Köşe Yazıları

‘Telkin’ler ‘emir’, cezalar ‘muhalif’ kanallara

‘Telkin’ler ‘emir’, cezalar ‘muhalif’ kanallara
Image

CAFER SOLGUN

1962'de Dersimli Alevi ve Kürt bir ailenin çocuğu olarak Elazığ’da doğdu. Siyasi nedenlerle çeşitli dönemlerde (1980'ler ve 90'larda) sıkıyönetim mahkemesi ve DGM’de yargılandı, uzun süre hapis kaldı (toplam 17.5 yıl). Çeşitli medya organlarında çalıştı. 2007-2021 yılları arasında “sağlıklı, işleyen bir demokrasi için geçmişle yüzleşme” konulu çalışmalar yapan Toplumsal Olayları Araştırma ve Yüzleşme Derneği'nin (Yüzleşme Derneği) kurucu başkanlığını yaptı. Dersim, Alevi sorunu, cumhuriyet tarihi konulu yayınlanmış birçok kitabının yanı sıra son olarak “İşkenceci-Burada Allah Yok!” (2023) adıyla bir romanı yayınlandı. 

RTÜK’ün Başkanı Şahin için “Cumhurbaşkanının talimat ve telkinleri emir” sayılıyor. Şahin’in başında olduğu kurum 2023'ün ilk altı ayında iktidara yakın yayıncılık yapan televizyon kanallarına neredeyse hiç para cezası vermezken, “muhalif” yayın çizgileriyle bilinen kanallara toplamda 20 milyon 649 bin 194 TL idari para cezası uyguladı.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) medya üzerinde “sopa” rolü oynamakla eleştirilen kararlarının adeta “olağan” gündemi, “muhalif” olarak tanımlanan medya organlarının cezalandırılması. Bu durum, kurulun görevini “tarafsız” bir anlayışla yerine getirmesini zorunlu kılan anayasal sorumluluk ve yükümlülüğünü tartışmalı hale getiriyor. Ama aynı zamanda düşünce, ifade ve haber alma özgürlüğü hakkını da işlemez hale getiriyor. Yakın tarihli bazı örnekler mevcut tabloyu açıklıkla ortaya koyuyor. 

“Cumhurbaşkanının talimat ve telkinlerini emir telakki ederiz”

Yasa gereği bağımsız ve tarafsız bir kamu kurumu olan RTÜK’ün hâlihazırdaki başkanı Ebubekir Şahin, 15 Mayıs 2020 tarihinde, “Salgınla Mücadele Sürecinde RTÜK” konulu bir video konferansta, RTÜK’ün kararlarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla aldığı şeklindeki eleştirilere cevaben şöyle konuşmuştu:

“Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından talimat ve telkin olmadı ama olursa devletimizin başıdır, onun talimatları ve telkinleri devletin bütün organlarını ilgilendirir. Talimat ve telkinlerini emir telakki eder, başımızın üstüne deriz.” 1 

Belirtmeye gerek bile yok, yeni sistemde cumhurbaşkanı aynı zamanda iktidar partisi genel başkanı. Yani Sayın Erdoğan sadece “devletin başı” değil, aynı zamanda AKP’nin de genel başkanı. Tek başına bu husus bile, temel görevi “medyayı denetlemek” olan ve görevini bağımsız ve tarafsız bir anlayışla yerine getirmesi anayasal yükümlülüğü olan bu kurulun ne tür bir “hassasiyetle” hareket ettiğini ortaya koyuyor.

“Haber spikerleri yorum yapmadan haber sunsun”

Ebubekir Şahin, haber bülteni sunucularının haber sunarken yorum yapmasıyla ilgili de, “Yorum yapmadan haber sunun” diyerek kurumun “denetim” yetkisinin kapsamını genişletme sinyalleri vermişti: 

“Buradan uyarıyorum... Gerçekten bu işi iyi yapan arkadaşlarımızın yorumlarını engellemeyelim diye biz de diğerlerininkini engelleme adına karar almıyoruz. Eğer böyle devam ederse, kanunda yeri var, bu konuda yeni bir karar alırız. Haber bültenleri yorum yapmadan, haber bülteni şeklinde sunabilirler.” 2

