Duruşma Haberleri

Gezi davasında Kavala’ya tahliye yok, Nisan’da karar çıkması bekleniyor

Gezi davasında Kavala’ya tahliye yok, Nisan’da karar çıkması bekleniyor
ELİF AKGÜL*
Birleştirilen çArşı ve Gezi davalarının tefrik edilmesinin ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Gezi davasının yedinci duruşması 21 Mart’ta görüldü. 1062 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala, bu duruşmada da tahliye edilmedi. Kalabalık izleyici katılımı nedeniyle İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülen duruşmada sanıklar ile avukatları hazır bulundu. Son üç celsedir duruşmalara katılmayan Osman Kavala ise SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlandı. Hak örgütleri ve konsolosluk temsilcilerinin yanı sıra CHP Milletvekilleri Özgür Özel, Turan Aydoğan, Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, Onursal Adıgüzel ve Mahmut Tanal ile HDP Milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Saruhan Oluç, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, TİP milletvekili Ahmet Şık da duruşmayı takip etti.

Atalay: Siz hukuk adına konuşmayın, siyaset yapın!

Duruşmada usule ilişkin söz alan Can Atalay şöyle konuştu: “Biz Gezi'yi savunduk, savunmaya devam edeceğiz. 2014'te kulağımıza ulaştırılan duyumlara rağmen bu ülkeden gitmedik. Biz, bu yargılamayı uzatmıyoruz. Önceki duruşmada bize yurt dışına çıkış yasağının konulmamasını ‘ahlaksız teklif’ olarak nitelemiştim. Bunun manası ‘Gidin, elimizi rahatlatın, hızlıca karara gidelim’ demekti. Biz bunu elimizin tersiyle iteriz. “Siz hukuk adına konuşmayın, siyaset yapın! Savcı, Fethullahçı polislerin eylemini sahipleniyor. 15 Haziran'dan önce telefon konuşması yok, çünkü bizim lehimizedir o konuşma. Fethullahçı Nazmi başlatıyor soruşturmayı; imzasız rapora dayandırıyor. “Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 yıldır ne zaman canı sıkılsa Gezi diyor, Gezi'deki dava diyor. Bu dosyadan ceza çıkmak durumunda. Bu dosya sürekli gündemde. Geçtiğimiz hafta çıkan haberlerle ilgili kısmi tensip geldi ama Beştepe'de bu davayla ilgili toplantı yapıldığı Adalet Bakanı Gül'ün fikri kabul edilmediği için istifa ettiğini biliyoruz. Bunu tekzip edemediler. Bu denge içinde geçen gün İçişleri Bakanı açıklama yaptı. Heyetiniz, Soylu hakkında suç duyurusunda bulunacak mı? Yargılamayı etkilemenin daha bariz bir örneği yok. Soylu'nun peynir ihracatçıları ile ilişkisiyle ilgilenmiyorum. Benimle, Mücella Abla ve Tayfun ile ilgili beyanda bulunmaktan men ediyorum ve sizin de suç duyurusunda bulunmanızı istiyorum. Eğer bu talebimi redderseniz karar tümüyle politik olacaktır.” Can Atalay'ın ardından konuşan Kavala'nın avukatı Köksal Bayraktar, "Siz, bir tane bile tanık dinlemediniz, tevsii tahkikat taleplerini bir kenara ittiniz. Yasal olarak sizin sanıkları dinleme hakkınız bile yok" dedi. Bayraktar’ın ardından beyanda bulunan sanıklardan Ali Hakan Altınay'ın avukatı Tora Pekin ise "Dosyaya getirilen ve tartışılan hiçbir delil yok, delillerin toplanması taleplerini reddetiniz. Bir tek delilin konuşulmadığı dosyada karara gidilmesi hakkında ne düşünürsünüz?" diye konuştu. Pekin, AİHM'in Türkiye'ye dosyanın kapsamlı olması gerekçesiyle savunma için toplamda 6 ay süre verdiğini hatırlattı ve esas hakkında savunma için süre talep etti.

