Haberler

İranlı gazeteci: Rejim, gazetecileri tutuklayarak gözdağı vermek istiyor

İranlı gazeteci: Rejim, gazetecileri tutuklayarak gözdağı vermek istiyor
DİNDAR KARATAŞ
İran'da başlayan protesto eylemlerinde onlarca insan yaşamını yitirirken onlarca gazeteci de tutuklandı. İran'da yaşayan gazeteci Caferi, “Rejimin gazeteciye bakışı hiç değişmedi. Gazetecinin yaşamı daima tehlike altında. Bundan dolayı, rejim değişmeden gazeteciler için bir şey değişmeyecek” dedi. Basın özgürlüğü konusunda karnesi en kötü ülkeler arasında yer alan İran'da yazılı ve görsel basın, radyo yayınları, sinema, sanat galerileri, internet ve sosyal medya, sansüre tabii tutuluyor. Yazılı, görsel-işitsel ve elektronik yayınların büyük bir kısmı, İslami İrşad ve Kültür Bakanlığı'nın ön kontrolünde.  İran’da ahlak polisinin Mahsa Amini’yi öldürmesiyle başlayan rejim karşıtı protestolar sonrasında ülkedeki internet erişimine de kısıtlama getirildi. Daha önce de 2019 yılında yaşanan ekonomik kriz gösterilerinde yüzlerce kişi yaşamını yitirmiş ve internet kısıtlaması getirilmişti. O dönemde olduğu gibi şu an devam eden protesto eylemlerinde ülkede çalışan gazeteciler rejim tarafından aktif olarak hedef alınıyor.  Mahsa Amini'nin katledilmesini hastanede çektiği fotoğraflar ile duyuran günlük Shargh Gazetesi kadın muhabiri Niloofar Hamedi 22 Eylül'de evinde gözaltına alınarak tutuklandı. Hamedi'nin Twitter hesabı da aynı saatlerde askıya alındı.  Ülkede gazeteciler toplu olarak tutuklanmaya ve üzerlerindeki baskı giderek artmaya devam ederken mevcut durumu onlardan dinlemek için ulaştığımız gazetecilerin birkaçı bilgi vermekten çekindi. İsminin güvenlik gerekçesi ile değiştirilmesini gazeteci Caferi, ülkede gazeteciler olarak neler yaşadıklarını anlattı. 

'Çektiğimiz görüntüleri kendimiz paylaşamıyoruz'

Ülkede basın özgürlüğü ve gazeteci güvenliğinin olmadığını vurgulayarak sözlerine başlayan Caferi, İran’da devletin resmi TV kanalları başta olmak üzere “muhalif” olanlar da dahil tüm gazetelerin, haber ajanslarının, radyoların ve diğer tüm kitle iletişim araçlarının rejimin denetiminde olduğunu söyledi. Rejimin protestolar başlar başlamaz internete erişimi kısıtladığını hatırlatan Caferi, var olan bilgi akışının bu yolla kontrol altına alınmaya çalışıldığını paylaştı. Caferi, İran yasalarında kullanımı “suç” olarak tanımlanan Sanal Özel Ağ (VPN) uygulamalarını kullanmak zorunda kaldıklarını söyleyerek buna rağmen sahada çektikleri görüntüleri ve haberleri istedikleri gibi paylaşamadıklarını belirtti. Kendilerine uygulanan sansürün ciddi boyutlara ulaştığının altını çizen Caferi, “Bakan, ‘Biz interneti sadece geçici olarak kapattık’ diyerek aslında işledikleri suçu kabul ediyorlar. İnsanların haber alma haklarını ellerinden alıyorlar. Gazetecilere ücretsiz internet erişimi linkleri gönderiliyor geçmiş yıllarda olduğu gibi. Bu yolla gazetecilerin neler yaptıklarını izlemek istiyorlar. Birçok gazeteci de izlendiğini bile bile bunu kullanmak zorunda kalıyor. Protesto eylemini  göstericinin bulunduğu yerden takip edemiyoruz. Yani, haber ve aramıza mesafe koymak zorunda bırakılıyoruz. Çünkü polislerin bizi orada görmesi gözaltına alma gerekçesi olabiliyor.  Biz bu durumdayken aslında protestocular kendi muhabirliklerini yapıyorlar” diye konuştu. 

