Dava Takvimleri

20 Mart haftası: Gazetecilik ve ifade özgürlüğü davaları

20 Mart haftası: Gazetecilik ve ifade özgürlüğü davaları
Bu hafta da birçok gazetecilik ve ifade özgürlüğü davasının duruşmaları görülecek. İşte haftanın duruşma takvimi:

21 Mart Salı

  • Gazeteci Sonya Bayık’ın “2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın sekizinci duruşması Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 09.55’te görülecek. Bayık, 2019 yılında Hasankeyf’te haber takibi sırasında gözaltına alınıp serbest bırakılmıştı. Sanıklar hakkında hazırlanan iddianamede, Hasankeyf Kaymakamlığının 12 Haziran 2019 tarihli, ilçe sınırları içerisinde yapılacak her türlü gösteri, toplantı, miting ve benzeri eylemlerin yasaklandığına dair kararına atıfta bulunuluyor. Davanın ikinci duruşmasında gazeteci Bayık ile birlikte iki sanığın dosyası 28 kişiden ayrılmıştı.
  • Gazeteci Mehmet Güleş’in “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yeniden yargılandığı davanın ilk duruşması Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 10.10’da görülecek. O dönemde Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri ve Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi olan Güleş, Elazığ Adliyesi’nde haber takibi yaparken 5 Aralık 2016 tarihinde gözaltına alınmış ve iki gün sonra tutuklanmıştı. Güleş hakkında 22 Aralık 2016 tarihinde hazırlanan iddianamede gazeteciye “terör örgütü üyesi olmak” ve “zincirleme şekilde terör örgütü propagandası yapmak” suçlamaları yöneltildi. İddianamede gazeteciye yöneltilen suçlamalara KHK ile kapatılan DİHA’da çalışması, meslektaşları ve haber kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, haber takibi için katıldığı etkinlikler ve gerçekleştirdiği ziyaretler ile 2013-2016 yılları arasında yaptığı iddia edilen 20 sosyal medya paylaşımı delil olarak sunuldu. İddianame savcısı, Güleş’in gazeteci olduğuna dair savunmalarına itibar edilemeyeceğini belirterek Güleş’in “örgütsel bilince sahip olduğu, sözde KCK sözleşmesi düzenlemeleri doğrultusunda verilen talimatları yerine getirdiği”nin anlaşıldığını iddia etti ve cezalandırılmasını talep etti. 3 Mayıs 2017 tarihinde görülen duruşmada kararını açıklayan Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Güleş’in üzerine atılı suçları işlediğine kanaat getirerek gazeteciyi “silahlı terör örgüt üyesi olmak” suçundan 6 yıl 3 ay ve “zincirleme biçimde silahlı örgüt propagandası yapmak” suçundan ise 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmıştı. Güleş’in suçlama konusu yapılan faaliyetlerin gazetecilik faaliyeti olduğu yönündeki savunmalarına itibar edilmediğini belirten mahkeme, gerekçeli kararında “görüşme içeriği ve kullanılan dil, örgütsel jargon dikkate alındığında haber aktarmaktan ziyade örgütsel bilinci taşıdığı, sahiplendiği, yasal zeminde bulunan güvenlik güçlerini düşman görürken, illegal örgütün iş ve eylemlerini sahiplendiği, bunu da örgütsel aidiyet saikiyle yaptığı değerlendirilmiştir” ifadelerini kullanmıştı. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 12 Temmuz 2017 tarihli onama kararına yapılan itirazı değerlendiren Yargıtay 16. Ceza Dairesi, “örgüt propagandası yapmak” suçundan verilen cezanın istinafta kesinleştiğini belirterek esastan reddetmiş, “örgüt üyeliği” suçundan verilen hapis cezasını ise onamıştı. Yargı Reformu’nun ilk paketinin 17 Ekim 2019 tarihinde yasalaşması ve istinaf mahkemelerinde kesinleşen beş yılın altındaki hapis cezalarına Yargıtay yolu açılması üzerine Güleş’in avukatı “örgüt propagandası” suçundan verilen  3 yıl 1 ay 15 günlük hapis cezasını Yargıtay’a taşımıştı. 10 Ekim 2022 tarihinde kararını açıklayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, hapis cezasını esastan bozarak yerel mahkemeye gönderdi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bozma kararına, “dosya içeriğine uymayacak şekilde” “hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşarak” ceza verilmesini ve ilk derece ve istinaf mahkemelerinin karar başlıklarında suç tarihini yanlış yazmasını gerekçe gösterdi. Güleş, “örgüt üyeliği” suçundan verilen hapis cezasının infazının tamamlanması üzerine 13 Ağustos 2021 tarihinde tutuklu bulunduğu Karakoçan T Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye edilmişti.
  • Cezaevindeki Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın 13. duruşması Batman 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 14.00’te görülecek. Batman Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Araştırma Bürosu tarafından 2019 yılında hazırlanan iddianamede Demirtaş’a yöneltilen suçlamaya 20 Mart 2016 yılında yapılması planlanan fakat Batman Valiliği tarafından yasaklanan Newroz kutlamaları sırasında gerçekleştirdiği miting delil olarak gösteriliyor. İddianame savcısı, valilik yasağına ek olarak Demirtaş şehre gelmeden önce çıkan olayları ve Demirtaş’ın konuşması sırasında atıldığını iddia ettiği sloganları suçlamaya delil olarak göstererek Demirtaş’ın “kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme ve bunların hareketlerine katılma (2911 sayılı yasa m. 28/1)” suçundan cezalandırılmasını talep ediyor. İddia makamı, davanın 18 Ekim 2022 tarihinde görülen dokuzuncu duruşmasında esas hakkındaki mütalaasını sunarak Demirtaş’ın üzerine atılı suçtan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etmişti. Aynı duruşmada esas hakkındaki mütalaaya karşı söz alan Demirtaş, esas hakkındaki mütalaada istenen ceza talebine herhangi bir gerekçe sunulmadığına ve dosyadaki eksikliklere dikkat çekmişti.

