Duruşma Haberleri

Gazeteci Sezgin Kartal'ın tutuklu yargılandığı davada tahliye talepleri reddedildi

Gazeteci Sezgin Kartal'ın tutuklu yargılandığı davada tahliye talepleri reddedildi
EYLEM SONBAHAR*
13 Ocak'ta tutuklanan gazeteci Kartal'ın yargılandığı davanın ilk duruşmasında mahkeme, kuvvetli suç şüphesi gösteren somut delillerin varlığı ile adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle tahliye taleplerini ayrı ayrı reddetti ve tutukluluk halinin devamına karar verdi. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde sabah saatlerinde evi basılarak gözaltına alınan Karşı Mahalle muhabiri Sezgin Kartal, üç günlük gözaltının ardından "örgüt üyeliği” şüphesi ile tutuklanmıştı. 24 Ocak 2023 tarihinde hazırlanan iddianamede, gazeteci Kartal’a yöneltilen suçlamaya Adana Cumhuriyet Başsavcılığının başka bir kişi hakkında yürüttüğü soruşturma kapsamında 16 Eylül 2020 tarihinde gerçekleştirilen ev aramasında el konulan bir bilgisayarda bulunduğu iddia edilen 26 Eylül 2014 tarihli bir fotoğraf delil olarak gösteriliyor.  HTS kayıtlarına da iddianamede yer veren savcı, 1 Ocak 2014 tarihine kadar İstanbul il sınırları içerisinde bulunan Kartal’ın suçlama konusu fotoğrafın çekildiği iddia edilen tarihten iki gün önce Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine doğru hareket ettiğini belirterek Kartal’ın buradan fotoğrafın çekildiği bölgeye gidip silahlı örgüt eylemlerine katıldığını iddia ediyor. Kartal’ın telefonunun 26 Eylül günü 20.19- 23.06 saatleri arasında sinyal vermeyi kestiğini belirten savcı, suçlama konusu yapılan fotoğrafın gündüz çekildiğine iddianamede yer vermese de Kobanê- Suruç arasındaki mesafenin Google Maps’e göre 10 kilometre olduğunu söyleyerek Kartal’ın silahlı örgüt eylemlerine katıldığının göstergesi olduğunu öne sürüyor. Duruşma öncesi adliye önünde yapılmak istenen basın açıklamasının Kağıthane Kaymakamlığı tarafından yasaklanmasını gerekçe gösteren polis, birçok kişiyi gözaltına aldı.

Duruşma salonunda polisin olmasına savcı, ‘Bizlerin güvenliği için’ dedi

Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Kartal’ın “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Tutuklu bulunduğu Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan getirilen Kartal, jandarma eşliğinde duruşma salonunda hazır bulundu. Avukat Merve Kurhan ve avukat Nimet Acar'ın da hazır bulunduğu duruşmaya tanık olarak dinlenecek olan gazeteci İbrahim Karakaş, tutuklu bulunduğu Adana F Tipi  Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan SEGBİS ile katıldı. Polislerin de bulunduğu duruşmada kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından gazeteci Kartal savunmasına başladı.  Mahkeme başkanının "Tanığı tanıyor musun?, Suriye'ye geçtin mi?" Kartal, tanımadığını ve Suriye'ye gitmediğini söyleyerek cevap verdi. Avukatlar, duruşma salonu dışında Kartal'ın ailesinin ve davayı takip etmek isteyen gazetecilerin beklediğini ancak salonda kolluk görevlilerinin olduğunu söyledi.  Savcı, "Bizlerin güvenliği için" diyerek avukatlara cevap verdi. Avukat Kurhan, salonda halihazırda jandarma bulunduğuna dikkat çekti. 

Kartal: Madem örgüt üyesiyim, neden o kadar yıl ifadem alınmadı? 

