Hakan Tosun’un ölümünün üzerinden bir ay geçti. Ailesi ve avukatlarıyla görüşerek 10 soruda bu cinayetin karanlıkta bırakılan yönlerini sorduk.
Tosun’un çevre hakkı, ekoloji tahribatı ve şirketlerin neden olduğu yıkımlar üzerine yaptığı çalışmaların kimi çevreleri rahatsız ettiği biliniyor. Saldırının ağırlığı, üçüncü kişinin korunurcasına “tanık” sıfatıyla serbest bırakılması, kamera kayıtlarının ortadan kaldırılması, eksik olay yeri incelemesi ve ilerlemeyen soruşturma… Tüm bunlar, adaletin yerini bulmadığını ve faillerin korunduğu izlenimini güçlendiriyor
Rabia Çetin
1. Hakan Tosun’a yönelik saldırı nasıl gerçekleşti?
Soruşturma dosyasına giren görüntülere ve ailesinin avukatı Hakan Bozyurt’un aktardığı bilgilere göre; saat 00.17’de bir motosiklet sokak arasına giriyor. Elektrik direğinin dibinde oturan Tosun’un yanına üçüncü bir kişi yaklaşıyor ve kısa bir konuşmanın ardından kafasına tekme atıyor. Sendeleyen Tosun ayakta kalmaya çalışıyor. Yaklaşık 3–4 dakika sonra aynı kişiler geri dönüyor ve Tosun’un başına bir darbe daha indiriyor. Tosun bu ikinci darbeyle yere düşüyor.
Ambulans yaklaşık 10 dakika sonra geliyor; 20 dakikalık müdahalenin ardından Tosun hastaneye sevk ediliyor. Aile ve avukat, saldırının “bir kavga değil, koordineli ve ağır bir darp” olduğunu vurguluyor.
Tosun’un kız kardeşi Öznur Tosun da 112 raporlarına göre Hakan’ın hastaneye entübe şekilde götürüldüğünü ve beyin ölümünün ambulansta gerçekleştiğini söylüyor.
2. Tosun’un ailesine ne zaman haber verildi?
Öznur Tosun, annesinin Hakan’la yaptığı son telefon görüşmesinden 24 saat sonra karakola giderek kayıp başvurusu yaptıklarını aktarıyor. Polisin o sırada “herhangi bir hastanede kayıt bulunmadığını ve beklemeleri gerektiğini” söylediğini belirtiyor.
“Aile ve arkadaşlar olarak sosyal medyada ‘Hakan Tosun nerede?’ diye sormaya başlayınca sabaha karşı 04.00’te polis bizi arayıp hastanede olduğunu söyledi” diyor. Tosun’un kimliği ise hâlâ kayıp.
3. Beyin ölümü ne zaman gerçekleşti?
Öznur Tosun, 112 raporuna göre Hakan’ın entübe şekilde taşındığını, ambulanstaki yaklaşık 15 dakikalık müdahaleye rağmen beyin ölümünün gerçekleştiğini belirtiyor.
“Önce acil yoğun bakıma aldılar, ‘yer yok’ dediler. Sosyal medyada gündem olunca normal yoğun bakıma geçirildi” diyor.
4. Olay anında görülen üçüncü kişi kim ve neden serbest bırakıldı?
Aile ve avukat Bozyurt, motosikletli üçüncü kişinin olayın her aşamasında orada olduğunu; ilk darp, ikinci darbe ve ambulansın gelişi sırasında görüntülendiğini belirtiyor. Bu kişinin elinde silahla sosyal medyada “çete”, “infaz timi” etiketleriyle fotoğraflar paylaştığı ifade ediliyor. Ailenin iddiasına göre bu kişi Y.Ö.
Ancak Y.Ö. yalnızca tanık olarak dinlenip “yeterli delil olmadığı” gerekçesiyle serbest bırakıldı.