22 Mart Çarşamba

  • Gazeteciler Nebiye Arı, Hilal Işık, savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Yağmur Kaya ve 45 aktivistin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandıkları davanın ikinci duruşması Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 11.00’de görülecek. Savcı Mehmet Arslan tarafından hazırlanan 27 Mayıs 2022 tarihli iddianamede gazeteci ve aktivistlere yöneltilen suçlamaya 12 Aralık 2021 tarihinde İzmir’den Ankara’ya Barınamıyoruz Hareketi eylemlerini takip etmek ve destek olmak için gelirken Ankara girişinde gözaltına alınmaları, gözaltı sırasında attıkları iddia edilen sloganlar ve Barınamıyoruz Hareketi’nin sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşım delil olarak gösteriliyor. Gazeteci ve aktivistler Ankara’ya giden otobüsün durdurulmasından sonra darp edilerek gözaltına alınmasına rağmen iddianame savcısı, “şüphelilerin uyarılara rağmen eylemlerine devam ettiğini” iddia ediyor. İddianamede iki aktiviste müşteki polis memurlarının beyanları doğrultusunda ayrıca “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlaması da yöneltiliyor. Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi, savcı Arslan’ın hazırladığı iddianameyi iki aktiviste yöneltilen “kamu görevlisine hakaret” suçunun “mağdurlarının iddianame başlığında ve iddianamenin anlatım bölümünde gösterilmediği, şüphelilerin bu suçu kimlere yönelik işlediğinin somut olarak belirtilmediği” gerekçesiyle 5 Mayıs 2022 tarihinde iade edilmesine karar vermişti. 8 kadının yargılandığı “Tişört Davası”nın da iddianamesini hazırlayan savcı Arslan’ın hazırladığı bu iddianame de sunulduğu Ankara 53. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından aynı günde iade edilmişti. Mahkeme, iade nedenleri arasında “Şüphelilerin cebir kullandıkları iddia edilen kolluk görevlilerinin mağdur veya suçtan zarar gören sıfatı olmasına rağmen iddianamede gösterilmemiş olması”nı ve “olay yerine ait görüntülerin bulunduğu DVD incelenerek veya bilirkişi incelemesi yaptırılarak hangi şüphelinin hangi kolluk görevlisine cebir kullanarak direndiğinin iddianamede belirtilmemiş olması”nı da saymıştı. Gazeteciler Nebiye Arı, Hilal Işık, Yağmur Kaya ile birlikte 45 aktivistin yargılandığı davanın 23 Kasım 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında mahkeme, Ankara dışında yaşayan 47 sanığın beyanlarının alınabilmesi için yazılan talimatların dönüşünün beklenmesine ve Ankara Valiliği’nden yasaklama kararının bir örneğinin istenmesine karar vermişti.
  • İhsan Yaşar, İshak Yasul, Mehmet Ali Çelebi, Mizgin Fendik, Pınar Tarlak, Reyhan Hacıoğlu ve Hicran Urun’un “Özgürlükçü Demokrasi Davası” kapsamında “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “terör örgütlerinin yayınlarını basmak veya yayınlamak”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek”, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “suçu ve suçluyu övmek” suçlamalarıyla yeniden yargılandıkları davanın yedinci duruşması İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 11.10’da görülecek. