Diyarbakır - Gazeteci Barış Barıştıran, Demokratik Toplum Kongresini (DTK) canlı yayınladığı gerekçesiyle yargılandığı davada beraat etti. Aynı dosya kapsamında yargılanan Hilmi Aydoğdu hakkında da beraat kararı veren mahkeme, Sur’da ölen kızının cenazesi alamayan Mustafa Çukur’a ise yaptığı konuşmada “örgüt propagandası” suçunu işlediği gerekçesiyle 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası vererek, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.Kanun hükmünde kararnameyle kapatılan Özgür Gün TV’nin eski Sorumlu Müdürü ve Yönetim Kurulu üyesi Barış Barıştıran hakkında 2016 yılının Mart ayında Diyarbakır’da düzenlenen DTK Olağanüstü Kongresini televizyonda canlı yayınladığı gerekçesiyle “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davanın sekizinci duruşması Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Tutuksuz yargılanan Barıştıran ile diğer sanıkların katılmadığı duruşmada, savunma avukatları hazır bulundu.
‘Müvekkilimin konuşması, işkenceye dönüşen bu sürece yönelik bir eleştiriydi’
Geçen duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, mütalaasını tekrar etti. Esasa ilişkin savunma yapan Çukur’un avukatı Abdullah Zeytun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ile Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) propaganda davalarında verdiği kararlara dikkat çekti. Müvekkilinin konuşmayı yaptığı dönemde çocuğunun cenazesinin Sur ilçesinde olduğunu ve yaptığı bütün girişimlere rağmen cenazeyi bir türlü alamadığını hatırlatan Zeytun, müvekkilinin yaptığı konuşmanın, işkenceye dönüşen bu sürece yönelik bir eleştiri olduğunu vurguladı. Konuşmanın düşünce ve ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığını, kamu güvenliği ve düzeni için tehlike oluşturmadığını söyleyen Zeytun, müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.
‘Bu davada yapılan değerlendirmeler, gazetecilere otosansür çağrısıdır’
Barıştıran’ın avukatı Resul Temur ise, sanık Mustafa Çukur’un canlı olarak yayınlanan konuşmasının nefret ve şiddet içermediğini, kızının cenazesini arayan bir babanın konuşması olduğunu söyledi. Toplumun tamamını ya da bir kısmını ilgilendiren konularda bilgi toplayıp haber yapmanın gazetecinin görevi olduğunu vurgulayan Temur, televizyonda yapılan canlı yayınının haber alma hakkı ve kamu yararı kapsamında olduğunu belirtti. Müvekkilinin yaptığı yayınla ilgili bu davada yapılan değerlendirmelerin gazetecilere yönelik bir otosansür çağrısı olduğuna dikkat çekti. Terörle Mücadele Kanununun yedinci maddesinde yapılan düzenleme ile haber verme amacıyla yapılan paylaşımların suç olmadığını hatırlatan Temur, müvekkilinin beraatini istedi. Hilmi Aydoğdu’nun avukatı Abdulkadir Güleç de müvekkilinin beraatini talep etti.
İki sanık beraat etti, bir sanığın cezası ertelendi
Duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra kararını açıklayan mahkeme, Barıştıran ve Aydoğdu’nun “örgüt propagandası yapmak” suçunu işlediği konusunda yeterli delil elde edilmediği gerekçesiyle haklarında beraat kararı verdi. Mahkeme, sanık Mustafa Çukur’a ise “örgüt propagandası” suçunu işlediği gerekçesiyle 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası vererek, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verdi.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.