Dava Takvimleri

9 Ocak haftası: Gazetecilik ve ifade özgürlüğü davaları

9 Ocak haftası: Gazetecilik ve ifade özgürlüğü davaları
Bu hafta da birçok gazetecilik ve ifade özgürlüğü davasının duruşmaları görülecek. İşte haftanın duruşma takvimi:

10 Ocak Salı

  • Gazeteci ve yazar Ender İmrek’in “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 10.00’da görülecek. İddianamede İmrek’e yöneltilen suçlamaya Evrensel’de 30 Temmuz 2021 tarihinde yayınlanan “Türkiye yanıyor, saray izliyor” başlıklı yazısı delil olarak gösteriliyor. O dönemde ülke genelinde devam eden orman yangınlarına müdahale edilmemesinin eleştirildiği yazının tamamına iddianamede yer veren savcı, “yazı içeriğinde kullanılan ifadelerin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte” olduğunu iddia etse de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adının geçmediği yazıdaki hangi ifadelerin bu nitelikte olduğunu belirtmiyor. Davanın 18 Ekim 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında hakim, İmrek’in gazeteci olup olmadığının Türkiye Gazeteciler Sendikası’na sorulmasına karar vermişti.
  • Sanatçı Ferhat Tunç’un “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın 14. duruşması İstanbul Büyükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 11.25’te görülecek. İddianamede Tunç’a yöneltilen suçlamaya 2016 yılında Twitter üzerinden yaptığı beş paylaşım delil gösteriliyor.
  • Aralarında gazeteciler Muhammed Enes Sezgin, Sena Dolar ve Kardelen Yoğungan’ın da olduğu 40 kişinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 11.30’da görülecek. Kod-29 ile işten çıkarılan Sinbo ve SML Etiket işçilerinin 27 Nisan 2021 tarihinde Avcılar’da bulunan SML fabrikası önünde gerçekleştirmek istedikleri basın açıklamasına yönelik polis müdahalesinde gözaltına alınan kişilere yöneltilen suçlamaya Beylikdüzü Kaymakamlığı’nın 15 Nisan 2021 - 15 Mayıs 2021 tarihleri arasında ilçede her türlü eylem, toplantı ve açıklama yapılmasını yasaklayan kararı ve “Yaşasın 1 Mayıs”, “Ayrılmayacağız, direneceğiz” ve “Bjîi Yek Gulan” sloganları delil olarak gösteriliyor. İddianame savcısı, gözaltına alınan kişilerin emniyet ifadesi sırasında susma haklarını kullandıklarına da iddianamede yer veriyor.

11 Ocak Çarşamba

  • Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 10.00’da görülecek. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Şebnem Korur Fincancı hakkındaki soruşturmanın Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 20 Ekim 2022 tarihli ihbarı üzerine başlatıldığı belirtiliyor. 9 Kasım 2022 tarihli iddianamede Şebnem Korur Fincancı’ya yöneltilen suçlamaya iddianame savcısının “PKK silahlı terör örgütünün basın yayın organı” olduğunu iddia ettiği Medya Haber TV’nin 19 Ekim 2022 tarihli canlı yayınına katılarak o dönemde sosyal medyada dolaşımda olan ve Türkiye tarafından PKK üyelerine karşı kimyasal silah kullanıldığını gösterdiği iddia edilen video görüntüleri hakkındaki yorumları delil olarak gösteriliyor. Şebnem Korur Fincancı, söz konusu yayında bu alanda çalışmaları olan bir adli tıp uzmanı olarak videodaki görüntülerin sinir sistemini etkileyen bir kimyasal silahın kullanılmış olabileceğini gösterdiğini ve bu şüphenin Birleşmiş Milletlerin Minnesota Protokolü’nün ilkeleri doğrultusunda yerinde ve bağımsız heyetler tarafından incelenmesini gerektirdiğini dile getirmişti. İddianame savcısı, Şebnem Korur Fincancı’nın ifadesini dikkate almayarak Skype üzerinden yayına katılan hak savunucusunun ekranı görebildiğini ve açıklamalarını arka planda “Zap’ta kimyasal silahla 17 gerilla katledildi” yazısını görmesine rağmen TTB Merkez Konsey Başkanı olarak yaptığını ve dolayısıyla “PKK silahlı terör örgütünün illegal faaliyetlerini legal gibi; örgüt üyelerinin etkisiz hale getirilmesinin ‘gerillaların katledilmesi’ şeklinde sunulduğu bir ortama katılmak suretiyle gerçekleşen propaganda eylemine dahil olduğu” iddiasıyla Şebnem Korur Fincancı’nın 7.5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep ediyor. İddianame savcısı, Şebnem Korur Fincancı’nın “geçmiş dönemde paylaşmış olduğu sosyal medya paylaşımlarını” da suçlamaya delil olarak gösteriyor. Şebnem Korur Fincancı’nın sorgusunu yapan ve hakkındaki iddianameyi hazırlayan savcı, 26 Ekim 2022 tarihinde “örgüt yanlısı söylemde bulunduğunu” iddia ettiği Şebnem Korur Fincancı ve TBB Merkez Konsey üyelerinin görevden alınması talebiyle davaname hazırlamış ve Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuştu. Şebnem Korur Fincancı, Milli Savunma Bakanlığının hakkında suç duyurusunda bulunmasından altı gün sonra İstanbul’da gözaltına alınarak Ankara’ya getirilmişti. Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği, 27 Ekim 2022 tarihinde Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasına karar vermişti. İddianamenin sunulduğu Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Kasım 2022 tarihinde Şebnem Korur Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar vermişti. Mahkeme ayrıca “suçun işleniş yeri, sanığın yakalandığı yer ve ikamet adresini” gerekçe göstererek yetkisiz olduğuna hükmetmiş ve Şebnem Korur Fincancı’nın dosyasını İstanbul’a göndermişti. Davanın 23 Aralık 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında hak savunucusu Şebnem Korur Fincancı’nın Sincan Cezaevi’nden duruşmaya elleri kelepçeli şekilde getirildiği ortaya çıkmıştı. Aynı duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, iddianameyi tekrar ederek Şebnem Korur Fincancı’nın isnat edilen suçtan ve üst sınırdan cezalandırılmasını talep etmişti. Davanın 29 Aralık 2022 tarihinde görülen ikinci duruşmasında Şebnem Korur Fincancı müdafilerinin reddi hakim talebini “zamanında yapılmadığı” ve “yargılamayı uzatmaya yönelik” olduğu gerekçeleriyle reddeden mahkeme heyeti, hak savunucusunun tutukluluk süresinin “makul” olduğuna kanaat getirerek tutukluluk halinin devamına karar vermişti.