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, 5 Mart 2021 tarihli kararında gazetecilere verilen cezaları “yetersiz” bulmuş, Mizgin Fendik ve Pınar Tarlak hakkında verilen beraat kararlarını da bozarak dosyayı yeniden İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti. 7 Nisan 2022 tarihinde görülen üçüncü duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı,  Mizgin Fendik’in beraatini; Hicran Urun, Mehmet Ali Çelebi, Reyhan Hacıoğlu, İshak Yasul ve Pınar Tarlak’ın ise “örgüt üyeliği”, “örgüt propagandası” ve “örgüt yayınlarını basmak ve yayınlamak” suçlarından cezalandırılmasını talep etmişti. 15 Eylül 2022 tarihinde görülen beşinci duruşmada mahkeme, Hicran Urun, Mehmet Ali Çelebi, Reyhan Hacıoğlu ve İshak Yasul’un “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan ek savunma yapmasına karar vermişti. Davanın 21 Aralık 2022 tarihinde görülen altıncı duruşmasında mahkeme, üç kişi hakkındaki yurt dışına çıkış yasaklarının devamına ve Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin “terör örgütü çıkarları doğrultusunda faaliyet yürütüp yürütmediğine” ilişkin bilirkişi raporu hazırlanmasına karar vermişti.
  • bianet’in eski Yayın Yönetmeni Nazan Özcan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal’ın şikayeti üzerine “hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul 34. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 11.30’da görülecek. Gazeteci Sedef Kabaş ve sanatçı Gülşen hakkındaki iddianameleri de hazırlayan savcı Türkşad Kunthan Uçuk tarafından hazırlanan iddianamede Özcan’a yöneltilen suçlamaya bianet’te 7 Aralık 2021 tarihinde yayınlanan “Erdoğan'ın avukatının rüşvet iddialarını haberleştiren gazetecilere dava” haberi delil olarak gösteriliyor. İddianame savcısı, İleri Haber eski Genel Yayın Yönetmeni Doğan Ergün ve dönemin Sorumlu Müdürü olan mevcut Genel Yayın Yönetmeni İzel Sezer’e Mustafa Doğan İnal hakkındaki rüşvet iddialarını haberleştirdikleri için İnal’ın şikayeti üzerine açılan davanın haberinin bianet’te yayınlanması ile İnal’a “alenen hakaret” edildiğini ve “basın ve yayın yoluyla iftira” atıldığını iddia ederek Özcan’ın cezalandırılmasını talep ediyor. Davanın 8 Aralık 2022 tarihinde hazırlanan ilk duruşmasında mahkeme; İnal’ın davaya katılma talebinin kabul edilmesine, avukatına detaylı savunmasını sunması için süre verilmesine ve gazeteciler Doğan Ergün ve İzel Sezer hakkında Mustafa Doğan İnal’ın şikayeti üzerine açılan davanın dosyasının istenmesine karar vermişti.
  • 52 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” suçlamalarıyla yargılandığı davanın sekizinci duruşması İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 13.30’da görülecek. İddianamede, #bundansonrasıbizde etiketinde yapılan paylaşımlar ve öğrencilerin attığı sloganlar öğrencilere yöneltilen suçlamalara gösterilen deliller arasında yer alıyor. Mahkeme, davanın 4 Temmuz 2022 tarihinde görülen altıncı duruşmasında sanık müdafilerine delillerini ve beyanlarını dava dosyasına sunmaları ve tanıklarını gelecek celse hazır etmeleri için süre vererek davayı ertelemişti. Davanın 12 Aralık 2022 tarihinde görülen yedinci duruşmasında mahkeme, olay günü görüntülerinin çözümü için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar vermişti.

