- “Basın yoluyla suç işlemeye alenen tahrik” suçlamasıyla yargılanan akademisyen Emrah Gülsunar, tutukluluğunun 36’ıncı gününde yapılan ilk celsede tahliye edildi.
- Gülsunar savunmasında, paylaşımlarının akademik çalışmaları kapsamında olduğunu belirterek, “Siyaset bilimciye siyasal rejimleri tartışma denemez” dedi.
MLSA - Akademisyen Emrah Gülsunar, 11 Ekim’de sosyal medya hesabından yaptığı bir anket paylaşımı gerekçesiyle tutuklanmasının ardından bugün İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Gülsunar hakkında “basın yoluyla suç işlemeye alenen tahrik” suçlamasıyla dava açılmıştı.
Gülsunar, savunmasında suçlamaya gerekçe gösterilen anket paylaşımının Venezuela muhalefet lideri María Corina Machado’nun Nobel Barış Ödülü almasının ardından yaşanan tartışmalar bağlamında yapıldığını belirtti. Söz konusu paylaşımda, “Diktatöryel bir yönetimi devirebilmek için dışarıdan yardım istemek – Meşrudur / Değildir” seçeneklerinin yer aldığı bir anket yayınladığını söyledi.
Savunmasında siyaset biliminin tüm dünyadaki rejimleri incelediğini hatırlatan Gülsunar, şunları ifade etti:
“Uzmanlık alanım siyaset bilimi. Rejimleri üçe ayırırız: demokratik, otoriter ve melez rejimler. Benim paylaşımım dikkat çekmek amacıyla yapılmıştı. Demokratik ve melez rejimlerde yönetim seçimle değişir; otoriter rejimlerde ise darbeler ve devrimler olur. Bu benim kişisel görüşüm değil, bilimsel gerçek.
Cezaevine ilk gittiğimde kütüphanede Murat Yetkin’in Meraklısı İçin Darbeler kitabını gördüm. eğer kullanılan siyasi kavramlar nedeniyle darbe iması yapıldığı gerekçe gösterilerek dava açılacaksa bu kitaba da soruşturma mı açılmalı? Ben bu paylaşımda Türkiye’yi kastetmedim, Venezuela’yı tartıştım. Zaten iki yıl önce attığım bir tweet’te Türkiye’nin diktatöryel bir rejim olmadığını yazmışım. Bu benim işim. Bir saiyaset bilimciye siyaset tartışma demek, bu, bir fizikçiye ‘Termodinamik hakkında konuşma’ demek gibi bir şey.”
“Bu dava ifade özgürlüğü ve akademik özgürlüklere baskıdır”
Gülsunar, paylaşımına yönelik başlatılan sosyal medya kampanyalarının ardından hedef gösterildiğini, paylaşımı sildiğini ve ardından gece yarısı gözaltına alındığını belirtti. Sözlerine şöyle devam etti: “Benim sosyal medya paylaşımım kamu düzenini bozmaz. Ama bu paylaşım nedeniyle bu davanın açılması, ifade özgürlüğüne ve akademik özgürlüklere baskıdır. Bu baskıyı hayatımda hissediyorum. Kültür Üniversitesi’nde ders veriyordum, artık veremiyorum. Hakemli bir dergide yayınlanacak makalem durduruldu. Otuz altı gündür tutukluyum. Bu bize adil mi geliyor?”
Gülsunar’ın avukatlarından Prof. Dr. Hasan Sınar, söz konusu tweetlerin Türkiye’yi hedef almadığını, suçlamanın Venezuela’daki siyasal gelişmeler bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Sınar, “2025 yılında akademisyenlerin tweet attığı için cezalandırıldığı bir Türkiye olmamalı” dedi.
Bir diğer avukat Mehmet Can Seyhan ise delillerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Sanal Devriye uygulamasıyla toplandığını belirterek, “Bu deliller hukuka aykırıdır. Yargıtay kararlarına göre bu, ‘zehirli ağacın meyvesi’ niteliğindedir. Bu delillerle yargılama yapılamaz” ifadelerini kullandı.
Seyhan ayrıca, “Anket yapmak diye bir suç yok. Müvekkil siyaset bilimci olarak analiz yapmış ve paylaşımda bulunmuştur. Bu paylaşımı suç saymak, akademik özgürlüğü cezalandırmak olur” dedi.
Savcının tutukluluk halinin devamını talep etmesinin ardından mahkeme ara kararını açıkladı. Emrah Gülsunar’ın yurt dışına çıkış yasağıyla tahliyesine karar verildi. Duruşma, 30 Ocak 2026 saat 10.00’a ertelendi.
