Deniz Tekin
Diyarbakır’da işlettiği kafede Kürtçe hizmet vereceğini duyurduktan sonra gözaltına alınan ve hakkında dava açılan kafe sahibi Ramazan Şimşek’in davası görüldü. Şimşek, "Bu yargılama ve suçlamalar benim şahsıma değil, Kürt diline yöneliktir" dedi.
Diyarbakır’da işlettiği kafedeki hizmetlerin Kürtçe verileceğini açıkladıktan sonra gözaltına alınan ve 6 ay ev hapsinde kalan Ramazan Şimşek hakkında, “zincirleme şekilde örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla 7,5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması görüldü.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Şimşek ve avukatı Mehdi Özdemir katıldı. Duruşmayı İHD Genel Merkez dava gözlemcisi ile bir polis izledi.
'Tek dilin olduğu yerde demokrasi olmaz'
Tercüman aracılığıyla Kürtçe savunma yapan Şimşek, "Bu yargılama ve suçlamalar benim şahsıma değil, Kürt diline yöneliktir. Kafemde Kürtçe hizmet vermek istediğim için bu baskılara maruz kaldım. Bu insani bir durum değildir. Her toplum, her insan kendi diliyle var olur. Diyarbakır'daki insanlar çoğunluk olarak Kürtçe konuşur. Bu nedenle böyle bir karar aldım. Kürtçe'ye bir alerji var, bunu anlayamıyorum. Türkiye'de sadece İngilizce ve Fransızca hizmet veren yerler var ve orada Türkçe konuşmak yasak. Bizde Türkçe yasak değildi. Kürtçe konuşmanın azalması nedeniyle böyle bir karar aldım. Amacım Kürt dilini korumak. Kürt dilinin korunmasını savunmak, demokrasiyi savunmak ve korumaktır. Tek dilin olduğu yerde demokrasi olmaz. Çok dillilik toplumun zenginliğidir" dedi.
'Propaganda yapmadım, dilime sahip çıktım'
Şimşek savunmasının devamında, "Zorlama bir yorumla örgüt propagandası yaptığım ve PKK ile ilişkili olduğum iddia ediliyor. 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı'nın kutlandığı bir gündür. Bütün Kürtler bu bayramı kutluyor. Propaganda yapmadım, sadece dilime sahip çıktım. Türk diline karşı bir düşmanlığım, yasaklamam da yok. Sadece dilimin her yerde konuşulmasını istedim. Kürt dilini yasaklayanlar ırkçı veya milliyetçi olmuyor ama ben yasaklanan bu dili savunduğum için milliyetçi ve ırkçı olmakla suçlanıyorum. Bu bir ironidir. Ben de kendi dilimle mutlu oluyorum" diye belirtti. Şimşek, el konulan kitaplar hakkında toplatma ve yasaklama kararı olduğunu bilmediğini söyledi.
Av. Özdemir: 3 defa suç isnadı değiştirildi
Avukat Mehdi Özdemir, müvekkilinin Kürtçe hizmet vereceğini açıklamasının ardından sosyal medyada linç kampanyasına maruz kaldığını, hedef gösterildiğini hatırlattı. Polise yapılan ihbarların üzerine müvekkili hakkında soruşturma başlatıldığını, gözaltına alınarak tutuklamaya sevk edildiğini belirten Özdemir, soruşturma aşamasında müvekkiline yönelik suç isnadının 3 defa değiştirildiğini aktardı. Bu uygulamaların Kürtçe’ye yönelik bir tahammülsüzlük ve hukuk güvenliğinin ihlali olduğunu vurgulayarak, bu yargı tehdidinin sonlandırılarak beraat kararı verilmesini istedi.
Avukat Yakup Güven ise müvekkilinin Kürtçe’nin konuşulmasını teşvik etmek için bu uygulamayı hayata geçirdiğini, herhangi bir dili yasaklamadığını söyledi. Lozan Antlaşması’yla vatandaşın kendi işyerinde anadilinde konuşmasının teminat altına alındığını dile getiren Güven, müvekkilinin kendi dilini koruması nedeniyle yargısal tehdit altında olduğuna dikkat çekti.
İddia makamı, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dava dosyasının kendisine gönderilmesini istedi.
Mahkeme, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması ve dosyayı incelemesi için iddia makamına süre verdi. Bir sonraki duruşma 13 Kasım’a ertelendi.
Ne olmuştu?
Yenişehir ilçesindeki Sanat Sokağı’nda Pîne Kafe’yi işleten Şimşek, 15 Mayıs 2024’te kutlanan Kürt Dil Bayramı’nın ardından kafede hizmetlerin sadece Kürtçe verileceğini duyurdu. Bu açıklamanın ardından sosyal medyada hedef gösterilen ve tehdit edilen Şimşek hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, “zincirleme şekilde örgüt üyesi olmak” iddiasıyla soruşturma başlattı. 29 Mayıs 2024’te iş yerine yapılan polis baskınında gözaltına alınan Şimşek, iki gün gözaltında kaldıktan sonra tutuklama talebiyle sevk edildiği hâkimlikçe ev hapsi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Avukatının itirazı üzerine konutu terk etmeme (ev hapsi) kararı ancak 6 ay sonra, 29 Kasım 2024’te kaldırıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hazırladığı iddianamede, Şimşek’in kafede Kürtçe konuşma uygulamasını, PKK ve KCK’nin önem atfettiği 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’na denk getirerek hayata geçirdiği öne sürüldü. Kafenin ismiyle açılan sosyal medya hesabında “Kürdistan” ifadesi geçen şarkı ve sözlerin paylaşılması, toplatma kararı bulunan yayınların işyerinde bulunması da iddianamede suç unsuru olarak yer aldı.