Duruşma Haberleri

Kopyala/yapıştır iddianame ile yargılanan gazeteci Nazlan Ertan’a ilk duruşmada beraat

Kopyala/yapıştır iddianame ile yargılanan gazeteci Nazlan Ertan’a ilk duruşmada beraat
MURAT KÖK*
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Başkanı Eren Keskin’in Deniz Poyraz Davası’nda yaşanan bir gelişmeyi yorumladığı paylaşımı retweetlediği için “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” ve “kamu görevlisine hakaret” suçlamalarıyla yargılanan gazeteci Nazlan Ertan ilk duruşmada beraat etti. Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Nazlan Ertan’ın “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklama, yayınlama veya bu yolla hedef göstermek” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmek” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.  Ertan’ın avukatları Veysel Ok ve Merve Kurhan ile katıldığı duruşmayı Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) temsilcisinin de aralarında olduğu çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcileri, gazeteciler ve avukatlar takip etti.

‘Gazetecinin görevi farklı fikirleri yansıtmaktır’

Savunmasına ulusal ve uluslararası basın mecralarında çalışmış, 35 yıllık bir gazeteci olduğunu belirterek başlayan Nazlan Ertan, Deniz Poyraz Davasını da bir gazeteci olarak takip ettiğini söyledi. Dava ile ilgili her kesimden görüş ve yorumlardan haber değeri olanları “bookmark” ya da retweet şeklinde not ettiğini dile getiren Ertan, “17 Nisan 2022 tarihinde de, avukat Eren Keskin’in Deniz Poyraz’ın babasının halihazırda beraat ettiği davanın açılması ile ilgili olarak yazdığı ‘Acıya dahi saygı yok, Deniz Poyraz’ın babasının adalet talebi propaganda sayıldı’ tweetini, bir insan hakları avukatının ağzından olması nedeniyle, haber değeri taşıdığını düşünerek yorumsuz paylaştım” dedi.  Söz konusu tweette kimsenin aleni ya da ima yoluyla adının geçmediğine dikkat çeken Ertan, Keskin’in alıntıladığı tweette de böyle bir durum ve niyet olmadığını, ifade özgürlüğü çerçevesinde davayla ilgili bir tarafın görüşü olduğunu vurguladı. “Gazetecinin görevi farklı fikirleri yansıtmaktır” diyen Ertan, şahsi sosyal medya hesabında çok farklı kesimlerin görüşlerini paylaştığını dile getirdi.  Kendisinden şikayetçi olan savcının adını da ilk defa iddianamesinde gördüğünü belirten Ertan, kimseyi hedef gösterme ya da hakaret etme niyeti olmadığını belirterek hakkında beraat kararı verilmesini talep etti. Yurt dışına çıkış yasağı hakkında da beyanda bulunan Ertan, adli kontrol tedbirinin orantısız olduğuna dikkat çekti. Ertan, bu yasak yüzünden önceden planlanan bir konferansı veremediğini ve dolayısıyla mesleğini yapamadığını belirterek hakkındaki yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti. Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, Ertan’ın cezalandırılmasını talep etti.

‘Savcı bey, müvekkilin asıl paylaşımından bahsetmeye dahi gerek görmemiş’

Esas hakkındaki mütalaaya karşı söz alan avukat Veysel Ok, iddianame savcısının etkili bir soruşturma yürütmeden, iddianameyi kişiselleştirme çabası göstermeden ve dahası kopyala/yapıştır iddianame ile Ertan hakkında dava açtığını belirterek savunmasına başladı. Ertan’ın İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Başkanı Eren Keskin’in tweetini yorum dahi yapmadan retweetlediğini mahkeme ile paylaşan Av. Ok, iddianamede Ertan’a yöneltilen suçlamalara delil olarak gösterilen sosyal medya paylaşımının dahi yanlış olduğuna dikkat çekti: “Müvekkilimin sosyal medya hesabını iyice incelemeye bile gerek kalmadan göz ucu ile bile baksalardı, polis de savcı da müvekkilimin iddianamede iddia edildiği gibi ‘Deniz Poyraz Davası’ hesabından yapılan paylaşımı retweetlemediğini anlardı. Kaldı ki bu hesaptan 17 Nisan 2022 tarihinde paylaşılan tweet de insan hakları savunucusu Eren Keskin’in tweeti de hukuka uygundur, suçlama konusu yapılamaz. Müvekkilimin kısa sürede olsa gözaltına alınmasına ve seyahat özgürlüğünün kısıtlanmasına sebep olan savcı bey, müvekkilin yaptığı asıl paylaşımdan bahsetmeye dahi gerek görmemiş!” İddianamenin hukuki bir metin olmadığını belirten Av. Ok, dürüstlük ilkesine ve hukuka uygun olarak hazırlanmayan, eksik bir iddianame ile Ertan’ın gazeteciliğinin ve gazetecilik anlayışının yargılanmak istendiğini söyledi: “Ancak şunun bilinmesi gerekir ki hiçbir savcı ve yargıç bir gazetecinin çalışma yöntemini ve haber paylaşımını sorgulayamaz. Geçmişte bu sorgulamayı yapanlar şu an toplum tarafından hiç de iyi anılmamaktadır.”