12 Ocak Perşembe

  • Batman’da 2016 yılından bu yana yayın yapan Jiyan Haber’in imtiyaz sahibi, gazeteci İdris Yayla’nın da aralarında bulunduğu 28 kişinin “2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın 12. duruşması Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 09.05’te görülecek. Yargılananlar arasında kayyuma karşı yapılan basın açıklamasına katılan eski milletvekili Sebahat Tuncel de bulunuyor. 2 Haziran 2022 tarihinde görülen 10. duruşmadan önce dosyaya sunulan bilirkişi raporunda iki sanık haricinde tüm sanıkların suçlamaya konu edilen açıklamaya katıldığı belirtilmişti.
  • Sosyal medya fenomeni Merve Taşkın’ın “müstehcenlik” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek . İddianame savcısı, soruşturmanın Taşkın hakkında “Instagram hesabı üzerinden teşhircilik yaparak müstehcen fotoğraflarını paylaştığı” ve an itibariyle erişilemeyen bir “internet sitesinde çıplak fotoğraflarını koyarak satışa çıkarttığı” yönünde yapılan bir ihbar üzerine soruşturmanın başlatıldığını belirtiyor. Taşkın’ın suçlama konusu olan fotoğrafları paylaştığını kabul ettiği ve bu fotoğrafların müstehcen olmadığını belirttiği ifadesine atıfta bulunan iddianame savcısı, Taşkın’ın söz konusu platformlarda “müstehcen görüntülerini yayınlayarak” üzerine atılı “müstehcen yayınların yayımlanmasına aracılık etmek” suçunu işlediğini öne sürüyor. Savcı, Taşkın’ın üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılmasını talep ediyor. Yarım sayfalık iddianamede Taşkın’ın fotoğraflarını sattığı iddia edilen web sitesine erişilemediği belirtilmezken bu sitede satış yapılamadığından da bahsedilmiyor.

