Arşiv

Tahir Elçi Davası: Avukatlara kızan mahkeme başkanı salonu terk etti

Tahir Elçi Davası: Avukatlara kızan mahkeme başkanı salonu terk etti
DENİZ TEKİN*
Diyarbakır’da görülen Tahir Elçi cinayeti davasının bugünkü duruşmasında  tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle daha önce hakkında iki defa reddi hakim talebinde bulunulan mahkeme başkanı ile katılan avukatları arasında gerginlik yaşandı. Mahkeme başkanı, heyet üyeleri ile müzakere etmeden duruşmayı sonlandırmak istedi. Mahkeme, Elçi cinayetine ilişkin görüntülerin akıbetinin TÜBİTAK ve Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sorulmasına karar veren mahkeme, Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenilmesi talebini ise reddetti. Bir sonraki duruşma 5 Temmuz 2023’te görülecek.  Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki çatışmaların kentteki kültürel ve tarihi varlıklar üzerinde yarattığı tahribata dikkat çekmek için 28 Kasım 2015 günü Dört Ayaklı Minare önünde yaptığı basın açıklaması sonrasında öldürülen Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi’nin davasının altıncı duruşması bugün görüldü. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada sanık polisler Sinan Tabur, Mesut Sevgi ve Fuat Tan, “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek” , firari sanık Uğur Yakışır ise “olası kastla ölüme sebebiyet vermek” suçlamalarıyla yargılanıyor.

Polis, duruşmayı izlemek isteyen gazetecilerin basın kartlarının fotoğrafını çekti

Adliye binası çevresinde ve duruşma salonunda yoğun güvenlik önlemi alan polis, duruşmaya katılanların kimliklerini kontrol ettikten sonra salona aldı. Polis, duruşmayı izlemek isteyen gazetecilerin ise basın kartı ve kimliklerinin fotoğraflarını çektikten sonra salona aldı. Polisler, bu uygulamanın duruşmayı izleyecek gazetecilerin isimlerinin mahkeme başkanına bildirilebilmesi için yapıldığını söyledi.  Tutuksuz yargılanan sanık polisler Mesut Sevgi Hatay’dan, Fuat Tan Elazığ’dan ve Sinan Tabur ise Malatya’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Duruşmada Tahir Elçi’nin eşi avukat Türkan Elçi, Elçi’nin kardeşi Ömer Elçi, Mehmet Elçi ve avukatları hazır bulundu. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Avukat Hakları Merkezi Koordinatörü Gökhan Bozkurt, TBB yöneticileri ile Ankara, Antalya, Adana, Batman, Artvin, Tunceli, Hatay, Samsun, Kırıkkale, Kars, İzmir, Bursa, Adıyaman, Bingöl, Mardin, Siirt, Şırnak, Şanlıurfa barolarının başkanları ve yöneticileri de duruşmaya katıldı. Duruşmayı Amsterdam ve Rotterdam barosundan avukatlar ile MLSA, Af Örgütü, Hafıza Merkezi, Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı ve kentteki sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile CHP İstanbul Milletvekilli Sezgin Tanrıkulu izledi.  

Elçi: Bu duvarın harcında adalet bekleyenlerin derdini anlamada kayıtsızlık, cezasızlık geleneği var 

