Haberler

Sedat’ın gözaltısı: Bisiklet, yaşam, özgürlük

Sedat’ın gözaltısı: Bisiklet, yaşam, özgürlük
BARIŞ ALTINTAŞ
Seçim öncesi bölgede gözümüz, kulağımız olacak gazeteciler birer birer gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Diyarbakır’da 25 Nisan’da yüzlerce kişi gözaltına alındı; onlarcası tutuklandı. Tutuklananlar arasında beş de gazeteci var.  En son olarak 27 Nisan’da bu gözaltı ve tutuklamalara iki gözaltı daha eklendi. Ankara merkezli bir operasyonda gözaltına alınan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Sedat Yılmaz da Ankara’ya getirildi. Sedat’ın eşi Selma Yılmaz ve kardeşi Filiz Yılmaz da gözaltına alındı.  24 saatlik avukat görüş kısıtlamasının ardından nihayet avukatlarıyla görüşen gazeteciler, Ankara’ya otobüsle getirilirken 15 saat boyunca kelepçe ile tutuldukları ve 24 saat boyunca aç bırakıldıklarını söyledi. Ayrıca Sedat, polis tarafından darp edildiğini, “sohbet” adı altında ajanlık dayatmasına ve hakaretlere maruz kaldığını söyledi. Ankara’da otobüse bindirildiği esnada sağında bulunan polisin başına tekme attığını ve kulağında duyma kaybı olduğunu anlattı.  Bomboş iddialarla, temelsiz suçlamalarla gözaltına alınan birçok gazeteci var, Sedat da bunlardan biri elbette.  Sedat hem ara sıra programlarımıza katılan, hem bize yazan hem de gazeteciliğin geleceği konusunda sık sık konuştuğumuz arkadaşlarımdan biri. Yoğunluk ve seyahatler nedeniyle seçim döneminde yerel basında yer bulmak isteyen siyasi partilerden rüşvet isteyen gazetecilere dair bir yazısını zamanında gözden geçiremedim; tam bununla ilgilenmeye oturacakken, gözaltı haberi geldi.   Ayrıca bana 40'ından sonra yeni bir özgürlük penceresi açmış olduğunu da söylemeliyim. Özgür Gündem gazetesinde çalışırken yaşadığı İstanbul’dan  Diyarbakır'a taşındı; -- belki bir dört beş sene önce--  Diyarbakır’a taşınırken hayatında yaptığı en büyük değişikliklerden biri bisiklet edinmek oldu. Taşınmasını takip eden aylarda sosyal medyasında her gün bisikletiyle geçtiği caddeleri, kat ettiği kilometreleri paylaşıyordu.  Geçen yaz ben de ondan ilhamla bisiklet aldım. Benim de bir bisiklet geçmişim yok;ellerimi ilk bıraktığım gün Sedat’ın aynı temalı Instagram videosu geldi aklıma. Hemen ona yazdım; bisikletin getirdiği özgürlük hakkında, o duyguyu çocukken tatmanın nasıl olabileceği tahmin etmeye çalıştık.   Ancak Türkiye’de asla unutmamıza izin verilmeyen bir gerçek var: Hiçbir şey bedelsiz değil; özgürlük de başlı başına bir sorun. Hele konu basın özgürlüğüyse. Türkiye'de yaklaşan 14 Mayıs seçimleri öncesinde, özellikle Kürt gazeteci ve aktivistlere yönelik baskıların artması elbette şaşırtıcı değil. Geçen sene Diyarbakır ve Ankara’daki tutuklamalar sonucu 25 gazeteci zaten cezaevindeydi: Diyarbakır’da geçen sene Haziran’da tutuklanan 16 gazetecinin iddianamesi , tutukluluklarının 10. ayında mahkemeye sunuldu. Geçen hafta, 25 Nisan’daki operasyonda ise, onların avukatları da gözaltına alındı. Bundan iki gün önce Etkin Haber Ajansı (ETHA) Editörü Nadiye Gürbüz de yeni bir operasyon çerçevesinde gözaltına alındı.  Bu gözaltılar sonrası İstanbul’da Kadıköy'de bir araya gelerek eylem yapan Diyarbakır’daki meslektaşlarıyla dayanışma gösteren gazeteciler de gözaltına alındılar, polis şiddetine maruz kaldılar. Buradan bırakılan aynı gazeteciler, 1 Mayıs günü haber takibi sırasında yine polis tarafından darp edildi, bazıları gözaltına alındı. Dünyanın en çok gazeteci hapseden ülkelerinden birinde yaşıyoruz. Yine de seçimlere 15 gün kala bu yaşananlara isyan edesi geliyor insanın. Kabullenebilir, anlaşılabilir şeyler değil bu tutuklamalar.  Gazeteciler her ne kadar dayanışmayı 2016 Temmuz sonrası biraz istemeye istemeye de öğrenmek zorunda kalmış olsalar da, yine bütün bu olanların karşısında bir yalnızlık, bir çaresizlik hissine kapılıyor insan. “İstediklerini yapıyorlar, hiçbir şey yapamıyoruz” diyesi geliyor. Elbette, bizim stratejimiz her zaman umut olmalı;  ne engel çıkarsa çıksın, yağmurda çamurda bisiklete biner gibi. Günün sonunda, bütün bu olanlar biraz da tüm baskılara rağmen özgürlüğe ve basın özgürlüğüne inananların da direniş hikâyesidir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.