13 Ocak Cuma

  • Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve dönemin 6 Yönetim Kurulu üyesinin “terör örgütü propagandası yapmak” suçlaması ile yargılandığı davanın dördüncü duruşması Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 10.00’da görülecek. İddianamede mimarlara yöneltilen suçlamaya Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından 2013 yılında hayatını kaybeden mimar Emre Madran anısına verilen Koruma Alanında Emre Madran Basın Ödülü’nün doğa tahribatları, HES ve maden ocakları haberleri nedeniyle Jin TV muhabiri Güler Yıldız Bastion’a verilmesi dayanak olarak gösteriliyor. Mimarların savunmalarının özet olarak yer aldığı iddianamede ödülün Jin TV’ye verilmesinin “ulusal basında ve sosyal medyada gündem oluşturması” üzerine Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan bilgi notu ve Jin TV’ye ait olduğu belirtilen sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlar suçlamaya delil olarak gösteriliyor. İddianame savcısının iddianamede yer verdiği deliller arasında dosyada sanık olmamasına rağmen gazeteci Güler Yıldız’ın 2015 ve 2016 yıllarında başka bir kanalda yaptığı konuşma ve başka bir mecrada yayınlanmış haberi de bulunuyor. Ödül töreninin Anadolu Ajansı dahil hükümete yakın medya organları tarafından haberleştirilmesinin ardından mimarlar organize bir hedef gösterme kampanyasına maruz kalmıştı. Davanın 15 Eylül 2022 tarihinde görülen ikinci duruşması, dijital materyal inceleme raporunun beklenmesine karar verilerek ertelenmişti. Davanın 22 Kasım 2022 tarihinde görülen üçüncü duruşmasında esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, tüm sanıkların kendilerine isnat edilen “terör örgütü propagandası yapmak” suçunu işlendiğinin anlaşıldığını iddia ederek cezalandırılmalarını talep etmişti.
  • Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Yağmur Kaya ve 51 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandıkları davanın ikinci duruşması İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 10.00’da görülecek. Gökkuşağı bayrağı açtığı için hakkında soruşturma açılan arkadaşlarına destek olmak isterken gözaltına alınan arkadaşları ile dayanışmak için Çağlayan Adliyesi’ne gelen 51 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi ve haber takibi yapan ArtıGerçek muhabiri Yağmur Kaya 26 Mart 2021 tarihinde gözaltına alınmıştı. İddianame savcısı, 52 kişiye yönelttiği suçlamaya Kağıthane İlçe Kaymakamlığı’nın 26 Mart 2021 tarihli yasaklama kararını, öğrencilerin attığı “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” ve “Polis defol, üniversitelerden elini çek” sloganlarını delil olarak gösteriyor. Savcı, beş öğrencinin gözaltı aracının camını kırdığını iddia ederek bu öğrencilere ayrıca “kamu malına zarar vermek” suçlamasını yöneltiyor. Beş öğrenciye yöneltilen bu suçlamaya hasar tespit tutanağını delil olarak gösteren iddianame savcısı, kırılan camın 566.40 TL olduğuna da iddianamede yer veriyor. Davanın 7 Eylül 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında sanık müdafileri, iddianamede suçlamalara delil olarak gösterilen yasaklama kararının polis müdahalesinden sonra düzenlendiğini dile getirerek yasaklama kararının yazıldığı bilgisayarın loglarının istenmesini talep etmişti. Mahkeme, dosyadaki yasaklama kararının olay gününe ait olduğunu belirterek avukatların talebini reddetmişti. Mahkeme, avukatların gözaltı sırasında öğrencileri işkenceye varan kötü muameleye maruz bırakan polis memurları hakkında mahkemenin suç duyurusunda bulunması talebini de suç duyurusunun sanıklar ve müdafileri tarafından yapılabileceği gerekçesiyle reddetmişti. Mahkeme ayrıca suçtan zarar görme ihtimaline binaen davanın iddianamede “suçtan zarar gören” olarak yer alan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne ihbar edilmesine karar vermişti.
  • İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin 3 Şubat 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi direnişine destek açıklamasına yapılan polis saldırısında gözaltına alınan ve aralarında 3 insan hakları aktivistinin de olduğu 6 kişinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek”, “hakaret” ve “görevi yaptırmamak için direnmek” suçlamalarıyla yargılandıkları davanın dördüncü duruşması İzmir 49. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 14.00’te görülecek. İddianamede hak savunucularına yöneltilen suçlamaya gösterilen deliller arasında davada müşteki sıfatı ile yer alan sekiz polisin ifadeleri de bulunuyor. Müşteki polisler, polisin orantısız şiddeti dolayısıyla tepki çeken müdahale sırasında sanıkların kendilerini “darp ettiklerini” ve “yaralandıklarını” iddia ediyor. Bazı müşteki polisler iddianameye dahil edilen ifadelerinde bazı sanıklardan “Daha önceden tanıdığım …” şeklinde bahsediyor. Davanın 24 Haziran 2022 tarihinde görülen ikinci duruşmasında İzmir İl Emniyet Müdürlüğü, mahkemenin bir önceki duruşmada yazdığı müzekkereye cevap verdi ve mahkemenin talep ettiği görüntülerin “kameralar çalışmadığı” için olmadığını iddia etti. Davanın 4 Kasım 2022 tarihinde görülen üçüncü duruşmasında mahkeme, mazeret bildirmeden duruşmalara katılmayan müşteki polis memurları hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine karar vermişti. Bu davada yargılanan üç hak savunucusu aynı eylem dolayısıyla “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla ve yine polis ifadeleri ile bir başka davada daha yargılanmış ve iki hak savunucusuna hapis cezası verilmişti.
  • 2021 İstanbul Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan 39 kişi arasında bulunan 7  LGBTİ+ hak savunucusunun “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandığı 1. Cihangir Davası'nın üçüncü duruşması İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 14.30’da görülecek. İddianamede hak savunucularına yöneltilen suçlamaya gösterilen deliller arasında Beyoğlu Kaymakamlığının 26 Haziran 2021 tarihli gösteri ve yürüyüş yasağı da bulunuyor. Davanın 21 Eylül 2022 tarihinde görülen ikinci duruşmasında mahkeme, polisin kanuna uygun bir şekilde “dağılın” anonsu yapıp yapmadığının belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar vermişti.
*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.