Haberler

Ölüm tehditleri alan gazeteci Mamedoğlu: Kaygılarım var ama korkmuyorum

Ölüm tehditleri alan gazeteci Mamedoğlu: Kaygılarım var ama korkmuyorum

AZİZ ORUÇ

Yaptığı haberler ve sosyal medyada paylaştığı videolardan sonra birçok kez ölüm tehdidi alan Gazeteci Medine Mamedoğlu, “Van’da mesleğimi yaparken, şiddete uğrayarak, gözaltına alındım. Paylaştığım videodan dolayı ölüm tehditleri aldım. Buna ilişkin kaygılarım var ama korkmuyorum” dedi.

Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen DEM Partili Abdullah Zeydan’a mazbatasının verilmemesi nedeniyle gerçekleştirilen protestolarda birçok gazeteci polis şiddetine uğradı, çalışmaları engellendi, materyallerine el konuldu, çektikleri videoları silindi. Van’ın yanı sıra İstanbul, Hakkari ve Siirt’te de gazeteciler darp edildi, gözaltına alındı. Van’da haber takibi yapan ve polisler tarafından darp edilen, gözaltına alınan Gazeteci Medine Mamedoğlu, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ne (MLSA) konuştu.

Bölgede 10 yıldır gazetecilik yaptığını anlatan Mamedoğlu, kadın, çocuk ve hak odaklı gazetecilik yatığını söyledi. Van'da yaşanan irade gaspına tepki göstermek için Hakkâri merkezde bulunan kitleye müdahale edilmiş bu müdahale sonucu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltı esnasında 12 yaşında ki bir çocuğun çok sayıda sivil polis tarafından darp edildiği görüntüsünü paylaştım. Kamuoyunda geniş bir şekilde yer alan görüntünün ardından sosyal medyada üzerinden ölüm tehditleri ve hakaretlere maruz bırakıldım” dedi.

Gazeteciye ölüm tehdidi

Sosyal medya hesabından polis şiddeti videosunu paylaştıktan sonra Mamedoğlu birçok tehdit mesajı aldı. “Hepinizi öldüreceğiz”, “İşkence yapıyor he seni vatan haini”, “Hepinizi leş edeceğiz”, “Ant olsun merhamet etmeyeceğiz” gibi mesajlar alan Mamedoğlu, “Bu tehditlerden saatler sonra da Van'da mesleğimi icra ederken darp edilerek ve ters kelepçe ile gözaltına alındım. Emniyette hiçbir şey sormadılar. ‘Neden oradaydın’ diye sordular. Bende gazetecilik faaliyetleri ve mesleğimi icra etmek için oradaydım. Beni darp edenler hakkında şikayetçi olduğumu söyledim” dedi.

Tehditler için suç duyurusu

Aldığı ölüm tehdidi mesajları hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu anlatan Mamedoğlu, hukuki haklarını sonuna kadar kullanacağını söyledi. Mamedoğlu, daha önce de benzer tehditler aldığını ancak yaptığı suç duyurularından sonuç alamadığını da ifade etti.

Kaygılarım var ama korkmuyorum

Sosyal medyada aldığı tehditlere ilişkin Mamedoğlu şunları söyledi: “Sosyal medya trollerle donatılmış. Normal hayatta olmayanların, ‘Ben de varım’ dediği bir alan. Her durumda böyle olmasa da maalesef bu tür durumlarda kendini çok gösteriyor. O yüzde kaygılarım çok ciddi bir boyutta değil. Bunlara karşı da bütün yasal haklarımı kullanacağım. Onun dışında bu tehditler karşısında hem kamuoyunun hem de meslektaşlarımın desteği bana büyük direnç ve güç veriyor. O yüzden korktuğum söylenemez.”

Bölgede yaşayan bir gazeteci olarak tehdit ve hakaret mesajlarına sık sık maruz kaldıklarını anlatan Mamedoğlu şunları söyledi:

“Hiç alakamızın dahi olmadığı bir konu nedeniyle ölüm tehditleri aldığımız da oluyor. Bu sadece benim değil birçok meslektaşımızın başına geliyor. Buna dair söylenecek çok şey yok aslında. Ülkenin koşullarına baktığımızda sürekli baskı altında olan meslek dallarından biri gazeteciliktir. Bu nedenle gazetecilerde her daim susturulmaya ve bastırılmaya çalışılıyor. İhlalleri ve var olan yolsuzluk, ihlal gibi suçların üzerini kapatmak isteyenler gazetecilere yöneliyor. Bu hakaret ve tehditlerde gazetecileri korkutma sindirmeyi amaçlıyor. Bu şekilde susturacaklarını düşünüyorlar. Ama bizim bu konuda yaptığımı tek şey gerekli kişiler hakkında suç duyurusunda bulunup, çalışmamıza devam etmek oluyor.”