İzleyicilerin duruşma salonuna alınmasıyla savunmasına devam eden Kartal, "Depremde dört duvar arasında hiçbir şey yapamamak büyük bir acıydı" dedi. Gazetecilik sürecini anlatan Kartal şöyle devam etti: "Haberlerimin tamamı hak odaklıdır. Gözaltına alındığım 10 Ocak günü hem doğum günüm, hem çalıştığım Karşı Mahalle sitesinin kuruluş yıldönümü, hem de Çalışan Gazeteciler Günü. Şu zamana kadar hiçbir örgütün propagandasını yapmadım. Hakkımda açılan davalardan biri olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde verilen mahkumiyet kararı yazı işleri müdürü olduğum dönemde başkasının yazdığı yazıdan dolayı verilen cezadır." İddianamede iddia edilen kısımlar için de açıklama yapan Kartal, "Sosyal medya hesaplarım incelenmiş. Açık kaynak araştırmasında herhangi bir örgütü öven ifadem olmadığı yer alıyor. Madem ben silahlı bir örgütün üyesiyim peki neden gözaltı kararı için bu kadar yıl beklenmiş?" diye sordu. Savcının "Eylül ayında neden Güneydoğu'ya gitme ihtiyacı duydunuz, Cerablus'a geçtiniz mi?" sorularına Kartal, "Sınır hattında insanların oluşturduğu çadır kamplar ile ilgili haber yapmak için gittim" yanıtını verdi. Kartal'ı tanımadığını söyleyen tanık Karakaş, "Özgür Gündem gazetesi çalışanıydım. Suriye'ye hiç gitmedim, gazetecilik faaliyetlerini İstanbul'da yürütüyordum. Fotoğrafı kimin, nerede, ne zaman çektiğini bilmiyorum" diye konuştu. Savcı ise mütalaasında 'kuvvetli suç şüphesi bulunduğu' gerekçesiyle Kartal'ın tutukluluk halinin devamını istedi.

'Dosyada görüntülerin aslı yok'

"Her ne kadar iddia makamı tarafından tutukluluk halinin devamı yönünde mütalaa bildirilmiş ise de biraz sonra sunacağımız gerekçelerle bu aşamada müvekkilimizin tahliyesini talep etmekteyiz" sözleriyle savunmasına başlayan avukat Kurhan, "Müvekkilimin takip ettiği haberler daha çok toplumsal olaylar, işçi eylemleri olmuştur. Uzun yıllar İstanbul'da gazeteci olarak çalışmalar yürüterek yaşamını sürdürmüştür. Hiçbir şekilde bir yere gizlenmemiş, açık bir yaşam sürdürmüştür. 26.09.2014 tarihinde Kobane bölgesinde çekildiği iddia edilen görüntüdeki silahlı bir şahsın müvekkilimiz olduğu iddia edilmektedir. İlgili görüntü müvekkilimi hiç tanımayan ve hiçbir ilgisi bulunmayan İbrahim Karakaş adlı bir şahsın ev aramasındaki dijitallerde bulunmuştur. Karakaş tanık olarak dinlenmiş ve sanığı hiç tanımadığını belirtmiştir. Öncelikle görüntülerin asılları dosya içerisinde bulunmamaktadır. En azından biz asıllarına ulaşamadık. Dolayısıyla sağlıklı bir görüntü analizi yapılabilmesi mümkün değildir" dedi.

'Deliller yoruma dayalı'

Kurhan, "Savcılığın yoruma dayalı ve somut gerçekliği temsil etmeyen suçlayıcı delillerine rağmen Yargıtay 9. 16. ve 3. Ceza Daireleri'nin belirlediği örgüt üyeliğinin maddi ve manevi koşulları bu dosyada oluşmamaktadır. Örneğin müvekkilim kod isim kullanmakla itham edilmemektedir, askeri veya ideolojik eğitim aldığına ilişkin ipucu seviyesinde dahi veri bulunmamaktadır. Hal böyle iken, bir gazetecinin bir günde örgüte katılıp, profesyonel silahlı militan olması, hemen ardından silahlı gösteriye katılıp yüzü açık şekilde kendisini teşhir etmesi ve yine Türkiyeye dönerek normal yaşama dönmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Örgüt üyesinin gizlilik kuralına uymayan bir davranıştır" diye belirtti. Tutukluğun sonlandırılması gerektiğini ifade eden Kurhan, "Bu aşamada, CMK 109 gereğince hiç gerek olmamasına rağmen gazeteci olan müvekkilin takdir edilir ise adli kontrol hükümlerinden bir veya birkaçı uygulanarak tahliye edilmesini talep ederiz" dedi. Beş dakika verilen aranın ardından basın ve izleyicilerin alınmadığı duruşmada mahkeme, "kuvvetli suç şüphesi gösteren somut delillerin varlığı ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle" tahliye taleplerinin ayrı ayrı reddine, Kartal'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Emniyet Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak Kartal'ın 2013-2016 yılları arasında teşhise elverişli fotoğraf kaydının bulunup bulunmadığının var ise ilgili fotoğrafların aslının mahkemeye gönderilmesini isteyen mahkeme başkanı, dosyanın özel kriminal büro personeline yollanarak fotoğraflar konusunda yeniden rapor hazırlanmasına da karar vererek davayı 22 Haziran'a erteledi. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.