“Muhalif” kanallara ceza yağmuru

RTÜK üyesi İlhan Taşçı, 2020 yılında RTÜK’ün televizyon kanallarına verdiği cezalarla ilgili bir rapor hazırladı. Taşçı’nın, 28 Aralık 2020 günü kamuoyuna açıkladığı rapora göre bu dönemde iktidara yakın olarak bilinen A Haber, Kanal 7 ve TV Net’e şikâyetlere rağmen hiç ceza verilmezken, ATV ve Ülke TV'ye birer uyarı cezası, TGRT Haber'e de bir idari para cezası kesildi. Aynı dönemde eleştirel, muhalif olarak bilinen Halk TV’ye 10 idari para cezası ile üç yayın durdurma, Tele 1’e sekiz idari para cezası ile üç yayın durdurma, Fox TV'ye yedi idari para cezası ve bir yayın durdurma, KRT’ye de üç idari para cezası ile bir yayın durdurma cezaları verildi.3

2021 yılında da tablonun değişmediği, “muhalif” kanallara verilen cezaların daha da ağırlaştığı, “iktidar yanlısı” kanalar ile ilgili şikâyetler için herhangi bir işlem yapmadığı dikkat çekiyor.

RTÜK’ün CHP kontenjanından üyesi İlhan Taşçı’nın açıkladığı bilgilere göre, bu dönemde iktidarın eleştirildiği yayınlar nedeniyle birçok yayın kuruluşuna 71 kez ceza verildi. Halk TV, Tele 1, Fox TV, KRT ve Habertürk’e 21,5 milyon lira ceza kesildi. RTÜK, bir yıl boyunca gelen 100 bin şikâyete karşın iktidarı öven kanallara ise tek bir ceza bile vermedi. “Muhalif” yayınlarıyla bilinen medya kuruluşlarına verilen cezaların toplamı 2020 yılında 10 milyon TL iken bu rakamın 2021 yılında 21,5 milyon TL olduğu görülüyor.4

Bu tablo 2022 yılı açısından da değişmiş değil. RTÜK adeta bütün dikkatini “muhalif” yayınlar üzerinde toplamış gibi hareket ediyor. Bunun çok sayıdaki düşündürücü örneklerinden biri, 29 Ağustos 2022 günü bu tarihten 7 yıl önce Diyarbakır Sur’daki sokak çatışmalarında hayatını kaybeden oğlunun kemikleri kendisine bir kutu içinde teslim edilen Ali Rıza Arslan isimli baba haberiyle ilgili yaşandı. RTÜK, oğlunun kemikleri 7 yıl sonra kutu içerisinde kendisine teslim edilen Ali Rıza Arslan'la ilgili habere yer vermesi nedeniyle Halk TV'ye para ve 5 program durdurma cezası verdi (14 Eylül 2022). Cezanın gerekçesi, adı geçen TV kanalının bu gelişmeyi izleyicilerine haber vermesinin, “Terörün amaçlarına hizmet etmesi” olarak değerlendirilmesiydi.   Halk TV yayınını RTÜK’e şikâyet eden kişi ise, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu idi.5

 “Bizim aile 50 kişiyi götürür”

RTÜK’ün işlem yapmaktan imtina ettiği birçok şikâyet konusu örnek içerisinden birine yakından bakmak gerekirse, Sevda Noyan isimli “Yazar, aktivist” olduğu söylenen bir kişinin katıldığı TV programında alenen savurduğu tehditler akla geliyor. Ülke TV’de, 3 Mayıs 2020 günü Esra Elönü’nün moderatör olduğu programa katılan Noyan, şöyle konuşmuştu: “15 Temmuz kursağımızda kaldı, istediklerimizi yapamadık. Bizim aile 50 kişiyi götürür. Biz bu konuda çok donanımlıyız maddi ve manevi olarak… Benim listem hazır.” 

Program sunucusunun da destek verdiği bu aleni tehditler içeren sözler üzerine RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in gazetecilerin sorusu üzerine yaptığı ilk açıklama, “Büyütülecek bir konu değil” olmuştu.6  

Seçim var mesaisi

Geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan parlamento ve cumhurbaşkanı seçimleri, RTÜK’ün de “fazla mesai” yaptığı bir dönem oldu. Seçimlerden önceki aylarda “muhalif” olarak adlandırılan medya organları adeta RTÜK tarafından yakın markaja alındı ve çeşitli gerekçelerle cezalara tabi tutuldu. Örneğin 5 Nisan günü RTÜK’ün Fox TV’ye verdiği yüzde 3 para cezasının gerekçesi, Ana Haber Sunucusu Gülbin Tosun’un iktidarın kadına yönelik, “okumasın, eve kapansın, çocuk yapsın” anlayışını eleştirmesiydi ve RTÜK’e göre bu, “tarafsız yayıncılığın ihlal edilmesiydi...

