Avrupa Parlamentosu, Türkiye'ye ilişkin 2025 yılı ilerleme raporunu yayımladı. Raporda gazetecilere yönelik baskılar ve yargılamalar geniş yer bulurken, HDK operasyonunda Şubat ayında tutuklanan gazeteciler Ender İmrek ile savunmanlığını MLSA'nın üstlendiği Yıldız Tar ve Elif Akgül isim verilerek anıldı. Avrupa Parlamentosu, bu gazetecilerin insan hakları alanındaki çalışmaları nedeniyle hedef alındığını belirterek, Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik baskıları kınadı.
Raporun ilgili bölümünde, “...gazeteciler Elif Akgül, bağımsız gazeteci; Yıldız Tar, Kaos GL genel yayın yönetmeni; ve Ender İmrek, Evrensel gazetesi yazarı – insan hakları alanındaki çalışmalarıyla tanınan bu isimlerin siyasi saiklerle gözaltına alındığı ve yargılandığı” ifadeleri yer aldı.
Rapor, bu vakaların Türkiye’deki daha geniş çaplı baskı ortamının parçası olduğunu vurguladı. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ile gazeteciler Seda Selek, Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Kürşad Oğuz hakkında açılan, ağır hapis cezaları talep edilen davalara da atıf yapıldı. Parlamento, bu isimlerin geçici olarak beraat etmiş olmasına rağmen, cezai takibin devam etmesinden duyulan endişeyi dile getirdi.
Raporda ayrıca İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’in bu ve benzeri dosyalarda aktif rol oynaması dikkat çekici bulundu. Gürlek’in daha önce siyasi isimlere yönelik davalardaki geçmişi hatırlatılarak, Avrupa Birliği’nin Küresel İnsan Hakları Yaptırım Rejimi kapsamında değerlendirilebileceği belirtildi.
Suriye'de öldürülen gazeteciler
Avrupa Parlamentosu, İstanbul Barosu yönetiminin iki Kürt gazetecinin Suriye’de öldürülmesi üzerine soruşturma talep ettiği gerekçesiyle “terör propagandası yapmak” ve “yanıltıcı bilgi yaymak” suçlamalarıyla görevden alınmasını da kınadı. Baro yönetiminden bir ismin, Avrupa Konseyi kurumlarıyla görüşmek üzere gittiği Strasbourg dönüşü tutuklanması da raporda “hukukun araçsallaştırılması” örneklerinden biri olarak gösterildi.
AYM kararları uygulanmıyor: Can Atalay örneği verildi
Rapor ayrıca, Türkiye'deki genel insan hakları ortamına dair ağır eleştiriler içeriyor. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, milletvekili Can Atalay örneğiyle gündeme getirilirken, 2016’da İstanbul Atatürk Havalimanı’na düzenlenen IŞİD saldırısının faillerinin Yargıtay kararıyla serbest bırakılması “ciddi bir hukuk krizi” olarak tanımlandı.
Avrupa Parlamentosu, Türkiye hükümetine gerçek ve yapısal bir yargı reformuna gitmesi çağrısında bulundu. Mevcut reform stratejilerinin yüzeysel kaldığı belirtilerek, yargıya siyasi müdahalelerin sona erdirilmesinin “strateji değil, siyasi irade meselesi” olduğu vurgulandı.
