Haberler

Jin News yargı kıskacında: “Taciz ve tecavüz tehdidi alıyoruz”

Jin News yargı kıskacında: “Taciz ve tecavüz tehdidi alıyoruz”
Veysi Polat
Diyarbakır - Türkiye’de basına yönelik hak ihlallerinin yaşandığı kentlerin başında Diyarbakır geliyor. Merkezi Diyarbakır’da bulunan Türkiye’nin ilk kadın haber ajansı Jin News ise baskıya ve hak ihlaline en çok maruz kalan basın kuruluşu arasında yer alıyor. Jin News çalışanı ve aynı zamanda Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney, ajansın faaliyetlerini ve yaşadıkları baskıları MLSA’ya anlattı. 25 Eylül 2017 tarihinde kurulan Jin News’in merkez yönetim binası Diyarbakır’da. Diyarbakır istihbarat servisinde ve Ankara, Van, İstanbul temsilciliklerinde görev yapan toplam 42 kişilik ekibin tamamı kadın. Üç yıllık sürede özgün olarak kadın elinin değdiği yaşamın tüm alanlarına dair haberleri ile dikkat çekiyor. Bu nedenle açık hedef haline geldiklerini ifade eden deneyimli gazeteci Ayşe Güney de hakkında açılan üç dava nedeniyle adliye koridorlarını aşındıran isimlerden biri.

“Jin News kadının sesinin daha gür çıkması için var”

Ayşe Güney, Jin News’in kuruluş sürecini ve yayın politikasını şöyle anlatıyor: “3 yıl önce basın kuruluşları KHK’lar ile peşpeşe kapatılmıştı. Geçmişte kadın ajansları vardı. Biz o dönemde kadın gazeteciler olarak bir araya gelerek hem kadın ajansına ihtiyaç olduğu ve kadınların sesinin özgün olarak duyurulması gerektiği düşüncesiyle hem de kadın arkadaşlarımıza yeniden bir istihdam alanı açılması için ajansı kurduk. Bir kadın ajansıyız ancak yaşamın tüm alanları ilgi alanımıza giriyor. Amacımız yaşamın her alanındaki kadını görünür kılmak. Çünkü daha çok erkek ağırlıklı bir medya anlayışı var. Hem çalışanlar hem de haber kaynağı çoğunlukla erkek. Biz daha çok kadının sesini çoğaltmak istiyoruz.” Sahada kolluk güçlerinin ve haber kaynaklarının çeşitli baskılarına maruz kaldıklarını ifade eden Güney, “Sık sık baskıyla karşılaşıyoruz. Kolluğun ve haber kaynaklarının bize uyguladığı baskılar var. Sahada iki türlü erkekle karşı karşıyayız. Sürekli takip ediliyoruz. Gittiğimiz her yerde kimliklerimiz soruluyor; gözaltı yapılmadığı halde kamera, fotoğraf makinesi gibi temel ihtiyaçlarımıza el konuluyor. Sözlü taciz ve tecavüz tehdidiyle karşı karşıya kalıyoruz sahada. Resmi gözaltı olunca da soluğu adliyede alıyoruz. Sonuç denetimli serbestlik oluyor,” ifadelerini kullandı. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü gazeteci Ayşe Güney

“Ajansımız kadın mücadelesinin bir kazanımı”  

Şu an kadar haklarında açılmış 50’ye yakın dava olduğunu ve üç muhabirlerinin tutuklandığını belirten Güney, şöyle devam etti: “Hakkımızda açılan sayısız dava var. Üç yıllık yayın hayatımızda şu ana kadar üç arkadaşımız tutuklandı. Ama daha sonra tahliye oldular. Bir muhabirimiz hakkında 4, benim hakkımda 3, haber müdürümüz hakkında 8 dava açıldı. Toplamda hakkımızda açılan  50’ye yakın dava devam ediyor. Bir yargı kıskacı altındayız. Biz ajansımızı kadın mücadelesinin bir kazanımı olarak görüyoruz. Medya dilinin değişim ve dönüşümünde önemli bir payımızın olduğunu düşünüyoruz çünkü kadına yönelik bir farkındalık yarattık. Kadını mağdur olmaktan çıkardık.

“Yalnızca erkeklerden görüş alındığında haberin eksik kaldığı algısı oluştu”

Kadının sözünün daha çok kıymetlendiğini düşünüyoruz. Örneğin bir haber yapılırken iki erkekten görüş alınıyorsa bir kadından da görüş alma kotası geldi. Doğal bir baskı da sağlamış olduk. Salt erkeklerden görüş alındığında o haber eksikmiş gibi bir algı da oluştu. Kadının hem görünür olmasında hem de haber dilinin oluşmasında bir katkımızın olduğunu düşünüyoruz. Biz ajans olarak kadına yönelik şiddete dair çalışan bir sivil toplum kuruluşu gibi çetele hazırlıyoruz. Temmuz ayında verilerimize göre 35 kadın şiddete maruz kaldı ve katledildi. Bazı şeylerin normalleşmesi beklenir ama ne yazık ki kadına yönelik şiddette bu yaşanmıyor. Bu haberleri yazdıkça öfkemiz daha çok artıyor ve bize daha çok ihtiyaç olunduğunu gösteriyor. Biz kadın mücadelesinin evrenselliğine inanıyoruz. Ve geniş çevrelere ulaşma hedefimiz var. Uluslararası dayanışma ağlarına dahil oluyoruz. Yine Türkiye’de, ‘kadınlar birlikte güçlü’ gibi oluşumlarda yer alarak kadın mücadelesine destek veriyoruz.”
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.