Aynı gün Halk TV’ye de Ayşenur Arslan’ın sunduğu programda konuk hukukçu Turgut Kazan ile deprem bölgesindeki gelişmeler kapsamında, “Can pazarında vinç ticareti” haberinin değerlendirmesi de yüzde 3’lük cezanın gerekçesi oldu.

Tele 1’e verilen cezanın (yüzde 3) gerekçesi ise Merdan Yanardağ ile Prof. Dr. Emre Kongar’ın, Şanlıurfa Belediyesinin yurt dışından bölge ıslahı için gönderilen yardımların Afganistan’a Taliban’a gönderilmesi kararını eleştirmeleri oldu. RTÜK’e göre bu eleştiri, söz konusu belediyeyi “küçük düşürmek” idi...7

Basın konseyi: Muhalif kanallara verilen cezalarla serbest seçimlere gidilemez

Basın Konseyi, 22 Mart 2023 günü, RTÜK’ün “muhalif” kanalları hedef tahtasına oturtan ceza kararlarıyla ilgili ciddi uyarılar içeren bir açıklama yayınladı. Açıklamada, RTÜK’ün muhalif kanalları cezalandırmayı “sistematiğe” bağladığı savunulurken, “RTÜK’ün ifade ve basın özgürlüğünü yok sayarak yağdırdığı cezalarla,  seçim öncesi ‘muhalif’ kanalları hizaya getirmeye kalkışması kabul edilemez. Demokrasilerde seçimlere özgür iklimde gidilirse değerlidir. RTÜK’ün yağdırdığı yayın yasakları ve ağır para cezaları açıkça, gerçeklerin sansürlenmesi, halkın gerçeğe ulaşmasının engellenmesidir. Seçim öncesi, tüm demokratik kanalların açık olması anayasa ve yasalar gereğince esas iken, seçime gidilen 53 günlük yolda eleştirel seslerin daha çok kesileceği de açıktır” denildi.

RTÜK’ün “Saray görevlisi” gibi hareket etmekle suçlandığı açıklamada devamla, “RTÜK, düşünce özgürlüğüne engeller koyma işgüzarlığı ile seçime gölge düşürmektedir” görüşü savunuldu.8

2023’ün ilk 6 ayında...

RTÜK üyesi İlhan Taşçı’nın açıkladığı verilere göre, 2023 yılının ilk altı ayında iktidara yakın yayıncılık yapan televizyon kanallarına neredeyse hiç para cezası verilmezken, “muhalif” yayın çizgileriyle bilinen Halk TV, KRT, Tele 1, FOX TV ve Flash Haber’e toplamda 20 milyon 649 bin 194 TL idari para cezası yaptırımı uygulandı. Bu yılın ilk altı ayında, hükümete yakın televizyon kanallarından sadece Beyaz TV hakkında tek bir yaptırım kararıyla 342 bin 526 TL para cezası verildi.9

Image

RTÜK bütçesi

RTÜK, Genel Bütçe ve kamu hiyerarşisi açısından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilişkilendirilmiş bir kurum. 2021 yılı itibarıyla bünyesinde 550 kişi istihdam edilmiş durumda. Özel radyo ve televizyon kuruluşlarından alınan yayım izin ve lisans ücretlerini Hazineye gelir olarak aktarıyor. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 2022 Bütçesine ilişkin yaptığı sunumda verdiği bilgilere göre kurumun gelir ve gider bütçe kalemleri şöyle:10

GİDERLER 

Personel Giderleri

138.476.000,00 TL

SGK Devlet Primi Giderleri 

16.372.000,00 TL

Mal ve Hizmet Alım Giderleri 

60.529.000,00 TL

Cari Transferler

24.454.000,00 TL

Sermaye Giderleri   

31.950.000,00 TL

TOPLAM

271.781.000,00 TL 

 

GELİRLER 

Şartname, Basılı Evrak, Form Satış Gelirleri    

300.000,00-TL

Lisans Gelirleri     

21.540.000,00 TL

Frekans Yıllık Kullanım Ücreti     

68.254.000,00 TL

Yayın İletim Yetkilendirme Ücreti   

15.000.000,00 TL

Hazine Yardımı    

63.000.000,00 TL

Faiz Gelirleri  

10.000,00 TL

Ticari İletişim Gelirleri 

88.154.000,00 TL

Zamanında Ödenmeyen Ücret

 4.000.000,00 TL

Diğer Çeşitli Gelirler

11.523.000,00 TL

TOPLAM

271.781.000,00 TL

 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.