Duruşma Haberleri

Gazeteciler İzel Sezer ve Doğan Ergün hakim karşısına çıktı

Gazeteciler İzel Sezer ve Doğan Ergün hakim karşısına çıktı
Gazeteciler İzel Sezer ve Doğan Ergün’ün “iftira”, “hakaret” ve “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin basın ve yayın yoluyla hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 23 Aralık’ta İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Müşteki tarafın davaya katılma talebini kabul eden mahkeme, İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosya ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığındaki soruşturma dosyasının istenmesine karar vererek davayı 10 Mart 2022 tarihine erteledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal’ın İleri Haber’de yayımlanan haber üzerine yaptığı şikayet ile “iftira”, “hakaret” ve “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin basın ve yayın yoluyla hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi” suçlamalarıyla yargılanan gazeteciler Ergün ve Sezer'in yargılandıkları davanın ilk duruşması bugün görüldü. İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya gazeteciler avukatları Şerif Özgür Urfa ile birlikte katıldı. Müşteki Mustafa Doğan İnal'ın katılmadığı duruşmada avukatları Melike Nur Bak ve Ferah Yıldız hazır bulundu. Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş'un da izlediği duruşmaya salonunun küçük olması ve pandemi gerekçe gösterilerek sınırlı sayıda kişi alındı. 

‘Bağlı kalacağımız nokta hakikattir’

Bir üniversitede gazeteci adaylarına habercilik ve editörlük dersleri verdiğini, birincil kaynağının Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından hazırlanan “Hak ve Sorumluluk Bildirgesi” olduğunu söyleyerek savunmasına başlayan Ergün, iddianamenin yargı mekanizmasının geldiği noktayı göstermesi açısından önemli olduğunu ifade etti. Gazetecilerin kamusal bir görevi olduğunu belirten Ergün, “Bağlı kalacağımız nokta hakikattir. Mustafa Doğan İnal, yargının bağımsız işleyişine müdahale girişimi nedeniyle soruşturmaya uğramış, bu girişiminin gerçek olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilmeyen şey, yargının bu girişimden etkilenip etkilenmediği olmuştur. Zaten İnal da bir davanın işleyişine müdahale etmek üzere İstinaf Mahkemesi Başkanı, eski bir bakan ve Fransız Büyükelçiliğini bir araya getirdiğini, böyle bir görüşme yapıldığını kabul etmektedir. Somut olgulardan bir diğeri, bu görüşmenin içeriğine ilişkin iki gazetecinin kitap ve makale yazmış olmalarıdır. Üçüncü somut gerçek yine bu görüşmeye dair bir milletvekilinin çeşitli iddialar dile getirdiği, bu iddiaları Adalet Bakanına sorduğudur” diye konuştu. Ergün savunmasına şöyle devam etti: “Yürütme organının başının avukatlığını yapan kişinin, yabancı bir şirketin talebi doğrultusunda yargının işleyişine müdahale girişiminde bulunması, bunun içeriğiyle ilgili bir milletvekilinin bakana soru sorması iddiaları dünyanın herhangi bir yerinde ve herhangi bir döneminde haber değeri taşır.  Son olarak, İleri Haber’de yayımlanan ve bugün dava konusu olan bu haberin sorumluluğunu üstleniyorum. O dönem İleri Haber Genel Yayın Yönetmeni olarak bu haberdeki her satır benim sorumluluğumdadır. Suçlamaları reddediyorum. Bu haberde, gazetecilik ilkelerine bağlı kaldığımızı övünerek kayda geçiriyorum.” 

