Duruşma Haberleri

Gazeteci Müftüoğlu davasında skandal: Savunmalar bitmeden tutukluluk kararı açıklandı

Gazeteci Müftüoğlu davasında skandal: Savunmalar bitmeden tutukluluk kararı açıklandı

DENİZ TEKİN

Gazetecilik yaptığı için 8 aydır tutuklu olan DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu’nun yargılandığı davanın ilk celsesinde mahkeme heyeti, Müftüoğlu’nun avukatları daha iddianameye karşı savunmalarını yaparken tutukluluk yönünde karar yazdırmaya çalıştı. Avukatlar bu duruma itiraz etse de duruşma sonunda mahkeme yine aynı kararı verdi.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu “örgüt kurmak yönetmek”, “örgüt üyesi olmak” iddialarıyla 37,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması, bugün (7 Kasım 2023) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Müftüoğlu duruşmaya tutuklu olduğu Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS ile katıldı. Müftüoğlu’nun avukatları Resul Temur ve MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, MLSA Hukuk Birimi Koordinatörü Av. Emine Özhasar duruşma salonunda hazır bulundu.

Yargılandığı davanın dünkü celsesinde serbest bırakılan gazeteci Abdurrahman Gök,  Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Başkanı Rosa Metina,  DFG Eş Başkanı Serdar Altan ve dernek yöneticileri, TGS Genel Sekreteri Banu Tuna,  IPI Türkiye Temsilcisi Zeyneb Gültekin, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC) Başkanı Felat Bozarslan, CPJ Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret, HEDEP Milletvekili Adalet Kaya yanı sıra çok sayıda gazeteci destek için duruşmayı izledi. Duruşma salonunun önünde ve içerisinde çok sayıda çevik kuvvet ve sivil polis bekledi.

‘Kürt gazetecilere yönelik baskılar değişmedi’

Duruşma iki saatlik gecikmeyle başladı. Mahkeme Başkanı, iddianamedeki suçlamaları okumadan Müftüoğlu’nun savunma yapmasını istedi. Müftüoğlu sözlerine, dayanışma için duruşmaya gelen gazeteci meslek örgütleri ve gazetecilerine teşekkür ederek başladı. Müftüoğlu, Diyarbakır’da gözaltına alınarak getirildiği Ankara’da 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Gününde tutuklandığını hatırlattı. Bu davada, yaptığı gazetecilik ile basın ve ifade özgürlüğünün yargılandığını aktardı.

Gerçeklerin kamuoyuna ulaşmasından rahatsız olan iktidarların basın özgürlüğüne tahammül etmediğini ifade eden Müftüoğlu, konu Kürt sorunu olduğunu bu baskı ve tahammülsüzlüklerin daha arttığını söyledi. Bu baskılar nedeniyle birçok gazetecinin otosansür uyguladığını kaydetti.  Müftüoğlu, “Yüzyılda çok şey değişti ama Kürt gazetecilere baskılar değişmedi. Musa Anter’den Hrant Dink’e kadar birçok gazeteci gerçekleri söylediği için katledildi. Onları da anıyorum” dedi.

‘Gazetecilik talimatla yapılan bir meslek değil’

Müftüoğlu, gazetecilik faaliyetlerinin üstünü örtmek, karartmak etmek amacıyla bu davanın iddianamesinin hazırlandığına işaret etti. Gizli ve açık tanıkların ifadelerinin asılsız olduğunu kaydeden Müftüoğlu,  "Kopyala-yapıştır ifadelerin" iddianamede yer aldığını söyledi. Müftüoğlu, tanığın kendisi hakkında "2012'de yurtdışındaydı" iddiasını yalanladı ve o dönemde geçirdiği trafik kazasında boynu kırık olduğu için tedavi gördüğünü anlattı. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminde 2017 yılında yapılan referandumu takip etmek ve haberini yapmak acıyla yurtdışına gittiğini söyledi.

Haber merkezindeki editöryal işleyişin gizli tanık ifadesiyle krimalize edilmek istendiğini kaydeden Müftüoğlu,” Ortada bir örgütsel hiyerarşi değil mesleki bir hiyerarşi var. Gazetecilik talimatla yapılan bir meslek değil” dedi. Anaakım medyanın,  Roboski’de 2011 yılında savaş uçaklarının öldürdüğü 34 köylünün haberini yapmak için 13 saat boyunca iktidardan talimat beklediğini dile getiren Müftüoğlu, “Çalıştığım ajans bu katliamın haberini yapmak için talimat almadı. Bu haberi dünyaya duyurdu” diye kaydetti.

“15 yıldır gazeteciyim, gazeteciliğin suç değildir”

Kurucu üyesi olduğu DFG faaliyetlerinin dava dosyasında suçlama konusu yapılmasının örgütlenme özgürlüğünün ihlali olduğunu ifade eden Müftüoğlu, derneğin faaliyetlerinin yasal olduğunu dile getirdi.  Gazeteci meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmeler için iddianamede “örgütsel faaliyet” gösterildiğini belirten Müftüoğlu, “Gazeteci meslektaşlarımı aramam görüşmem kadar doğal bir şey yok.  Bu kabul edilemez” dedi. Müftüoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"İddianamede bir MASAK raporu var. Karapara aklamayı, parasını tefeciye gönderen futbolcuları incelemeyen savcılar, benim hesap hareketlerini incelemiş. Üniversite öğrencisiyken dayımın, amcamın bana gönderdiği harçlıklarla gazeteci meslektaşlarımla para alışverişimiz örgütsel faaliyet gösterilmiş.”

