Haberler

8 gün tutulduğu gözaltında ajanlık dayatılan gazeteciye 6 ay sonra takipsizlik

8 gün tutulduğu gözaltında ajanlık dayatılan gazeteciye 6 ay sonra takipsizlik
SİBEL YÜKLER*
Gazeteci Vildan Atmaca, Şubat 2022 tarihinde İstanbul’da sabaha karşı düzenlenen ev baskınında ailesine silah doğrultularak gözaltına alındı. Arama iznine dair karar, polisler eve girdikten sonra çıkarıldı. Tam sekiz gün gözaltında tutulan Atmaca’ya, 2015 ve 2016 yıllarında yaptığı haberler soruldu. “Örgüt üyeliği” şüphesi ile yürütülen soruşturmada, 6 ay sonra “kovuşturmaya yer yok” kararı verildi.  Ancak Atmaca’nın ifadeye çağrılabilecek bir gazeteciyken kapısı kırılarak gözaltına alındıktan sonra yaşadıkları, takipsizlikle bitecek durumda değil. Atmaca, sekiz gün tutulduğu İstanbul Vatan Emniyet Müdürlüğünde ajanlık dayatılmasının yanı sıra aynı zamanda gözaltı süresince polislerin kötü muamelesine de maruz kaldı.

Arama izni kapı kırıldıktan sonra çıkarıldı

Van’da 2013 yılında gazeteciliğe başlayan Atmaca, KHK ile kapatılan JINHA ve Gazete Şûjin’de de çalıştı. 13 Kasım 2015 tarihinde haber takibi yaptığı sırada gözaltına alınarak tutuklandı. “Polise mukavemet” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılanırken, 29 Aralık 2015 tarihinde yapılan ilk duruşmada tahliye edildi. Tahliye olduktan sonra mesleğine kaldığı yerden devam ederek, Van ve çevre illerde yaşanan hak ihlallerinin yanı sıra, “intihar etti” denilen şüpheli kadın ölümlerinin üzerine gitti.  Yaptığı haberlerin yanı sıra hem Kürt gazeteci hem de kadın gazeteci kimliğiyle de sürekli hedef alındı. Gazeteciliği boyunca kim olduğu belirlenemeyen kişiler, kolluk güçleri ve bazı gruplar tarafından tehditler aldı. Bu tehditler, milletvekilleri tarafından Meclis’e taşınıp dönemin içişleri bakanlarına soru önergeleri ile soruldu, ancak herhangi bir adım atılmadı. Van’da geçen uzun çalışma döneminin ardından İstanbul’a taşınan Atmaca, bu kez 2021 yılında başlatılan bir soruşturma kapsamında 15 Şubat 2022 tarihinde kapısı kırılarak bir ev baskınıyla gözaltına alındı. Kapıyı kıran Terörle Mücadele Şubesinden (TEM) polisler, evdeki anne ve babasına silah doğrultarak hakaret etti, yere yatmaları için zor kullandı. Ancak hukuksuz uygulamalar bununla da sınırlı kalmadı. Savcılığın arama izni, ev basıldıktan sonra çıkarılarak kendisine gösterildi.

Usulsüz “sohbette” ajanlık yapması istendi

Gözaltına alındıktan sonra Vatan Emniyete götürülen Atmaca ile adına “sohbet” denilen avukatsız bir görüşme yapıldı. Götürüldüğü odada bulunan dört erkek, önce 2015 yılında neden tutuklandığını, 2015 ve 2016 yıllarında yaptığı haberleri, haber için görüştüğü HDP ile buradaki siyasiler arasında ilişki olup olmadığı gibi sorular yöneltti.  Bu soruların ardından Atmaca’ya savcılık tarafından serbest bırakılırsa kendileri ile iletişime geçip geçmeyeceği soruldu. Uzun süre “sohbet” adı altında ajanlık dayatılan Atmaca, kim olduklarını bilmediği bu kişilere dokuz yıldır gazetecilik yaptığını, bu tarz soruların sorulmasının da usulsüz olduğunu hatırlatarak, kendileriyle iletişime geçmek istemediğini söyledi.  Atmaca, özellikle OHAL’den sonra gazetecilere yönelik yaygınlaştırılan ajanlık dayatmasının yanı sıra, sekiz gün boyunca kaldığı gözaltında yalnızca kuru ekmek ve su ile beslenerek 49 kiloya düştü. Regl olduğu için lavaboya gitmek istemesine rağmen talepleri reddedildi, nezarethane içinde bulunan kameralara el sallarsa izin vereceklerini söylediler ancak üç saat boyunca memurlara seslenip kameralara el sallamasına rağmen lavaboya gitmesine izin verilmedi. Gözaltında sekiz gün tutulduktan sonra savcılık ifadesinin ardından serbest bırakılan Atmaca’ya nihayet 6 ay sonra takipsizlik kararı tebliğ edildi. Karara, soruşturma kapsamında “suç unsuru oluşturacak yeterli delil olmaması” gerekçe gösterildi.

‘Gazeteciler kriminalize ediliyor, dava açacağım’

MLSA’ya konuşan Atmaca ise, haber kaynağı olarak haber amaçlı görüştüğü parti ve parti yöneticileri ile örgütsel bağ oluşturulmaya çalışıldığını söyleyerek, “‘Örgüt üyeliği’ gerekçesiyle alınmam başlı başına bir hak ihlalidir. Aslında bu bir korkutma ve yıldırma politikasıydı. Bölgede kayyumlar ve iktidar aleyhine yaptığım haberler ile yürütülen savaş konseptlerini kamuoyuna ulaştırmanın bedeli ödetilmeye çalışıldı” dedi. Son 10 yılda gazeteciliğin hükümet tarafından kriminalize edilerek tehlikeli bir meslek olarak yansıtıldığını söyleyen Atmaca, takipsizlik kararının yaşadıklarını telafi etmediğini ve yargıya başvuracağının altını çizdi: “İktidarın gözünde muhalif her gazeteci potansiyel suçlu ya da birer terörist. Geçen Haziran ayında Diyarbakır’da gözaltına alınan 21 gazeteciden 16’sının tutuklanması bunun sadece bir örneğidir. Verilen kararın ardından karşı dava açıp bir gazeteci ve kadın olarak yaşadığım zararı ve zaman kaybının tabii ki hesabını soracağım.”  *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.