Haberler

Kadın ve LGBTİ+ örgütleri: Sansür zaten var, önerge topluma ayar vermek için

Kadın ve LGBTİ+ örgütleri: Sansür zaten var, önerge topluma ayar vermek için
BURCU ÖZKAYA GÜNAYDIN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla, geçtiğimiz hafta “Aile, genç ve çocukları korumak” iddiasıyla internet yayıncılığına dair "Basın ve Yayım Faaliyetleri genelgesi" yayınlandı. Genelgede dikkat çekici iki kavram var, “milli” ve “ahlaki”. Kadın hakları ve LGBTİ+ örgütleri bunların genişletilebilecek, ucu açık kavramlar olduğunu belirterek, şu an medyada zaten sansürün olduğunu, bu genelge ile toplumda otosansürün yaygınlaştırılmak istendiğine dikkat çektiler.

Avukat Sert: Ucu açık yasaların mağduru kadınlar

İskenderun Kadın Platformu üyesi Avukat Mehtap Sert, genelgede geçen milli ve ahlaki kavramların yoruma açık olduğunu, hukuk kurallarının geçtiği bir yerde yorum olmaması gerektiğini belirtti. “Neye ve kime göre milli, ahlaki?” diye soran Sert, toplumun yarısının laik, yarınsının İslami değerlerde yaşam tarzına sahip olduğunu, ahlak ya da milliğin “kime göre” kısmının büyük sorun olduğunu vurguladı. Sert, bu tarz ucu açık yasaların en büyük mağdurunun ise kadın örgütleri olduğuna dikkat çekerek, “Kadını kamusal alandan atmak isteyen bir zihniyet var, kadınlar fikir beyan etmesin istiyorlar. Sokaklar, kadınlar ve LGBTİ+ bireyler için güvencesiz, çoğu zaman yaşanılan şiddet sosyal medyada gündem olduktan sonra yargı yolu açılıyor. O açıdan sosyal medya ve bu mecralarda çıkan yayınlar önemli fakat buradan sesimiz kesilsin isteniyor” sözlerini kullandı. Sert, sözlerine kimsenin çocuğun korunmasına karşı önlem alınmasına karşı olmadığını, ama bu genelgenin çocuğu korumak amacı taşımadığını belirterek devam etti. Bu genelge ile kadın ve LGBTİ+ haklarını dile getiren, savunanların sosyal medyada şiddeti, hukuksuzluğu yazmasının önüne geçmenin hedeflendiğine dikkat çekerek, “Hukukta ‘milli ve ahlaki’ değer kavramlarının karşılığı yok. Bir olayın milli manevi değer olduğuna kim, nasıl karar verecek? Ortada böyle bir merci yok, dolayısıyla hukuksal bir karşılığı da yok. Biz bu genelgeye hukuksal yollarla ve sözümüzü söyleyerek karşı çıkacağız” şeklinde konuştu.

