dolaşıyormuş gibi hissediyorum. Hiçbir şey ciddi ve ürkütücü gözükmüyor bana.”

Diğer tutuklu sanıklar ve sanık avukatları da tahliye talep etti.

Dava süreci

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Şubat 2018 tarihinde Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, kapatılan Zaman gazetesi görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı, gazetenin marka pazarlama müdürü  Yakup Şimşek ve Polis Akademisi eski öğretim görevlisi  Şükrü Turgut Özşengül için, "Anayasa'yı ihlâl etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman'ın hakkında ise beraat kararı verilmişti.

Sanık avukatları istinaf yoluna başvurmuş ve dava İstanbul 2. Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nde görülmeye başlanmıştı. Mehmet Altan’ın “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı” ve “ifade ve basın özgürlüğü” ihlaline hükmeden 11 Ocak 2018 tarihli (2016/23672 sayılı) AYM kararı ve 20 Mart 2018 tarihli (13237/17) sayılı AİHM kararı sonucunda, İstanbul 2. Bölge Adliye Mahkemesi heyeti tarafından, 18 Haziran 2018 tarihinde, Mehmet Altan’ın tahliyesine karar verilmişti. 2 Ekim tarihli duruşmada İstanbul 2. Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından sanıkların istinaf başvurusu reddedilerek sanıkların tutuklanmalarının devamına karar verildi. Davanın Yargıtay'a taşınması bekleniyor.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.