Celse arasında dava dosyasına gelen evrakların duruşma tutanağına geçirilmesiyle başlayan duruşmada sırayla söz alan sanıklar, gelen belgelere karşı bir diyeceklerinin olmadığını söyledi. Ardından katılan Av. Türkan Elçi beyanda bulundu. Davanın görüldüğü iki yıllık sürece dair bir değerlendirme yapmanın zorunlu hale geldiğini vurgulayan Elçi, “İlk duruşmaya geldiğimiz gün yargının ülke genelindeki pratiğini bildiğimiz halde yine de adaleti bulma yönünde umudumuzun olduğunu dile getirmekte beis görmemiştik. Savaşa karşı çıktığı esnada katledilen bir hukuk insanının, bir baro başkanının katledilmesinin alelade bir dava olmadığını, bu davanın kişisel olduğu kadar toplumsal ehemmiyetini, haksızlığa uğrayan her vatandaş gibi adaleti arama derdinde olduğumuzu ifade etmeye çalıştık; fakat anlaşılamadığımızı, en doğal hakkımız olan adaletle aramıza gün geçtikçe bir duvarın örüldüğünü kısa sürede idrak ettik. Yükselen bu duvarın harcında empati yoksunluğu var. Çünkü dört yılı aşkın bir zaman sonra açılması beklenen bir davadan medet uman mağdurlar olarak sanık muamelesi gördük, dışarıya atılmak istendik. Bu duvarın harcında toplumun genelinde ve bu davanın özelinde adalet bekleyenlerin derdini anlamada kayıtsızlık, devletin yargıcı olma kaygısı, devletin polisini yargılayamama, cezasızlık geleneği, kendine yakın hissetmediklerine ön yargı var” ifadelerini kullandı.

‘Adalet sözcüğünün anlamını yitirdiğini bu salonda görebiliyoruz’

Elçi, konuşmasının devamında davada görülen yargılama pratiğine dair özetle şu değerlendirmeyi yaptı: “Vatandaş, anasının ak sütü kadar helal olan adalete erişemiyorsa, ortada zulüm var demektir. Adaletin zıddı zulümdür. Adalet, insaflı davranma çerçevesinde tanımlanır; zulüm, başkasının hakkını yemek, hakkına engel olmak, hakkını eksik vermek, eziyet etmekle eş anlamlıdır. Aynı zamanda adalet, yükümlülük olarak da kabul edilir. Biz defalarca olay anından bugüne kadar hakkımız olan adaleti dile getirdik; bu sözcüğün anlamını yitirdiğinin de farkındayız. Konfüçyüs ‘Kelimeler anlamlarını kaybettiğinde insanlar özgürlüklerini yitirir’ der. ‘Adalet’ sözcüğünün anlamını yitirdiğini bu salonda görebiliyoruz. İki yıldır meslektaşlarım bu duvarı aşmak için ellerinden gelen, avukatlık etiğine dikkat ederek, davayı şova dönüştürmeden, sadece hukukun gerektirdiği bir çabayla emek sarf ettiler,  bu çabalarından dolayı da ayrıca onlara şükran borcum var.  Bu salonda, hakkımız olan adalete ulaşamayacağımız yönünde hukuksuzluklarla çizilmiş huzura uzak olduğumuzu anlatan karanlık bir tablo hasıl oldu.  Bugün burada bu tabloyu tarife çalışıyoruz. Bu tabloya bir toplumun beklentileri, insanca bir hayat tahayyülü, barışçıl dünya talebi, şiddetin savaşın karşısında aydın bir insanın kendini yükümlü hisseden iffetli ve cesaretli duruşu hapsolacaktır. İki yıllık sürecin sonunda yargının tarafsızlığına güvendiğimizi dile getirmeyi çok isterdik. Kendimizi huzurlu ve hakkı teslim edilmiş  bir vatandaş olarak hissedebilmemiz için aleyhimize işleyen her durumda umudumuzu kaybetmeden hakkımız olan adaleti karar anına dek  bu salonda düşlemekten ve talep etmekten geri durmayacağımızı bir kez daha dile getireceğiz.”