23 Mart Perşembe

  • Gazeteciler Osman Akın ve Veysi Sarısözen ile birlikte bir diğer gazetecinin “zincirleme şekilde terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın 13. duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 09.10’da görülecek. İddianamede gazetecilere yöneltilen suçlamaya Osman Akın’ın o dönem sorumlu yazı işleri müdürü olduğu Yeni Yaşam gazetesindeki haberler delil olarak gösteriliyor. Savcı, gazetede “terör örgütünün cebir, şiddet, tehdit içeren eylemlerini meşru gösterecek şekilde haber ve yazılara” yer verildiğini iddia ediyor.
  • Yazar ve ihraç edilen sosyolog Veli Saçılık’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli’nin şikayeti üzerine “kamu görevlisine hakaret (iki kez)” suçlamasıyla yargılandığı davanın dördüncü duruşması Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 10.00’da görülecek. 14 Nisan 2022 tarihli iddianamede Saçılık’a yöneltilen suçlamaya 12 Ocak 2020 tarihinde yaptığı, Süleyman Soylu ile ilgili bir haberi alıntılayarak paylaştığı sosyal medya paylaşımı ve 15 Ocak 2020 tarihinde Devlet Bahçeli hakkında yaptığı edilen sosyal medya paylaşımı delil olarak gösteriliyor. Saçılık’ın savcılıkta verdiği savunmanın “suç ve cezadan kurtulmaya yönelik” olduğunu iddia eden iddianame savcısı Mehmet Aykut Cihangir, suçlama konusu paylaşımların Soylu ve Bahçeli’nin “şeref, onur ve saygınlıklarını rencide edebilecek nitelikte” olduğu iddiasıyla Saçılık’ın cezalandırılmasını talep ediyor. Davanın 8 Haziran 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında mahkeme, Süleyman Soylu’nun “suçtan zarar görme ihtimaline binaen” davaya katılma talebini kabul etmişti. 8 Kasım 2022 tarihinde görülen ikinci duruşmada mahkeme, Devlet Bahçeli’nin “suçtan zarar görme ihtimaline binaen” davaya katılma talebini kabul etmişti. 22 Aralık 2022 tarihinde görülen üçüncü duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, Saçılık’ın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğunu iddia ederek Soylu ve Bahçeli yönünden ayrı ayrı cezalandırılmasını talep etti. Saçılık hakkındaki iddianameyi hazırlayan savcı, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan hakkında da Süleyman Soylu’nun şikayeti üzerine “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla iddianame hazırlamıştı. Ankara 60. Asliye Ceza Mahkemesi, suçlama konusu yapılan eylemlerinin “kanunda suç olarak tanımlanmadığına” kanaat getirerek Türkdoğan’ın beraatine hükmetmişti. Aynı savcının kopyala/yapıştır iddianameler ile İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’a ve aralarında Veli Saçılık’ın da bulunduğu Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski MYK üyelerine “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni alenen aşağılamak” suçlamasıyla ayrı ayrı davalar açtığı ortaya çıkmıştı.
  • Evrensel gazetesi İmtiyaz Sahibi Kürşat Yılmaz ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Görkem Kınacı’nın Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak’ın şikayeti üzerine “iftira” ve “hakaret” suçlamalarıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 11.50’de görülecek. 18 Kasım 2022 tarihli iddianamede gazetecilere yöneltilen suçlamalara gazetenin 29 Ağustos 2022 tarihli “Derin Sessizlik” manşeti ile verilen “Borsadaki rüşvet ağı Saray’a kadar uzandı” başlıklı haber ve 31 Ağustos 2022 tarihli “Saray’a dayanan Peker ifşaları ‘cesur savcı’ ile temizlenemez” başlıklı haber delil olarak gösteriliyor. Söz konusu haberde organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in çok sayıda bürokrat ve şirket yöneticileri hakkındaki yolsuzluk iddiaları kamuoyu ile paylaşılmıştı. Serhat Albayrak’ın şikayeti üzerine İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliği, 29 Ağustos tarihli haber hakkında 10 Ekim 2022 tarihinde Evrensel’in manşetinden tekzip yayımlanmasına karar vermişti. Söz konusu haberlere Serhat Albayrak’ın şikayeti üzerine erişim de engellenmişti.
  • 23 Şubat 1995 tarihinde İzmir’de gözaltında kaybedilen 19 yaşındaki Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız’ın Süleyman Soylu’ya hitaben “Süslü Sülo” ifadesini kullandığı için “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 12.30’da görülecek. “Suç tarihi” olan 17 Mayıs 2022 tarihinden 71 gün sonra hazırlanan iddianamede Yıldız’ın 17 Mayıs 2022 tarihinde İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Cumartesi Anneleri/İnsanları ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası münasebetiyle İstanbul Adliyesi önünde yaptığı açıklamadaki ifadelerine yer veren iddianame savcısı, Yıldız’ın hangi ifadesinin isnat edilen suçu oluşturduğunu belirtmiyor. Bununla birlikte iddianame savcısı, “Süslü Sülo bir gün bu yasaklarınlan sen de yasağa uğrayacaksın” ifadesindeki “-lan” ekini ayırarak Yıldız’ın beyanına iddianamede “Süslü Sülo bir gün bu yasakların lan sen de yasağa uğrayacaksın” şeklinde yer veriyor. Yıldız, rahatsızlığı sebebiyle davanın 17 Kasım 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasına katılamamıştı. Mahkeme, savunmasının alınabilmesi için Yıldız’ın bir sonraki duruşma hazır edilmesine aksi takdirde hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar vererek davayı ertelemişti. Aynı duruşmada Kağıthane Emniyet İlçe Müdürlüğünün de davada “mağdur” olarak yer aldığı ortaya çıkmıştı. Davanın 26 Ocak 2023 tarihinde görülen ikinci duruşmasında mahkeme, dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için iddia makamına gönderilmesine karar vermişti.
*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.