Foto: Bülent Kılıç
MLSA - Danıştay 10. Dairesi, gazeteci ve insan hakları savunucusu Evin Barış Altıntaş’ın açtığı davada, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2021 yılında yayımladığı ve kamuya açık alanlarda polis müdahalesi sırasında ses ve görüntü kaydını yasaklayan genelgeyi ikinci kez iptal etti. Daha önce benzer nitelikte açılan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Diyarbakır Barosu davalarında da iptal edilen genelgeye ilişkin bu karar, düzenlemenin tümden geçersizliğini bir kez daha teyit etmiş oldu.
MLSA Hukuk Biriminin hazırladığı dava dilekçesinde söz konusu genelgenin Anayasa’ya aykırı olduğunu, ifade ve basın özgürlüğünü keyfi biçimde sınırlandırdığını belirterek genelgenin iptalin talep edilmişti. İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü ise genelgenin sadece iç düzenleme niteliğinde olduğunu, kişisel verilerin korunmasını hedeflediğini savundu.
Danıştay: Temel haklar ancak kanunla sınırlanabilir
Danıştay, genelgenin polis müdahalesi sırasında ses ve görüntü kaydı alınmasını engelleyen bir düzenleme içerdiğini ve bunun ifade özgürlüğü ile haber alma hakkını sınırladığını belirtti. Kararda, Anayasa’nın 13. maddesine atıfla, “temel hak ve özgürlüklerin yalnızca kanunla sınırlandırılabileceği” vurgulandı. Bu kapsamda, yürütme organının bir genelgeyle basın özgürlüğünü sınırlamasının hukuka aykırı olduğuna hükmedildi.
Danıştay kararında ayrıca, söz konusu genelgenin idarenin iç işleyişine yönelik değil, kamuya açık alanda üçüncü kişileri doğrudan etkileyen bir düzenleme olduğuna dikkat çekildi. Bu yönüyle de “kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem” niteliğinde olduğu ve yargı denetimine tabi tutulabileceği ifade edildi.
Daha önce verilen iptal kararı da hatırlatıldı
Mahkeme, aynı genelgeye ilişkin daha önce açılan bir başka davada verilen iptal kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından onanarak kesinleştiğini de hatırlattı.
Danıştay, kararında şöyle dedi:
“Basının kamuoyunu bilgilendirme görevi, kamu yararını gözeten haber ve fikirlerin özgürce dolaşımını gerektirir. Bu nedenle ifade ve basın özgürlüğüne yönelik sınırlamalar, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak yasayla getirilebilir. Dava konusu genelgeyle yapılan sınırlama ise bu ilkelere aykırıdır.”
Mahkeme, söz konusu genelgeyi oybirliğiyle iptal ederken, davacıya yargılama gideri ve vekâlet ücreti olarak toplam 56 bin 444 TL ödenmesine karar verdi. Kararın ardından emniyetin ses ve görüntü kaydı yasağını dayandırdığı düzenleme tümüyle geçersiz hale geldi.
İkinci iptal kararı ne anlama geliyor?
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 27 Nisan 2021 tarihli 2021/19 sayılı genelgesi daha önce Diyarbakır Barosu ve TGS tarafından açılan davalarda da iptal edilmişti. Ancak her başvurucunun davası ayrı dosya olarak görüldüğü için, Danıştay aynı genelge hakkında farklı tarihlerde ve farklı gerekçelerle çok sayıda iptal kararı verdi.
Bu son kararın önceki kararlardan farkı, duruşmalı olarak görülmesi ve bireysel başvuru temelinde iptal edilmesi. Böylece söz konusu düzenlemenin yalnızca kurumsal başvuruculara değil, doğrudan bireylerin haklarına da aykırı olduğu yargı kararıyla tescillenmiş oldu.
Ne olmuştu?
Emniyet Genel Müdürlüğü 2021 yılında yayımladığı genelgeyle, polislerin görev sırasında ses ve görüntüsünün kaydedilmesini yasaklamış, bunu kişisel verilerin korunması gerekçesiyle savunmuştu. Ancak düzenleme, ifade ve basın özgürlüğüne doğrudan müdahale olarak değerlendirilmiş ve geniş kesimlerce tepkiyle karşılanmıştı.
Danıştay, bugüne dek verdiği tüm kararlarda bu genelgenin Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu sonucuna vardı.