‘Kamuya mal olmuş bir dava  ile ilgili paylaşım hedef gösterme olamaz’

Gazeteci Ertan’a Terörle Mücadele Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca yöneltilen suçlamada yer alan “terörle mücadelede görev almış kamu görevlisi” kavramının kanunilik ilkesine aykırı olduğunu belirten Av. Ok, “terörle mücadelede görev alma” durumunun dar olarak yorumlanması gerektiğini, bir kişinin terör örgütlerine karşı açıklama yapmış olmasının ya da terör davası açmış olmasının bu yönde görevlendirme olarak sayılmasının mümkün olmadığını söyledi.  İddianame savcısının kopyala/yapıştır iddianamelerde suçlamalara delil olarak gösterdiği paylaşımın hedef gösterme değil,  Anayasa’da da garanti altına alınan haber alma veya verme hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunan Av. Ok, kamuya mal olmuş ve kamuya açık her yargılamanın haber değeri olabileceğini belirtti: “Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Binasında 17 Haziran 2021 tarihinde Onur Gencer tarafından silahlı saldırı sonucu öldürülen Deniz Poyraz hakkında açılan dava ülke gündeminde yankı uyandırmıştır. Duruşmalara aralarında milletvekillerinin de olduğu yüzlerce kişi katılmış, onlarca avukat savunma yapmış ve yine duruşmalar öncesi basın açıklamaları gerçekleşmiştir. Dava ile ilgili birçok haber yapılmış, tüm detaylar kamuoyuna yansımıştır. Ulusal basında böyle dikkat çekmiş bir davayla ilgili gerçekleşen bir gelişmenin, gazeteci olan müvekkil tarafından paylaşılması hedef gösterme değil, ancak ifade özgürlüğü olarak değerlendirilmelidir.”

‘Paylaşım bağlamı ile birlikte değerlendirilmelidir’

Suçlamaların net olmadığı, gerekli araştırmanın yapılmadığı bir iddianame dayanak gösterilerek aynı zamanda Fransız vatandaşı olan Ertan hakkında tutuklama ile eş değer olan yurt dışına çıkış yasağı tedbirinin uygulanmasının ve itiraza rağmen devam ettirilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesinde güvence altına özgürlük ve güvenlik hakkının ve 10. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğini belirten Av. Ok, mahkemenin müvekkilinin yaptığı paylaşımı bağlamı ile birlikte değerlendirmesini talep etti: “Müvekkile ait olduğu belirtilen tweet okunduğunda görülecektir ki hiçbirinde herhangi bir şekilde hedef gösterme ve hakaret asla bulunmamaktadır. Bu paylaşım,Türkiye'nin üçüncü büyük partisinin, Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinde bulunan il binasına yönelik saldırıda gerçekleştirilen ırkçı ve siyasi bir cinayetin davası hakkında bilgi paylaşımı, eleştiri şeklindedir. Paylaşımda ne örgüt var, ne savcı ne de mahkeme ismi. Yalnızca yargılamanın işleyişi ile ilgili bir tespit vardır.” İddianame savcısının iddianamede yer vermediği ve Ertan’ın lehine olan yüksek mahkeme kararlarını dosyaya sunan Av. Ok, “Toplumsal bir mesele hakkında devletin ya da toplumun büyük bir kesiminden ya da sayın savcının hakikat anlayışından farklı olarak fikir beyan etmek suç teşkil etmez. Haber yapmak, tweet atmak, retweet etmek suç teşkil etmez. Bu ifade özgürlüğünün en saf halinin kullanılmasıdır. Bu söylem birçok kişiyi rahatsız etse de ifade özgürlüğü hakkı altında değerlendirilmesi gerekmektedir” diyerek Ertan hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.