Müftüoğlu, bu dosyalar bu şekilde kabartılarak kendilerinin suçlu gösterilmeye çalışıldığını vurgulayarak, “Ben gazeteciyim ve gazeteciliğin suç olmadığını söylemek istiyorum. Haksız olan tutukluluğun son bulmasını ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.

Mahkeme Müftüoğlu’na söz vermedi

Ardından duruşma savcısı, esas hakkındaki görüşünde, Müftüoğlu’nun tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Ancak mahkeme, savcılık görüşüne karşı beyanda bulunması için Müftüoğlu’na söz vermedi.

Avukat Resul Temur, usule aykırı şekilde yapılan fotoğraftan yapılan teşhisle Müftüoğlu 8 aydır tutuklu olduğunu belirtti. Temur, “Müftüoğlu 2012 yılında ağır bir trafik kazası geçirmiş ve uzun yıllar fizik tedavi almıştır. Tedavi nedeniyle Müftüoğlu evindeyken, itirafçı bu tarihte müvekkilin yurtdışında yasa dışı eğitimlere katıldığını iddia ediyor” dedi.

Müftüoğlu’nun 2014 yılında nerede olduğu araştırılmadan sadece tanık beyanının esas alınmasının hukuki olmadığını ifade eden Temur, “Savcılık, ilginç bir şekilde müvekkilin 2017 yılında yurtdışına çıkış kayıtlarına dayanarak tanığın doğruluğunu ortaya koymaya çalışmış” diye konuştu.

Ok: Savunmamı almadan kararınızı açıkladınız

MLSA Eş Direktörü savunma için söz aldığı sırada mahkeme başkanı, daha önce hazırladığı ara kararı duruşma tutanağına yapıştırarak duruşmayı bitirmek istedi. Müftüoğlu’nun tutukluluğunun devamı yönündeki ara kararı gören Ok, mahkeme başkanına “Savunmamızı almadan karar verdiniz.  Bunun tutanağa geçirilmesini istiyorum” dedi. Mahkeme Başkanı, Temur’un bütün avukatlar adına savunma yaptığını, bir de tanıkların de ifadesinin alınmadığını söyleyerek ara kararı yazdığını söyledi. Ok’ın tepkisi üzerine hâkim yanlış anlaşıldığını savunarak, savunma için Ok’a söz verdi.

Ok: Dosyada tek bir delil yok

Ok savunmasında “İddianame ve dava dosyası, bu davanın hukuki olmadığını tescil ediyor” dedi. Müftüoğlu hakkında soruşturma aşamasında yapılan haberlerle hedef gösterildiğini aktaran Ok, şunları söyledi:

“Aylarca tutukluluk, bunca saldırı, suçlama, hedef göstermeden sonra karşımıza 43 sayfalık dan iddianame çıktı. Dicle’yle ilgili kısım sadece 3 sayfa, burada da sadece açık ve gizli tanık ifadeleri yazılmış, tek bir delil yok. Biz yandaş medyanın haberlerini okurken savcı çok ciddi deliller sunacak sandık. Ama delil yok. Müftüoğlu aylarca adım adım izlenmiş. Bütün yazıları okunmuş, bütün telefonları dinlenmiş. Ama buna rağmen iddiaları kanıtlayacak delil yok. Dosya yalan beyanlarla dolu itirafçı ifadeleri, haberler ve ne olduğu belirsiz tanığın dediklerinden ibaret.”

Ok, mahkeme heyetine “Savunmamı almadan kararınızı açıkladınız.  Bu da hukuk tarihine geçsin” diyerek savunmasını sonlandırdı. 

MLSA Hukuk Birimi Koordinatörü Emine Özhasar ise tanık ifadelerinin tek başına hükme esas alınamayacağına dair Yargıtay kararlarına değindi. Özhasar hâkimin savunmaların almadan karar vermesine tepki göstererek, “ Müvekkilin tahliyesini istemiyorum. Zaten kararınızı verdiniz” dedi.

Ardından daha önce hazırlanan ara kararı açıklayan mahkeme heyeti, ifadesi alınmayan açık ve gizli tanıkların ifadelerinin bir sonraki celsede alınması için yazı yazılmasına karar verdi. Mahkeme, Müftüoğlu’nun tahliyesi yönündeki talepleri reddederek, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme bir sonraki duruşmayı 18 Ocak 204 tarihine bıraktı.

Tuna: Bugün burada gazetecilik yargılandı

Davayı izleyen basın meslek örgütlerinin temsilcileri, gazeteciler ve Müftüoğlu’nun avukatları duruşma sonrasında adliye önünde açıklama yaptı.  DFG Eş Başkanı Serdar Altan, Müftüoğlu’nun yaptığı savunmalarla iddianameyi ters yüz ettiğini belirterek, gazetecilere yönelik baskılar onları sahadan koparma girişimi olduğunu, bu hukuksuzluktan vazgeçilmesini istedi.  TGS Genel Sekreteri Banu Tuna ise davada gazeteciliğin yargılandığını, gazetecilik faaliyetlerinin suç delili gösterildiğini ifade ederek, “Ben sözlerimi Dicle’nin dediği gibi ‘ Gazetecilik suç değildir’ sözleriyle bitiriyorum” diye belirtti.

MLSA Eş Direktörü Veysel Ok ise  “Bu yargılama bir tiyatroydu ancak tiyatronun da belli usulleri, kuralları var. Bu kurallara dahi uyulmayan bir yargılama oldu. Avukat savunmaları alınmadan karar açıklandı. Bu benim kişisel hukuk tarihimde gördüğüm ilk örnekti” dedi.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.