Av. Eren: Mahkeme Elçi cinayetinin aydınlatılmasında istekli değil

Türkan Elçi’den sonra söz alan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ise bu davada maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için burada olduklarını belirterek, mahkemenin “Bu davada maddi gerçeği ortaya çıkaramıyorum” diyerek Elçi cinayeti için “siyasi suikast” diyen dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenmesinden dahi vazgeçtiğine dikkat çekti. Eren, mahkemenin Elçi cinayetinin aydınlatılması yönünde istekli olmadığına ve bu nedenle etkili bir kovuşturma yürütmediğine işaret ederek, “Bizde bu inancı yok ettiniz” dedi.  Mahkemenin silahların eşitliği ilkesine ve adil yargılanma hakkına aykırı bir şekilde yargılama yaparak mahkemenin adeta kendilerine ihtiyaç duymadığını, Elçi ailesi avukatlarının bu davada sanık ve iddia makamı ile eşit görülmediğini söyledi. Eren son olarak “Bu davanın sıradan bir cinayet dosyası olarak gösterilmesine izin vermeyeceğiz. Bu politik ve karanlık cinayetin aydınlatılması ülkenin geleceği için önemli. Tarafsız bir yargılama yapmış olduğunuzun işaretlerini bize verin. Bu kaçıncı reddi hakim? Lütfen çekilin bu dosyadan!” dedi.  TBB Avukat Hakları Merkezi üyesi Av. Deniz Özbilgin ise adalet aradıklarını ve cinayetin aydınlatılmasını istediklerini söyleyerek, mahkemenin bu cinayeti aydınlatmak isteyen katılan tarafın sözlerine kulak vermesini ve kamuoyunun vicdanını rahatlatan bir yargılama yapmasını talep etti. 

Savunmaya sinirlenen mahkeme başkanı salonu terk etti 

Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Yöneticisi Av. Neşet Girasun, iki yıldır süren Elçi davasında mahkemeye ilettikleri 38 talebin 20’sinin reddedildiğine, 13’nün kabul edildiğine ve diğer taleplerinin ise halen cevaplanmadığına dikkat çekti. Elçi’nin Kürt toplumunda seçkin bir aktör olma özelliğinin bu davada dikkate alınması gerektiğini söyleyen Girasun, JİTEM’in ölüm mangalarının kol gezdiği 90’lı yıllarda Elçi’nin avukatlık yaptığını, bir faili meçhul cinayet dosyasına baktığını, Elçi’nin bu mirasının bu davada kendilerine ışık olduğunu, bu davanın peşini bırakmayacaklarını vurguladı.  Av. Girasun, “Bireysel yargıçlık tarihinizde bir hikaye oluşturmak veya çocuklarınıza iyi bir hikaye bırakmak istiyorsanız, bir müdahale olmadan siz kendiniz adil ve şeffaf bir yargılama yapın” dedi. Bu savunmaya sert tepki gösteren mahkeme başkanı, “Siz benim çocuklarımı karıştıramazsınız!” dedi. Av. Girasun “Zapta geçirin, şikayet edin” şeklinde cevap verdi. Mahkeme başkanına ve tutumuna tepki gösteren salondaki avukatlar, “Mahkemeyi babanızın çiftliği gibi yönetemezsiniz. Adil yargılama yapın. Talimat almadığınızı gösterin” dedi. Mahkeme başkanı, sözleri nedeniyle kendisine tepki gösteren TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sezgin Tanrıkulu ve bazı avukatlara “Siz konuşamazsınız. Oturun yerinize!” diyerek çıkıştı. Mahkeme kürsüsüne giden İzmir Barosu eski Başkanı Özkan Yücel de mahkeme başkanı ile tartıştı.  Mahkeme başkanı, “Duruşmanın disiplinini ve düzenini bozuyorsunuz.  Ben böyle devam edemem, duruşmayı kapatıyorum” diyerek cübbesini çıkartıp, mahkeme üyeleri ve salondaki avukatların şaşkın bakışları arasında koruma polisleriyle birlikte salonda ayrıldı. Mahkeme başkanı, bazı avukatların “Çocuklardan kasıt, bu ülkede yaşayan bütün çocuklardır. Yargılamayı bırakıp nereye gidiyorsunuz?” sorusuna cevap vermedi. Bazı avukatlar ise “Üye hakimlere danışmadan tek başınıza karar veremezsiziniz” diyerek salonu terk eden mahkeme başkanına tepki gösterdi. Mahkeme başkanı salonu terk ettikten sonra bir süre bekleyen heyet üyeleri de duruşma salonundan ayrıldı.  Mahkeme başkanı, kendisiyle görüşmek isteyen Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ve Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir’in taleplerini reddetti ve telefonlarına çıkmadı. Baro yöneticileri, konuyla ilgili Adalet Komisyonu Başkanı ile görüştüğü sırada mahkeme mübaşiri, “Ben duruşmayı sonlandırıyorum. İsteyen bekler isteyen çıkar” dedi. Mübaşir, buna tepki gösteren avukatlara bunun mahkeme başkanın kararı olduğunu söyledi.  Yarım saatlik bir bekleyiş ve mahkeme heyetinin davaya dair müzakereleri sonucunda heyet, duruşma salonuna döneceklerini mahkeme mübaşirine bildirdi. Ardından heyet duruşma salonundaki yerini aldı. Duruşma sanıklar, olmadan devam etti. 