Tar: Kabahatler Kanunu LGBTİ+ bireyler için kullanılıyor

Kaos GL Derneği Medya ve İletişim Program Koordinatörü, gazeteci Yıldız Tar, yasalarda kimseye sadece LGBTİ+ olduğu için ceza verilmediğini, fakat LGBTİ+ bireylerin ayrımcılığa maruz kaldığını söyleyerek, “Yasada hiçbir zaman direkt LGBTİ+ ayrımcılığı diye geçmedi ama biz hep etkilendik. Örneğin, Kabahatler Kanunu kapsamında seks işçilerine para cezaları kesiliyor. Ahlak, kamu sağlığı gibi kavramlar üzerinden LGBTİ+ bireyler hedef gösterilerek bu kanun kullanılıyor. Memuriyette ‘yüz kızartıcı suç’ diye bir madde var. Bu maddede LGBTİ+ bireyi olmanın yüz kızartıcı bir suç olduğu yazmasa da, çalışma hakları gasp ediliyor. Bu genelge de böyle. Kadın ve LGBTİ+ bireyler konuşmasın denmiyor ama bir şekilde onlara da dokunuyor” dedi. Son 15 yılın televizyon programlarına bakıldığında, LGBTİ+ bireylere yapılan sansürlerin bariz bir şekilde ortada dikkat çeken Tar, “15 yıldır televizyon programlarında LGBTİ+ bireylerin temsil edildiğini gördünüz mü? Bir Huysuz Virjin vardı, onu da uzaklaştırdılar, sansürlediler ve kırgın gitti. Huysuz Virjin bile sansürlendi, daha ne olsun” sözleriyle ifade etti. Medyanın tek sese döndüğünü, farklı ses çıkaranın gözaltına alındığını veya tutuklandığını belirten Tar, zaten sansürün bulunduğunu, böyle bir yasanın çıkmasının anlamsız olduğunu belirterek, yasanın daha çok otosansürü yaygınlaştırmak, insanlara “dikkatli olun” amaçlı bir uyarı anlamı taşıdığını düşünüyor: “Her konuda çıkan genelgelere alıştık zaten. İnternet ortamında sansür, ana akım medyada ise otosansür çok yaygın. Bu genelge sansürü meşrulaştırma genelgesi değil çünkü sansür zaten meşru. Bana göre bu yasa otosansür için, insanlara uyarı amaçlı yapıldı. Neyin sansür neyin olmadığını tespit etmek de çok zor. Neyi yayınlayacağımızı, neyi yazacağımızı bilemeyeceğiz.”

Aracı: Kadına şiddete ses çıkarmayanlar sesini kesmeye çalışıyor

Adana Kadın Platformundan Avukat Sevil Aracı, genelgedeki kavramların her yere çekilebileceğini, önergede her ne kadar doğrudan kadın ve LGBTİ+ isimlendirilmese de, bu kavramların genişliği ile bireylerin hak mücadelesinin önünü kesmek amacı olduğunu belirtti. “Kadın hakları, kadına şiddet veya ısrarlı takip konusunda hiçbir şey yapmayanlar, kadınların sesini çıkardığı, sözünü söylediği alanlara müdahale ediyor” diyen Aracı da, Mehtap Sert gibi “ahlaki” ve “milli” kavramlarını “kime, neye göre?” sorusuyla eleştirerek, bu kavramların hukukta bir karşılığı olmadığına dikkat çekti. “Aslında biz sansür yasası diyoruz ama sansür şu anda zaten var. Bu gözaltına alınan, tutuklanan  da anlaşılıyor, sosyal medyada kimse istediğini özgürce ifade edemiyor. LGBTİ+ dernek ve faaliyetleri zaten sansürlü. 8 Mart'ta alanlara gökkuşağı bayrağı alınmadığı gibi, LGBTİ+ simgeleyen renklere müdahale ediliyor” şeklinde konuşan Aracı, önergenin topluma uyarmak, otosansürü artırmak için çıkarıldığını düşündüğünü belirtti. Önergenin çocukları korumak için yapıldığına dair bir algı yaratılmak istendiğini, fakat çocukları şiddet ve pornografiden koruma amacı taşımadığını vurgulayan Aracı, bunun için televizyonların gündüz kuşağında neredeyse her evde açık olan programlarına düzenleme getirilmesi gerektiğini belirtti. Reyting uğruna çocukların psikolojisini bozan programlara dokunulmadığını ama sosyal medyada şiddeti, sorunu dile getiren kadınların veya LGBTİ+ bireylerin ifade hakkına dokunulduğuna dikkat çeken Aracı, “Çocuğun psikolojisini en çok bu programlar bozar. Sansür olsun demiyorum ama düzenleme yapılabilir. Bu konuda kadın örgütlerine iş düşüyor. Bu ve benzeri sesimizi kısmayı, otosansür yapmamızı isteyen önergelere karşı hem hukuksal itirazımızı yapacağız hem de sözümüzü söylemeye devam edeceğiz” dedi.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.