5. Kamera kayıtlarına ne oldu?
Halk TV muhabiri Umut Taştan’ın haberine göre olayı en net gören işyerinin kamera kayıtları, saldırıdan kısa süre sonra saldırganların yakınları tarafından alındı. Aileye verilen görüntülerin “kırpılmış” olduğu belirtiliyor. Aile, emniyetten görüntülerin tamamını talep ettiğini ancak yanıt alamadığını söylüyor.
6. Polis olay yeri incelemesini eksiksiz yaptı mı?
Avukat Bozyurt’a göre polis, olay yerine gelse de ayrıntılı bir inceleme yapmadı.
“Aile ‘Hakan nerede?’ diye sormaya başladıktan sonra işlem yapılmış. Öncesinde olay bir adli vaka/kavga gibi ele alınmış. Oysa görüntüler bunun kavga olmadığını gösteriyor” diyor.
Bazı kamera kayıtlarının el koyma kararı olmadan toplanmadığını, polisin esnafa baskı yapıldığı için kimsenin ifade vermek istemediğini söyleyen Öznur Tosun da bölgede ciddi bir korku atmosferi olduğunu belirtiyor.
7. Şüpheliler nasıl gözaltına alındı?
Bozyurt’a göre şüpheliler kimlik tespiti yapıldıktan sonra evlerinden alınmalıydı ancak polis onları telefonla ifadeye çağırdı.
“Delil karartma ihtimalleri varken telefonla çağrıldılar. Büyük bir ihmal var” diyor.
18 yaşındaki şüpheli kendi tanığıyla birlikte ifadeye gitmiş.
8. Kavga mı, saldırı mı?
Aile ve avukat, saldırının “hedef gözeterek ve koordineli” gerçekleştiğini söylüyor. Üçüncü kişinin tekrar gelip izlediğini, saldırganların üzerinde darp izi olmadığını, saldırının ağırlığının bir kavgayla bağdaşmadığını vurguluyor.
Öznur Tosun: “Bu sokak kavgası olsaydı karşı tarafta da iz olurdu. Hakan’ı öldürene kadar vurmuşlar.”
9. Soruşturma dosyası hangi aşamada?
Cinayetin birinci ayında dosyada kayda değer bir ilerleme olmadığı belirtiliyor. Müfettiş atanmasına rağmen soruşturmanın ilerlemediği, Adli Tıp raporunun çıkmadığı, kamera kayıtlarının tamamlanmadığı bildiriliyor.
Öznur Tosun, savcının aileye “Bana kalsa dosyayı böyle kapatırım” dediğini aktarıyor:
“Dosyayı zamana yayarak kapatmak istiyorlar. Ama buna izin vermeyeceğiz.”
10. Öldürülmeden önce tehdit edildi mi?
Öznur Tosun, Hakan’ın açık bir tehditten bahsetmediğini ancak yaptığı çekimlerin “bazı kişilerin gözüne battığını” söylediğini aktarıyor. Tosun’un çevre ve kent mücadelelerini belgelediği için zaman zaman risk altında olabileceğini arkadaşlarına da ifade ettiği belirtiliyor. Aile, açıkça dile getirilmese bile bir tedirginlik veya takip edilme ihtimalinin araştırılması gerektiğini söylüyor.
“Dayanışmaya ihtiyacımız var”
Öznur Tosun:
“Daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız var. Kamuoyunun ‘Hakan Tosun neden öldürüldü?’ diye sormasını istiyoruz. Çünkü bu cinayet bir insanlık suçudur.”
Hakan Tosun kimdir?
1975 İstanbul doğumlu Tosun, 1990’larda medya sektöründe çalışmaya başladı. Son yıllarda çevre direnişlerini yerinde takip eden, ekoloji ve kent mücadelelerini belgeleyen bağımsız bir video aktivist ve belgeselciydi. Maden sahaları, baraj projeleri, orman tahribatı ve çevre yıkımı üzerine birçok belgesel hazırlamış; bazı şirketlere karşı açılan davalarda tanıklık yapmıştı.