‘Siyasi değil, hukuki karar çıkacağını umuyorum’

Gazetecilik faaliyeti nedeniyle yargılandıklarını belirten Sezer ise, “Bugün burada yapılan yargılama, Türkiye’nin basın özgürlüğü tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Türkiye’de yüzlerce basın emekçisi yaptıkları haberler nedeniyle öldürüldü, tutuklandı, uzun yıllar cezaevinde kalmak zorunda bırakıldı. Tüm bunlar, özgür basına saldırı niteliği taşır” sözleriyle savunmasına başladı. Suç unsuru olarak gösterilen haberlerde hakaret olmadığını söyleyen Sezer, sözlerine şöyle devam etti: “Haberi açıp baktığımızda görüyoruz ki tüm ifadeler iddia üzerine kurulmuş ve kesin bir yargının bulunduğu hiçbir cümle kullanılmamış, dolayısıyla kimse hakkında kesin bir hükme varılarak iftira atılmamıştır. Söz konusu haberlerin bir kısmının yazılı bulunduğu ses kayıtlarının İleri Haber’in hiçbir çalışanı tarafından alınmadığı ve suç işleme gayesiyle yayınlanmadığı aşikardır. Bu ses kayıtlarına ilişkin haberlere İleri Haber’den önce başka gazetelerde yer verilmiş ve milletvekilleri Ahmet Şık ve Ali Mahir Başarır bu ses kayıtları hakkında soru sormuştur, gündeme getirmişlerdir. Üstüme atılı tüm suçlamaları reddediyorum ve bu davanın sonucunda siyasi değil, hukuki bir karar çıkacağını umuyorum.”

‘İki müvekkilime de dava açılması basın yasasına aykırıdır’

İddianamede, yargılamaya konu olan haberlerin sadece tarihlerinin bulunduğunu ancak herhangi bir link verilmediğini söyleyen avukat Şerif Özgür Urfa, sadece müşteki tarafından sunulan haber çıktılarına atıf yapıldığını belirtti. Urfa, “Müvekkiller haber içeriğini kabul etmektedir. İddianamede somut delillerin belirtilmesi gerekirdi. Usuli anlamda her iki müvekkilime de dava açılmış olması 5651 sayılı yasaya ve Basın Yasası’na aykırıdır” dedi. Müştekinin isminin geçtiği ses kayıtlarının sosyal medyada, kitapta ve savcılık soruşturmasında yer aldıktan sonra haberleştirildiğini ifade eden Urfa, “Habere konu olan Cendere kitabının yazarı ve haber ile iddianamede adı geçen Ahmet Şık’ın tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Yine müştekinin şüpheli olarak soruşturmasının yapıldığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 220/181449 soruşturma dosyasının celbini talep ediyoruz. Müştekinin Ahmet Şık hakkında açtığı tazminat davasına ilişkin olarak İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/3 sayılı dosyanın celbini de talep ediyoruz. Haberler hiçbir şekilde hakaret, iftira içermemektedir. Beraat kararı verilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Müşteki avukatı: ‘Gazetecilik kimliği ardında algı operasyonu yapılıyor’

Sanıklar hakkındaki suç duyurularının devam ettiğini belirterek sözlerine başlayan avukat Ferah Yıldız, “Doğan Ergün’ün savunmasında belirtmiş olduğu, müvekkilimiz tarafından Ahmet Şık’a açılan 3 ayrı davanın biri reddedilmiş, diğer ikisi kabul edilmiştir. Bununla ilgili belgeleri mahkemeye sunacağız. Doğan Ergün’ün gazetecilik kimliği arkasında algı operasyonu yapmaktadır. Savunmada geçen hususlarla ilgili hem delillerimizi sunacağız hem de yasal haklarımızı kullanacağız” dedi. Şikayetlerinin devam ettiğini söyleyen avukat Melike Nur Bak da delilleri mahkemeye sunacaklarını ifade etti. Katılma talebinde bulunulmasına avukat Şerif Özgür Urfa, “Müştekinin kendisinin sebebiyet verdiği olaylarla ilgili mağdur olması söz konusu olamaz. Katılma talebine red kararı verilmesini talep ediyoruz” dedi. Katılma taleplerini kabul eden mahkeme, katılan vekillerine delillerini sunmak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine, İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosya ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığındaki soruşturma dosyasının istenmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca, Avukat Özgür Urfa'nın Cendere kitabı yazarı Barış Terkoğlu ve milletvekili Ahmet Şık'ın tanık olarak dinlenmesi hususundaki talebinin dava ve soruşturma dosyaları geldikten sonra değerlendirilmesine hükmederek davayı erteledi.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.