‘Rejim gözdağı veriyor’

İran’da gazetecilerin tutuklanması alışılmış bir uygulama olsa da toplu tutuklamalarla birlikte yaşanan artışın endişe verici olduğunu söyleyen Caferi, tutuklanan gazetecilerin neden tutuklandığının sorusunun ise özellikle cevapsız bırakıldığını ifade etti. Caferi, rejimin henüz tutuklanmayan gazetecilere toplu tutuklamalar ile açıkça gözdağı verdiğini söyleyerek, “Ülkede ayrıca bir çok kişi muhalif gazeteci kimliğini saklıyor. Çünkü yaptıkları haberler ve çektikleri görüntüler ülke dışında yayın yapan kanallarda paylaşılıyor. Bunu yapan gazetecinin kimliği ortaya çıktığı takdirde o gazeteci casuslukla suçlanıyor ve tutuklanıyor. Bunun için birçok gazeteci kimliğini gizliyor. Protestoları takip ederken yanlarına sadece bir telefon alıyorlar ve bu telefon içinde hiçbir bilgi yok. Kesinlikle hafızası boş oluyor. Bununla aslında gözaltına alınma durumunda güvenliklerini sağlama yoluna gidiyorlar. İnternet erişimi için genellikle WiFi kullanıyor ve hatta hackerlardan dahi yardım alanlar oluyor” dedi. 

‘Rejim değişmeden gazeteci için bir şey değişmez’

İran'da yaşanan her protesto eyleminde gazeteci mesleğinin gerekliliklerini yerine getirmekte eksiklikler yaşadıklarını belirten Caferi, “İran'daki gazetecilerin de her yerde olduğu gibi belli bir tarafı var. Ancak bu taraf noktası tartışılır. Rejime yakın gazeteciler, ılıman muhalif gazeteciler ve kimliklerini gizleyen muhalif gazeteciler. Burada bir protesto olduğunda aslında İran merkezli medya kuruluşları halkın dili ile değil, rejimin dili ile haber yapıyorlar çünkü aksi takdirde tutuklanıyor. İranlı bakanlarından biri Türkiye'ye geldiğinde çocukları için ciddi bir alışveriş yapmıştı. Ülkede ise insanlara sürekli ‘Yerli malı kullanın’ nasihatları  veriliyor. Bunu ortaya çıkaran bir gazeteci arkadaşımız tutuklandı. Yine daha önce BBC Farsça kanalına röportaj veren bir gazeteci arkadaşım casusluk suçlaması ile tutuklandı ve 12 yıl hapis cezası aldı. Rejimin gazeteciye bakışı hiç değişmedi. Gazeteci hep hayatı ile tehdit ediliyor. Bundan dolayı aslında rejim değişmeden gazeteciler için bir şey değişeceğini düşünmüyorum. Mesleki olarak da aslında ciddi bir örgütlenme yok. Bu da çok büyük eksiklik” diyerek sözlerini noktaladı. 

33 gazeteci tutuklandı 

Yaşanan protesto eylemlerinde şu ana kadar tutuklanan gazetecilerin sayısı her geçen gün artarken tutuklanan gazetecilerin sayıları kaynaklara göre farklılık gösteriyor.  Tahran Gazeteciler Derneği, 1 Ekim 2022 Salı günü yayınladığı liste ile protestoların başlangıcından bu yana 23 gazetecinin tutuklandığını paylaştı.  Gazetecileri Koruma Komitesi (Committee to Protect Journalists/CPJ) de tutuklanan gazetecilerin isimlerini yayımladı. CPJ’nin İran'daki kaynaklarından, basında çıkan haberlerden ve Tahran Gazeteciler Derneği'nden elde ettiği isimlere dayanan listede 4 Ekim tarihi itibariyle 35 kişi bulunuyor. Tutuklamaları ve tahliyeleri kayıt altına almak için düzenli olarak güncellenen liste şöyle: Yalda Moaiery,  Niloofar Hamedi, Iman Behpasand, Ruhollah Nakhaee, Alireza Khoshbakht, Zahra Tohidi, Fatemeh Rajabi, Mojtaba Rahimi, Majid Tavakoli, Marzieh Talaee, Mesud Kordpour, Khosrow Kordpour, Elahe Mohammadi, Elnaz Mohammadi, Vida Rabbani, Hamed Shafiei, Ahmedreza Halabisaz, Sarvenaz Ahmadi, Seyed Hossein Ronaghi Maleki, Elmira Bahmani, Batol Balalı, Samira Alinejad, Cabbar Dastbaz, Mehrnoosh Tafian, Farshid Ghorbanpour, Arya Caferi, Mobin Balouch, Javad Shaker, Alborz Nezami, Safiyeh Karabagi, Alireza Jabbari-Darestani, Siavash Soleimani, Ali Khatibzadeh, Shahram Azmodeh ve Ali Salem. Yazarının görüşlerini yansıtan bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, yazarına ve MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.