Arşiv

‘AKP’nin ve ona bağlı mekanizmaların baskıları artık sanatçıları korkutmuyor’

‘AKP’nin ve ona bağlı mekanizmaların baskıları artık sanatçıları korkutmuyor’
ELİF AKGÜL*
Sanatçı Berkay Kahvecioğlu, 16 Mayıs’ta eseri gerekçe gösterilerek açılan davada “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakim karşısına çıkacak. Kahvecioğlu’nun yargılanması siyasetin sanat alanına müdahalesinin en son örneği. Geçtiğimiz yıl davasını MLSA’nın da takip ettiği gerilla sanatçı İzinsiz, Kahvecioğlu’nunki ile aynı suçlama yargılanmış ve 1 yıl 2 ay 27 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Müzisyen Ezhel ise eserleri nedeniyle “uyuşturucu madde kullanımını özendirmek” iddiasıyla iki defa yargılanmış ve beraat etmişti. Sanat alanına müdahale, esere yönelik yargı tacizleri ile de sınırlı değil. Sanatçı Gülşen’in bir konserindeki konuşması nedeniyle 10 ay hapis cezasına çarptırılması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müzisyen Sezen Aksu’ya yönelik “Dilini kopartmak görevimiz” sözleri sadece birkaç örnek. Berkay Kahvecioğlu MLSA’ya konuşan Kahvecioğlu, “Sanatın gücüne ve etkisine belli ki onlar da inanıyor ki üreten herkesi bu korkuyla susturmak istiyor” derken davaya konu “Sürtüğe bak” başlıklı işine yönelik yargılamayı şöyle değerlendiriyor:  “İncelikten o kadar yoksunlar ki, ortada bir hakaret olmadığını anlayamıyorlar. Sürtüğe bak'ın hedef gösterdiği kişi Erdoğan değil. Tam tersine hedef gösterenin bir portresi, alternatif bir albüm kapağı.” Peki bu artan müdahale sanatçıları, sanat yapma özgürlüğünü nasıl etkiliyor? MLSA’ya konuşan Sanat Özgürlüğünü İzleme Platformu’ndan (SÖZ) Mahmut Çınar, sanata yönelik, bilhassa da Kürt sanatçılara yönelik baskıların uzun yıllardır devam ettiğini, lakin bu baskılara karşı tüm kesimlerden yükselen bir itirazın olmamasının yani “bu birlik olamama, ilkeli bir şekilde tüm sansür çabalarına aynı şekilde ses çıkaramama halinin bizi bu noktaya getirdiğini” söylüyor. “Bugün artık AKP’nin ve ona bağlı mekanizmaların bu çabaları sanatçıları korkutmuyor” diyen Çınar bu durumun sanatçıları üzse, canlarını sıksa, hatta geçimlerini kazanmalarını zorlaştırsa da “korkutmadığının” altını çiziyor ve şöyle devam ediyor: “Dahası, popüler kültür içerisinden çok ünlü, “star” isimlerin tavırlarını kimi zaman açıkça, kimi zaman da çok açık olmasa da herkesin ne dendiğini anlayacağı şekilde dile getirmesini önemli buluyorum.” Erdoğan’ın, 2017 yılında Ensar Vakfı Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “14 yıldır kesintisiz iktidarız. Ama hâlâ sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var” sözlerini de bu bahiste akılda tutmakta yarar var. Mahmut Çınar AKP’nin bu çabasının en önemli örneklerini, mevcut ideoloji ve hatta konusu itibariyle güncel olaylarla paralel konular işleyen TRT dizilerinde görebiliyoruz. CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel Şubat 2022’de yaptığı açıklamada TRT’nin sadece “Uyanış Büyük Selçuklu” ve “Barbaroslar” adlı iki diziye ayda 12 milyon liradan fazla ödediğini söylemişti. CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat ise Mart 2023’te, Serdar Öğretici ve Yusuf Esenkal'ın sahibi oldukları ES Film’in TRT’de yayınlanan başta Payitaht Abdülhamid olmak üzere çok sayıda yapımdan 465,5 milyon TL kazandığını açıklamıştı. Bu çabaların sanatın diğer alanlarındaki yansımasına vurgu yapan Çınar, “devletin ve belediyelerin tüm imkanlarının ‘muhafazakâr sanat’ olarak tanımlanan alana aktarıldığını” belirterek “İki kelimeyi bir araya doğru düzgün getiremeyen ‘yazar’lar türedi. Konserlerden milyonlar alan ancak nümayiş olsun diye yapılan bedava etkinlikler dışında kimsenin dinlemediği ‘şarkıcı’lar ortaya çıktı” diyor. Çınar, “Farkındaysanız uzun süredir bu ‘kültürel iktidar’ konularını da açmıyorlar çünkü siyasetiniz kutuplaştırmaya, ayırmaya, hakarete, kısıtlamalara dayalı ise zaten bahsettiğiniz şey ne kültür olur ne de sanat olur” diye ekliyor. Öte yandan, söz konusu baskıların sanat ve sanatçılar üzerinde etkisi sürüyor. “Ekmeğini sanattan kazanan emekçi ileri tarihli plan yapamıyor” diyen Çınar şöyle açıklıyor: “Gelişmiş toplumlarda olduğu gibi sanatçının birkaç yıllık programının belli olduğu bir sistem yok. Festivaller yasaklanıyor, konserler durduruluyor, sanatçılar tehdit ediliyor. Yeni iktidarın, sanatçıların bu istikrarsız ve güvencesiz çalışma koşullarını iyileştirmek için bir şeyler yapması şart.” Kahvecioğlu ise söz konusu baskıların hedefinin sadece sanatçılar olmadığının altını çiziyor: “Sadece sanatçıları değil, onlardan olmayan herkesi, hepimizi etkiliyor, tüm gündeliği tüm ilişkileri, hayatın her alanını ve her an. Kendisine dokunmadığını düşünen varsa yılanın gelmesini beklesin. Binlerce yıldır orada ve pusuda. Sıra sana da gelecek.” *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.