Hukuki Destek

AYM’den seyahat yasağına karşı ikinci önemli karar: Özel hayata saygı ihlali

AYM’den  seyahat yasağına karşı ikinci önemli karar: Özel hayata saygı ihlali

 

  • AYM yurt dışı çıkış yasakları konusunda verdiği yeni ihlal kararında, seyahat engelinin demokratik toplum düzenine uygun olmadığına ve özel hayata müdahale olduğuna hükmetti. Bu karar, iki hafta içinde MLSA Hukuk Biriminin seyahat engeli içeren tedbirlere dair başvurularında çıkan ikinci ihlal kararı karar oldu

Anayasa Mahkemesi (AYM), 2018 yılındaki bir sosyal medya paylaşımı sonrası yargılanan bir sivil toplum çalışanının yargılanması sırasında geçerli bir neden olmaksızın pasaportuna el konulmasını özel hayata saygı hakkı ihlali sayarak idareyi başvurucuya 30,000 TL tazminat ödemeye mahkum etti.

Başvuruyu adına MLSA’nın yaptığı sivil toplum çalışanının 2018 tarihli bir tweet’i nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaretten soruşturulup akabinde yargılandığı hatırlatılan kararda, İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği’nin kişiye yurt dışına çıkamamak ve imza vermek şeklinde adli kontrol tedbirlerine tabi tutulmasına karar verdiği belirtildi.

AYM geçen hafta benzer bir karar vererek, insan hakları savunucusu Nurcan Kaya’nın sosyal medya paylaşımı ile yargılandığı sırada pasaportuna el konulmasına “ifade özgürlüğünün kısıtlanması olarak” görmüştü.

Kararla ilgili konuşan MLSA Eş-Direktörü Veysel Ok: “Anayasa Mahkamesi adli kontrol tedbirleriyle ilgili son verdiği iki kararda Sulh Ceza Hakimlikleri’nin adli tedbir kararı verirken niçin verdikleri, neye altetnatif olarak uyguladıkları sorularını, adli tedbir kaarı verirken neyi amaçladıklarını ayrıntılı bir şekilde açıklamaları gerektiğini söyledi. Her iki kararda da başvuruculara tazminat ödenmesine hükmetti. Hakimliklerin sayısız ve gerekçesiz adli kontrol kararında çıkan tazminatlar yurttaşların cebinden ödenmektedir. Hakimliklerin bu tedbir kararlarını verirken daha dikkatli olmaları gerektiği ve gerekçelerini net şekilde açıklamaları gerektiği ortaya çıkmıştır.”

‘Özel hayata ciddi etkisi var’

 Yapılan yargılama sonucunda İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesinin başvurucunun cumhurbaşkanına hakaret suçundan 11 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve başvurucu hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği de hatırlatıldı.

Yargılama sırasında getirilen yurt dışına çıkmama şeklindeki adli kontrol tedbirinin olarak yerleşme ve seyahat hürriyeti kapsamında olduğu kadar özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenebileceğini belirten kararda, başvurucunun iş ve aile durumu nedeniyle sık sık yurt dışına çıkması gerektiğinin altı çizilerek, seyahat engelinin başvurucunun özel hayatına ciddi şekilde etki ettiği değerlendirildi.

Kararda, hakimliğin hangi amaçla iki farklı adli kontrol tedbirinin uygulandığına dair herhangi bir değerlendirme yapmadığı yazılarak başvurucunun statüsü ve mesleki faaliyetleri nedeniyle yurt dışındaki özel hayatına dayanan itiraz gerekçelerinin de sulh ceza hâkimlikleri tarafından tartışılmadığı belirtildi. Kararda ayrıca yurt dışına çıkamamak ve imza şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin soruşturma veya kovuşturmaya ne gibi bir faydası olacağı da açıklanmadığı değerlendirilmesi paylaşıldı.

‘Savunması yurt dışında da alınabilirdi’

AYM kararında başvurucuya karşı uygulanan yurt dışı yasağının işlevsiz olduğunu da gözlemledi: Kararda,“31/1/2019 tarihinde kaldırılmış ve başvurucunun savunması tedbirin kaldırılmasından daha sonraki tarih olan 21/3/2019'da alınmıştır. Başvurucu, tedbirin kaldırılmasından sonra yapılan her iki duruşmaya da katılmıştır. Kaldı ki hem başvurucunun uluslararası bilinirliği yüksek bir sivil toplum örgütünde üst düzey yönetici olduğu hem de görevi nedeniyle gideceği memleket ile Türkiye'nin yoğun adli yardımlaşma ilişkilerinin varlığı nedeniyle, bulunduğu memlekette de savunmasının alınmasının mümkün olduğu göz ardı edilmiştir” denildi.

Başvurucuya konan yurt dışına çıkış yasağının demokratik toplum düzenine uygun olmadığı belirtilen kararda, yasağın uygulanmasında sulh ceza hâkimlikleri ve mahkemeler tarafından yeterli gerekçe sunulmadığı vurgulanarak, Anayasa'nın 20. maddesinde belirtilen özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği belirlendi.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.