Mahkeme, Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenilmesini talebini değerlendirmedi 

Ankara, Samsun, Artvin ve Hatay Baro Başkanları, davaya katılma talebinde bulundu. Daha sonra katılan Elçi Ailesi adına söz alan Av. Mahsuni Karaman, bu davanın ve soruşturmasının en başından beri layıkıyla yürütülmediğini söylemekte ısrar edeceklerini belirtti.  Elçi’nin öldürüldüğü anlarda çekilen Foto Film Şube Müdürlüğüne ait kamera görüntülerindeki 12 saniyelik kesintiye işaret eden Karaman, bu görüntülerdeki 12 saniyelik kesintinin olaydan hemen sonra Sur İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde yok edildiğini, delillerin karartıldığını söyledi. ATK’nin hazırladığı raporlarda bu görüntülerdeki kesintileri bilerek ve isteyerek manipüle ettiğini savundu. Karaman, mahkemenin Davutoğlu’nun dinlenilmesinden vazgeçilmesine dair ara kararından vazgeçmesini istedi.  İddia makamı mütalaasında, olay yerini gören Mardin Kebap Evi’ne ait kamera görüntülerine dair ATK’den istenen raporun beklenmesini ve davaya katılma talebinde bulunan baroların bu taleplerinin suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddine karar verilmesini istedi.  Mahkeme heyeti, yarım saatlik aranın ardından kararını açıkladı. Heyet, Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenmesi talebinin daha önce değerlendirildiğini belirterek bu talebin yeniden değerlendirilmesine gerek görmedi. Bazı tanıkların dinlenmesine karar veren heyet, davaya katılma talebinde bulunan baroların talebini suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddetti. Mahkeme, ATK’den istenen raporun beklenmesine karar vererek davayı  5 Temmuz 2023 tarihine bıraktı. 

‘Bu cinayetin faili meçhul kalmasına izin vermeyeceğiz’

Elçi ailesi avukatları, Türkan Elçi, baro başkanları duruşma sonrasında Diyarbakır Adliyesi önünde davaya ilişkin açıklama yaptı. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, konuşmasına duruşmaya katılanlara teşekkür ederek başladı. Eren, mahkeme heyetinin avukatların yaptıkları savunmaları gerekçe göstererek duruşma salonunu terk ettiğini hatırlatarak, “Yaptığımız görüşmelerden sonra duruşma salonuna tekrar gelen mahkeme heyetine taleplerimizi yineledik ama maalesef duruşmaya başlarken dile getirdiğimiz soruşturma aşamasındaki etkisiz ve isteksiz sürecin kendileri tarafından da sürdürüldüğünü kurmuş oldukları ara kararlarla biz kere daha gördük. Buradan bir kere daha sesleniyoruz: ömrünü faili meçhul cinayetlere adamış Tahir Elçi dosyasını, faili meçhul bırakmayacağız” dedi.  TBB Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Bozkurt ise “Mahkeme heyetinin adeta yargılamaktan kaçındığını gördük. Ben bunca yıllık meslek hayatımda görmediğim bir şey gördüm. Mahkeme heyeti, yargılama yapmamak için küserek salonunu terk etti. Biz bunlara şahit oluyoruz ama bunlara şahit olunmayan bir ülke için bütün barolar çalışmaya devam edeceğiz. Bu dava sahipsiz değildir” şeklinde konuştu.   *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.