Polisten gazeteciye: Sus yoksa kötü şeyler yaparız

Van’da avukatların yürüyüşünü takip etmek isterken gözaltına alındığını anlatan Mamedoğlu yaşananları şöyle anlattı:

“Bu anda bir kadın avukatın darp edildiği görüntüsünü çekmek isterken bir anda saldırıya uğradım. Hiçbir şekilde bir uyarıda bulunmadan, bir ikazda bulunmadan direk bana yöneldiler. Elimde ki makineleri kırıp, benden almak istediler. Ben bunu kabul etmeyip bağırınca darp edildim. Yine bağırdığım için ağzıma yumruk atıldı, boğazım sıkıldı ve makinemin olduğu bileğimi bükmek istediler. Ardından makinelerimi ve basın kartımı boynumdan koparıp aldılar. Sonra da ters kelepçe ile gözaltına aldılar. Gözaltı aracına giderken de polisler tarafından, ‘Çok direndin direnmeseydin bunlar olmazdı. Sus yoksa daha kötü şeyler yaparız’ gibi tehditlere maruz bırakıldım. Yine benimle beraber gözaltına alınan avukatlarda hem işkenceye hem de hakarete maruz bırakıldı. Yaşanan işkenceye tepki gösteren avukat Ebru Demirtepe’ye yanımda ki polis yumruk attı. Atılan yumruğa avukat , ‘İşkence yapıyorsunuz’ diye tepki gösterince polislerin yanıtı da, ‘Az bile yapıyoruz’ oldu. Gözaltında önce hastaneye gidip darp raporu aldık, ardından ise emniyete giderek ifademizi verdik. Avukat arkadaşlarla beraber suç duyurusunda bulunduk.”

Cezasızlık politikası var

Gazetecilere yönelik baskıların sistematik bir hal almaya başladığını söyleyen Mamedoğlu, “Bu yaşananlar genelde ülkenin siyasi süreci ile alakalı bir şekilde işletiliyor. Kaosun ya da krizin olduğu dönemlerde iktidar ilk olarak gazetecileri veya muhalif kesimleri hedef alıyor. Bu noktada hem AYM hem de AİHM’de basın özgürlüğüne dair açık maddeler bulunmasına dair gazetecilere dönük hem tehditler hem işkence hem de yargı tacizleri son bulmuyor. Bu suçların bitmesi için öncelikle cezasızlık politikasının sona ermesi gerekiyor. Gerekli kanun maddeleri uygulansın, ne basının haber yapma ne de halkın haber alma özgürlüğü bu tür tehdit veya gözaltılarla engellenemez. Bunların hepsi suçtur.

Sorumluluğumuz var

Evet, sürdürüyorum çünkü meslek ilkesi ve ahlakı bunu gerektiriyor. Bizlerin kamuoyuna dair bir sorumluluğu var. Bu sorumluğu her daim yerine getirmek gerekiyor. Çünkü toplumun haber alma alanları bizleriz. Bizlerde bu alanda ki çalışma ısrarımızı her daim sürdürmeye devam edeceğiz. Hem kadın hem çocuk hem de toplumsal anlamda yaşanan her konu karşısında kameralarımız açık olmaya devam edecek” diye belirtti.

Mamedoğlu son olarak şunları söyledi: “Ülkede var olan gerek istismar, gerek yolsuzluk gerek ise rüşvet ya da insan hakları ihlallerinin duyulmasını istemedikleri için gazetecilere saldırıyorlar. Bu gerçekleri yazdığı için tutuklu bulunan onlarca gazeteci var. Hakikatin sesini kısmak isteyenlerin saldırıya geçtiği ilk alan basın alanı oluyor. Bunu 90’lı yıllardan bu yana da görüyoruz. Ama gazeteciler bu baskılara ve engellemelere karşı görevini yapmaya devam ediyor. Gazetecilik korunmalı, yine bu saldırılar karşısında halk haber alma hakkına sahip çıkmalı.

Gazetecilere dayanışma çağrısı

Bütün gazeteciler bugün yaşanan ihlaller karşısında ses çıkarıp dayanışmada bulunuyor. Bu tür engellemelerin artmaması için mesleki dayanışmanın daha da artırılmalı gerekiyor. Yine hem gazetecilerin hem de gazetecilik derneklerinin bunlara karşı ciddi bir örgütlenme içerisinde gerekiyor. Bizler ne kadar güçlü olursak sesimiz de o denli gür çıkar. Mesleki çalışmalarımıza bu engelleme ve tehditlere karşı sürdürmeye devam edeceğiz. Bizler var olan durumu aktarıyoruz. Gerçekleri yansıtmak ve yaymak dünyanın hiçbir yerinde suç değildir.”

 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.