Köşe Yazıları

Hakkı Boltan: Bölgede gazetecilik kuşatma altında

Hakkı Boltan: Bölgede gazetecilik kuşatma altında
Image

CAFER SOLGUN

1962'de Dersimli Alevi ve Kürt bir ailenin çocuğu olarak Elazığ’da doğdu. Siyasi nedenlerle çeşitli dönemlerde (1980'ler ve 90'larda) sıkıyönetim mahkemesi ve DGM’de yargılandı, uzun süre hapis kaldı (toplam 17.5 yıl). Çeşitli medya organlarında çalıştı. 2007-2021 yılları arasında “sağlıklı, işleyen bir demokrasi için geçmişle yüzleşme” konulu çalışmalar yapan Toplumsal Olayları Araştırma ve Yüzleşme Derneği'nin (Yüzleşme Derneği) kurucu başkanlığını yaptı. Dersim, Alevi sorunu, cumhuriyet tarihi konulu yayınlanmış birçok kitabının yanı sıra son olarak “İşkenceci-Burada Allah Yok!” (2023) adıyla bir romanı yayınlandı. 

“Gazetecilerin bölgede habercilik çalışmaları kuşatma altında. Bu, önceki yıllarda da böyleydi ama günümüzde alanları çok daha daraltılmış durumda”

Geçen 4 Ocak günü, kuruluşunun 4. Yılını kutlayan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), 2023 yılında gazetecilerin maruz kaldığı hak ihlalleri raporunu yayınladı.

Diyarbakır’da düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklanan rapora göre, 2023 yılı boyunca 75 gazeteci hakkında soruşturma açıldı. 66 gazeteci hakkında dava açılırken, 44 gazeteci ceza aldı. Toplamda gazetecilere 48 yıl 9 ay 14 gün hapis, 147 bin 486 TL para cezası verildi. 280 gazetecinin yargılaması devam ederken, gazeteciler 821 kez hakim karşısına çıktı. DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu’nun da aralarında bulunduğu tutuklu gazeteci sayısı (4 Ocak 2024 itibariyle) 57. 58 gazetecinin de işine son verildi. Bu dönemde RTÜK 68 yayına 84 ayrı ceza verdi. 112 habere yayın yasağı getirildi. 83 internet sitesi kapatıldı, 7 bin 106 habere erişim engeli getirildi, 3 bin 761 sosyal medya içeriğine engel konuldu. Yıl içerisinde 36 gazeteci çeşitli şekillerde saldırıya uğrarken 43 gazetecinin evi basıldı, 119 gazeteci gözaltına alındı, 36 gazeteci tutuklandı. Yıl içerisinde 64 gazeteci kötü muameleye maruz kalırken, 38 gazeteci tehdit ve ajanlık dayatmasına, 110 gazeteci de haber takibinde engellemelerle karşılaştı. 37 gazeteci cezaevinde ihlallere maruz kaldı... (Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz) 

“Gazetecilik alanı çok daraltıldı”

DFG yöneticilerinden Hakkı Boltan, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı. Boltan, bölgede gazetecilerin işlerini “kuşatma altında” yapmaya çalıştıklarını vurgulayarak şöyle devam etti:

“Gazetecilerin bölgede habercilik çalışmaları kuşatma altında. Bu, önceki yıllarda da böyleydi ama günümüzde alanları daha çok daraltılmış durumda. Devletin muhalif gazetecilere yönelik son derece kaba bir yaklaşımı var. Örneğin, basın-yayın binaları, yayın yapılan stüdyolar, teknik yayın araçlarına ‘suç malzemesi’ diye el konuluyor. Radyo-TV gibi medya kuruluşlarına program durdurma, ekran karartma gibi yaptırımların yanı sıra fahiş para cezaları veriliyor. Amaçları, gazeteciliği işlevsiz kılmak.”

Boltan’a göre 2023 yılında çok sayıda gazeteci mahkeme salonlarında “mesai yapmak” durumunda bırakıldı ve bu oran geçen yıllara göre artmış durumda:

“2022 yılında kamu oyunun tüm baskısına, eleştiri ve tepkilere rağmen AKP-MHP iktidarı ‘dezenformasyon yasası’ adı altında bir sansür yasası çıkardı. Bu sansür yasasıyla 2023 yılında doğrudan habere müdahale edilmeye başlandı. Yürütülen soruşturmalarda, davalarda gazetecilerin haberleri düpedüz ‘suç unsuru’ olarak değerlendiriliyor. DFG raporunda tespit edildiği kadarıyla 2023 yılında 280 gazeteci 821 kez mahkeme karşısına çıktı. Geçtiğimiz yıllara göre bu rakam 2023’te bu kadar arttı. Gazeteciler adeta haberden ziyade mahkemelerde mesai yaptı. Haberlere erişim engeli getirilmesinin de bu dönemde arttığı görülüyor.”

“Gazeteciliğin ölçüsü iktidarı övmek mi?”

Halen cezaevlerinde aralarında Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu’nun da bulunduğu 57 gazetecinin bulunduğunu hatırlatan Boltan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezaevinde tutuklu gazeteci yok” (21 Aralık 2023) şeklindeki açıklamasının “gülünç” olduğu görüşünde:

“Adalet Bakanının kendisini gülünç duruma düşürdüğü bu açıklamasını bizzat savcıların hazırladığı iddianameler yalanlıyor. Gazetecilerin yargılandıkları iddianamelerde, ‘delil” diye gösterilen unsurlar, gazetecilerin haberleri. Habercilik, en temel gazetecilik faaliyetidir. Demek ki iktidarı övmeyen ya da iktidarın işine gelmeyen haberler yapmayı gazetecilik faaliyeti görmüyorlar. Gazeteciliğin ölçüsü iktidarı övmek midir? Ama onlar böyle düşünüyorlar diye gerçek ortadan kalkmış olmuyor. Derneğimizin eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Hollanda’da Free Press Unlimited tarafından ‘En Dirençli Gazeteci’ ödülüne layık görüldü.”

“Seçim ortamında medya daha çok önemli”

Boltan, yaklaşan yerel seçimlerle ilgili olarak, “Her seçim öncesinde bölgede gazetecilere yönelik yapılan operasyonların çetelesi önümüzde” diyerek dayanışmanın önemine dikkat çekiyor:

“Her seçim öncesinde gazetecilere yönelik yapılan operasyonların çetelesi önümüzde. Medyaya halkın her zaman gereksimi var ama seçim zamanlarında bu gereksinim daha da önemlidir. İnsanlar doğal ve haklı olarak gelişmeleri doğru bir şekilde öğrenmek, haberdar olmak, tercihlerini ona göre belirlemek ister. Öyle görünüyor ki insanları ‘havuz medyasına’ mecbur bırakmak için, sansür yasasını muhalif ve özgür basına karşı daha etkili şekilde kullanacaklar. Buna karşı gazetecilerin, meslek örgütlerinin dayanışması her zamankinden daha çok önemli. Tabii ki kamuoyunun da doğru haber alma hakkına sahip çıkması, özgür medyanın gerekliliğinin bilincine varması ve gazetecilerle dayanışması da öyle...”

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.