Haberler

Alman siyasetçilerden AİHM’in Deniz Yücel kararına ortak yorum: Gazetecilik suç değildir

Alman siyasetçilerden AİHM’in Deniz Yücel kararına ortak yorum: Gazetecilik suç değildir
25 Ocak Salı günü gazeteci Deniz Yücel’in başvurusu hakkındaki kararını açıklayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’nin gazetecinin “hürriyet ve güvenlik hakkını” ve “ifade özgürlüğünü” ihlal ettiğine hükmetti ve Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum etti. AİHM’in kararını yorumlayan Alman siyasetçilerin uzlaştığı nokta ise Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüklerine saygı duyması ve gazeteciliği kriminalize etmekten derhal vazgeçmesi gerektiği oldu.

Alman bakanlardan basın özgürlüğüne ve insan haklarına saygı çağrısı

Almanya Dışişleri Bakanlığı adına açıklama yapan Almanya Federal Hükümeti İnsan Hakları Politikaları ve İnsani Yardım Sorumlusu Luise Amtsberg, AİHM’in Deniz Yücel kararının demokratik toplumlar için basın özgürlüğünün önemini bir kez daha vurguladığını belirtti. Almanya Adalet Bakanı Marco Buschmann, şahsi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada AİHM’in Deniz Yücel kararı ile Türkiye’ye çok net bir mesaj gönderdiğini söyledi. Buschmann, “Makbul kabul edilmeyen gazetecilerin susturulmak için hapsedilmeleri Avrupa'nın değerleri ile uyuşmazlık içerisindedir” ifadelerini kullandı. Federal Meclis Başkanvekili, Kültür ve Medyadan Sorumlu Devlet Bakanı Claudia Roth ise AİHM’in Deniz Yücel kararının tüm Avrupa’daki basın özgürlüğü için önemli olduğu yorumunu yaptı. Roth, AİHM’in bu karar ile devletlerin baskılarına karşı gazetecilere bir kez daha güvence verdiğini ve Avrupa Konseyi üyesi devletlerin gazetecileri hapsedemeyeceğinin bir kez daha altını çizdiğini söyledi. Gazetecilerin dünyanın dört bir yanındaki olayları kendi perspektiflerinden özgürce ve bağımsız bir şekilde bildirebilmelerinin bir toplumdaki ifade özgürlüğü ve tartışma kültürünün ön şartları olduğuna dikkat çeken Roth, “Basın özgürlüğü, bir toplumda temel hakların ne kadar korunup, bu haklara ne kadar saygı duyulduğunun önemli bir göstergesidir” dedi. Federal Hükümet bakanları, kararın açıklamasından sonra şahsi sosyal medya hesaplarından arka arkaya açıklamalar yapmaya devam etti. Eğitim ve Araştırma Bakanı Bettina Stark-Watzinger, AİHM’in Yücel kararıyla net bir mesaj verdiğini söyleyerek “İnsan hakları ve basın özgürlüğü pazarlığa açık değildir” ifadelerini kullandı ve evrensel haklarından mahrum bırakılan herkes için mücadeleye devam etme çağrısı yaptı. Deniz Yücel’in 367 günlük tutsaklığını “hukuksuzluk” olarak niteleyen Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner de AİHM’in kararının insan hakları ve basın özgürlüğü açısından önemli bir işaret olduğunu belirtti ve “Basın çalışanlarının özgürlüğü, her zaman bir toplumdaki özgürlüklerin önemli bir kıstasıdır” yorumu yaptı.

Cem Özdemir: Deniz Yücel’in yargılanması bariz şekilde siyasiydi

AİHM’in kararını eleştiren Ziraat Bakanı Cem Özdemir, Mahkemenin kararının prensip olarak memnun edici olsa da eksik olduğunu ifade etti. Özdemir, Deniz Yücel’in tutukluluğunun ve yargılanmasının arkasında siyasi motivasyonlar olduğunun çok bariz olduğunu belirterek “Erdoğan’ın beyanları son derece açıktı. Erdoğan, yıllarca utanmadan gazetecilere, düşünürlere ve sanatçılara karşı nefret tohumları ekti ve bu kişiler de uydurma suçlamalarla hapsedildi” dedi. Özdemir’in Deniz Yücel’in tutukluluğunun ve yargılanmasının sistematik bir soruna işaret ettiği yorumuna katılanlar arasında eski bakan ve Almanya Hristiyan Demokrat Birliği milletvekili Norbert Röttgen de vardı. Röttgen, şahsi hesabından yaptığı açıklamada AİHM’in Deniz Yücel kararını, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve insan haklarının yapısal olarak ortadan kaldırılmaya başlandığı 2016 yılından beri devam eden sistematik insan hakları ihlallerinin devam ettiğinin tescillenmesi olarak yorumladı. Röttgen die Welt’e ayrıca yaptığı açıklamada ise “Erdoğan, sistematik olarak Avrupa ile olan ortak değerler paydasını yok etmeye devam etse de halen birçok cesur, muhalif sesin var olmaya devam etmesi Türkiye toplumunun gücüne işarettir. Sivil topluma sırt dönmemeliyiz, aksine güçlendirmek için elimizden geleni yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Türkiye, sorumluluklarını yerine getirmeli

Eski Avrupa'dan sorumlu Devlet Bakanı ve Sosyal Demokrat Parti milletvekili Michael Roth da AİHM’in kararını Türkiye’ye “sınırsız basın özgürlüğünü garanti altına al” çağrısı olarak yorumladı ve “Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi olarak sorumluluklarını yerine getirmelidir" çağrısı yaptı. Almanya Gazeteciler Federasyonu adına açıklama yapan Federasyon Başkanı Frank Überall, Türkiye’de halen cezaevinde bulunan ve yargılanan gazeteciler ile dayanışma çağrısı yaptı. Überall, “Karar, basın özgürlüğü için önemli bir zafer olsa da Türkiye’de gazetecilerin halen yargılandığını ve cezaevlerinde olduğunu unutmamalıyız. Meslektaşlarımızla dayanışmayı sürdürmeliyiz” dedi.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.