İşler: Ne yaparsanız yapın, bu kararlar hukuka uygun hale gelmeyecek

Can Atalay, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman'ın avukatı Evren İşler ise beyanında şöyle konuştu: "Hem iddianamenin hem de esas hakkında mütalaanın dayanağı olan tapelerle ilgili sorunlar var. Kesintiler olan tapelerin kararları ve ses kayıtları yok. Bunlar olmadan işlem yapılması mümkün değil. Ne yaparsanız yapın, nasıl kıymetlendirirseniz kıymetlendirin bu kararlar hukuka uygun hale gelmeyecek. Kararların ve ses kayıtlarının dosyaya getirilmesini istiyoruz." Sanıklardan Çiğdem Mater'in avukatı Hürrem Sönmez ise "Mütalaada 'anlaşılmıştır' ile biten cümleler var. Müvekkilim ile ilgili 'Gezi kalkışmasının başarısız olması sonucu belgeselin yarım kaldığı anlaşılmıştır' denilmiş. Ben avukatı olarak neden çekmediğini bilmiyorum. Siz nereden anladınız?” diye sordu.  “Hukuka bağlı, bağımsız mahkemelerin yargılama yapacağına inanıyoruz hala” diyen Sönmez, “Müvekkilin ‘Ermenistan Erivan film festivaline götürülen ve hükümeti yıkmak için çektiği’ iddia edilen videonun ne olduğunun tespit edilmesini ve iddia makamının iddiasını somutlaştırmasını talep ediyoruz" dedi. Yiğit Aksakoğlu'nun avukatı Aslı Kazan, soruşturma dosyasında imzası bulunan üç hakimin “Fethullahçı yapıya” mensup olduğunu hatırlattı. Ses kayıtlarının da eksik olduğunu söyleyen Avukat Kazan, bu yolla çarpıtma yapıldığını belirtti. Kazan ses kaydını dinletmek istedi, mahkeme başkanı kabul etmedi.

Savcı tutukluluğun devamını istedi

Savcı Edip Şahiner’in süre taleplerinin kabulüne karar verilmesi ve Kavala'nın tutukluluk halinin de devamına karar verilmesi yönündeki görüşünün ardından görüşe ilişkin beyanda bulunan Osman Kavala şunları söyledi: “Beraat ettikten ve tahliye kararı verildikten sonra iki ayrı suçtan tutuklandım. Barkey ile görüşmelerle ilgili herhangi bir somut bilgi ve belge de konmadı dosyaya. Bu görüşmeler sadece birbirine yakın baz istasyonundan gelen sinyale dayanıyordu. Casusluk suçundan tutuklanmış olduğumun hukuksuz olduğu aleni hale gelmiştir. Özellikle ‘casusluk’ suçlamasına dair ne ortada temin edilmiş bir bilgi var, ne de iddia makamının bu bilginin ne olduğunun araştırılmasına dair bir çabası. Casusluk suçlamasının kurucu unsuru var olmadan böyle bir suçlama yapılması tamamen hukuk dışıdır.” Osman Kavala'nın avukatı Tolga Aytöre ise "İki yıldır casusluk suçlamasıyla ilgili tutukluluğun devamını istiyorsunuz. Bu suçlama hiçbir suçun unsuru olamaz. Bu yargılama siyasi baskı altında yapıldığı için güvenmiyoruz. Siyasi ideolojik coşkuyla yazılmış bir mütalaa bu. Bu iddianame ve mütalaanın ayak izlerine basmayın, aldatılıyoruz. Bu çok uzun sürmez, hukuktan uzaklaşanların çok da uzağa gidemediğini gördük. Karar, takdir heyetinizin" dedi.

Oy çokluğu ile tutukluluk kararı

Ara kararını açıklayan mahkeme oy çokluğuyla Osman Kavala’nın tutukluğunun devamına ve duruşmanın  22 Nisan 2022 günü görülmesine karar verildi. Karar oy çokluğuyla alındı. Karara yine önceki ara kararlarda olduğu gibi üye hakim Kürşad Bektaş şerh düştü. Bektaş şerhinde şu ifadelere yer verdi: “Sanığın savunmasının alınmış olması, delillerin toplanmış olması, dosya kapsamı, delil durumu, dosyanın geldiği aşama, bu aşamadan sonra sanığın delil karartma ihtimalinin olmaması, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, tutukluluğun bir tedbir oluşu, tutuklulukta istenilen amaca 5271 sayılı CMK’nın 109. Maddesinde belirlenen adli kontrol tedbirlerinden bir veya birkaçının uygulanması ile ulaşılabileceği değerlendirilerek, sanığın durumuna göre ölçülü olmayan tutukluluğun devamı yönündeki çoğunluğun görüşüne katılmayarak, sanığa uygulanacak ölçülü bir veya birkaç adli kontrol tedbiri ile tahliyesi görüşündeyim” İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkan Mesut Özdemir, ayrıca esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmadıkları için sanıklara ve müdafiilerine "son kez süre verilmesine" karar verdiklerini belirtti. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş,  MLSA’ya atıf yapmak şartı ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.