Duruşma Haberleri

‘FETÖ Medya Yapılanması’ davasına 2022’de devam edilecek

‘FETÖ Medya Yapılanması’ davasına 2022’de devam edilecek
İstanbul - Gazeteciler Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin, Yetkin Yıldız ve bir dönem Meydan gazetesinde köşe yazarlığı yapmış olan sanatçı Atilla Taş’ın kamuoyunda “FETÖ Medya yapılanması” davası olarak bilinen dosya kapsamında yeniden yargılanmasının üçüncü duruşması 26 Ekim’de İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Ara kararını açıklayan mahkeme, Taş haricindeki sanıkların adli kontrol tedbirlerini kaldırarak davayı 17 Şubat 2022 tarihine erteledi. Duruşmada ilk olarak Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla bağlanan İbrahim Aydın tanık olarak dinlendi. Kendisine gösterilen sanıklardan Yakup Çetin’i tanıdığını beyan eden Aydın, “Üniversiteden Alpaslan isimli bir arkadaşımın arkadaşıydı. Bir kere çay içmeye gelmişti. FETÖ’cü olup olmadığını bilmiyorum” dedi. SEGBİS ile dinlenen bir diğer tanık M. B. da sanıklardan Yetkin Yıldız’ı tanıdığını beyan etti. Bağcı, 2011-2013 yılları arasında Özgür Çizgi Medya isimli kurumda birlikte çalıştıklarını söyledi. Bağcı, “Herhangi bir örgütle ilgisi olup olmadığını bilmiyorum” dedi. Mahkeme başkanı, tanık Bağcı’ya, “ByLock kullanıyordun. ByLock kullananlar arasında sanık da var mıydı?” diye sordu. Bağcı, Yetkin Yıldız’ın ByLock’ta olmadığını söyledi. SEGBİS ile dinlenen Mehmet Çılgın isimli tanık ise, sanıklardan Ünal Tanık ve Yakup Çetin’i gazeteci olarak tanıdığını belirterek “FETÖ ile bir ilgileri olup olmadığını bilmiyorum” diye konuştu. Tanıklardan Hemdullah Bilgin ise beyanında sanıklardan Ali Akkuş ile okuldan arkadaş olduklarını kaydederek, “Zaman gazetesinin kapanma sürecinde eylemler oluyordu. Ben de Ali’nin fotoğrafı var mı yok mu diye bakıyordum. Ali o eylemlerde yoktu” diye konuştu. Bilgin, “Ali, Zaman gazetesinde ideolojik yakınlıktan kaynaklı değil profesyonel olarak çalışıyordu. Ali’nin gazete yöneticileriyle problemleri olduğunu biliyordum” dedi. Tanık olarak dinlenen Ramazan Akgül de Ali Akkuş hakkındaki beyanında “Zaman’a kayyum atanmasının ardından süreçten rahatsız olduğunu ve ayrılmak istediğini söyledi. Ali Bey o dönem otelimizin resepsiyonunda çalışmaya başladı. FETÖ’ye ciddi mesafeliydi ve eleştiriyordu” ifadelerini kullandı. Tanık beyanlarına karşı sanıklardan bir diyecekleri olup olmadığı soruldu. Ali Akkuş söz alarak, “Zaman’dan sonra gazeteciliği bıraktım. Başka ekleyecek bir şeyim yok” dedi. Davada yargılananlardan Atilla Taş’ın avukatı Sevgi Kalan ise AİHM’in müvekkili hakkında verdiği ihlal kararını dosyaya sunduklarını belirtti. Kalan, AİHM kararının dikkate alınarak müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini talep etti. Savunmanın ardından söz alan duruşma savcısı,adli kontrol tedbirlerinin devamını, Kalan’ın taleplerinin reddini ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, Adalet Bakanlığından Atilla Taş hakkındaki TCK 301 soruşturması konusunda izin beklendiğini ve henüz bu suçlama yönünden savunmasının alınmadığını hatırlatarak Taş hariç diğer sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerini kaldırdı ve davayı erteledi.

Ne olmuştu?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Ağustos 2016 tarihinde 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Fethullah Gülen cemaatine yönelik soruşturma kapsamında aralarında gazeteciler ve akademisyenlerin bulunduğu 35 kişi hakkında gözaltı kararı vermiş, 27’si tutuklanmıştı. Farklı zamanlarda tutuklanan gazeteci ve yazarlar sekiz ay davanın başlamasını beklemişti. Anadolu Ajansı, gözaltı kararını “FETÖ’nün medya yapılanmasına operasyon” başlığıyla duyurmuştu. Yargılananlar, Millet, Zaman, Meydan, Yeni Hayat, Bugün gazeteleri, Rotahaber ve Samanyolu haber siteleri ve Cihan Haber Ajansı çalışanları, sahipleri ve yazarlarından oluşuyordu. Davanın 31 Mart 2017 tarihinde görülen duruşmasında Atilla Taş ve Murat Aksoy’un da aralarında bulunduğu 21 kişi tahliye edilmiş, duruşma savcısı sekiz kişinin tahliyesine itiraz etmişti. Duruşma savcısının itirazını aynı gün işleme koyan 26. Ağır Ceza Mahkemesi talebi kabul ederek Hanım Büşra Erdal, Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habib Güler, Halil İbrahim Balta ve Muhammet Said Kuloğlu hakkında yeniden yakalama kararı çıkarmıştı ve söz konusu sekiz kişi tahliye edilmeden cezaevinde kalmıştı. Savcının tahliye talebinde bulunduğu ve mahkemenin de tahliye ettiği aralarında Atilla Taş ve Murat Aksoy’un da bulunduğu 13 kişi hakkında ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün darbe soruşturması kapsamında gözaltı kararı vermiş, bu kişiler de cezaevinden çıktıktan sonra gözaltına alınarak Emniyet Müdürlüğüne götürülmüştü. Emniyet sorgusunun ardından Sulh Ceza Hakimliğine çıkarılan 13 kişi tutuklanarak yeniden cezaevine gönderilmişti. 21 kişi hakkında tahliye kararı veren 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Lorasdağı, hakimler Barış Cömert ve Necla Yeşilyurt Gülbiçim ise 3 Nisan 2017 tarihinde açığa alınmıştı. Dava ise 8 Mart 2018’de karara bağlanmış, bir sanık beraat ederken, diğer sanıklara çeşitli sürede hapis cezaları verilmişti.  5 Mayıs 2020’de Yargıtay 16. Ağır Ceza Dairesi temyiz incelemesini tamamlamış ve Hanım Büşra Erdal, Cuma Ulus, Mutlu Çölgeçen, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Abdullah Kılıç, Cihan Acar, Davut Aydın, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Hüseyin Aydın, Muhammet Sait Kuloğlu, Mustafa Erkan Acar, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Murat Aksoy ve Ufuk Şanlı’ya verilen 6 yıl 3 ay hapis cezalarını onamıştı. Yargıtay, Atilla Taş’a “örgüte yardım” suçundan verilen 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasını ise bozmuş ve Atilla Taş’ın eylemlerinin “cumhurbaşkanına hakaret” (TCK 299) ve “devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama” (TCK 301) suçlarını oluşturduğunu belirtmişti. 16. Ceza Dairesi, sanıklar Ahmet Memiş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız’a “terör örgütü üyeliği” suçundan verilen hapis cezalarını ise daha fazla araştırma yapılması gerekçesiyle bozmuştu.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.