‘İddianamede lehte deliller yok’

Daha sonra söz alan avukat Merve Kurhan, eksik araştırma ile hazırlanan iddianamede lehte delillere yer verilmediğine dikkat çekti. Av. Kurhan, ‘İddianamede lehte delillere yer verilmiş olsaydı müvekkilin davayı bir gazeteci olarak en başından beri takip ettiği görülebilirdi. Paylaşım da bu amaçla, fikri takip olarak yapılmıştır’ diyerek Ertan hakkında beraat kararı verilmesini talep etti. 

Gazeteci Ertan beraat etti

Kısa bir aradan sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti Ertan’ın üzerine atılı suçların unsurlarının oluşmadığına kanaat getirerek beraatine hükmetti. Mahkeme, Ertan hakkında uygulanan yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına karar verdi.

İddianameden

İddianamede Ertan’a yöneltilen suçlamaya “Deniz Poyraz Davası” isimli sosyal medya hesabından 17 Nisan 2022 tarihinde yapılan ve Ertan’ın da şahsi sosyal medya hesabından retweetlediği paylaşım delil olarak gösteriliyor. Ertan’ın söz konusu paylaşımı yapmadığını dikkate almayan iddianame savcısı, paylaşımda geçen “Saldırının ve cinayetin aydınlatılması için etkin soruşturma yapmayan, delillerin karartılmasını sağlayan, tetikçi dışında gerçek faillerin ortaya çıkarılmasını engelleyen soruşturma savcısı…” ifadelerini paylaşarak Ertan’ın müşteki savcı C.U.’ya görevinden dolayı alenen hakaret ettiğini iddia ediyor ve gazetecinin bu suçtan cezalandırılmasını talep ediyor. İddianame savcısı ayrıca “soruşturma savcısı, Deniz Poyraz’ın acılı babası hakkında propaganda suçlamasıyla dava açtı” cümlesini içeren paylaşımı paylaşarak Ertan’ın müşteki savcı C.U.’yu terör örgütlerine hedef gösterdiğini iddia ediyor. İddianame savcısı, gazeteci Ertan hakkında kamu davası açılmasını ve gazetecinin cezalandırılmasını talep ettiği iddianamede “Abdulillah Poyraz'ın soruşturma dosyasında Terör Suçları Soruşturma Bürosunda görev icra eden müştekiyi terör örgütlerine hedef göstermek suretiyle üzerine atılı terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme suçunu işlediği anlaşılmıştır” ifadelerine yer veriyor. İddianame savcısı, bu ifadeleri iddianamenin başında Abdulilah Poyraz’a “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla dava açıldığı ve Abdulilah Poyraz’ın bu davada beraat ettiği bilgilerine yer vermesine rağmen kullanıyor.  Gazeteci Nazlan Ertan hakkındaki iddianameyi hazırlayan savcı, kopyala/yapıştır yöntemi ile hazırladığı iddianameler ile aralarında gazeteci Rabia Çetin, Sendika.Org muhabiri Derya Saadet, İHD Eş Başkanı Eren Keskin, İHGD Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Yılmaz, HDP ilçe yöneticileri, insan hakları savunucuları, kurum temsilcileri ve avukatların da bulunduğu en az 40 kişi hakkında “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret” suçlamaları ile ayrı ayrı dava açtı.  2 Kasım 2022 tarihli iddianameyi sekiz günde kabul eden İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi, aynı iddianame ile açılan diğer davalarda uygulanmadığı öğrenilen adli kontrol tedbirinin Ertan için uygulanmasına karar vererek Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109/3-a maddesi uyarınca aynı zamanda Fransa vatandaşı da olan Ertan hakkında yurt dışına çıkış yasağı uygulanmasına karar verdi. 16 Aralık 2022 tarihinde Ertan’ın avukatlarının yurt dışına çıkış yasağına yaptıkları itirazı değerlendiren İzmir 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Aralık 2022 tarihinde Ertan hakkındaki adli kontrol tedbirinin “usul ve yasaya aykırı” olmadığına kanaat getirerek itirazı reddetti. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.