Duruşma Haberleri

Savcı, gazeteci Abdurrahman Gök’ün 5 yıla kadar hapsini istedi

Savcı, gazeteci Abdurrahman Gök’ün 5 yıla kadar hapsini istedi
DENİZ TEKİN*
Diyarbakır - Haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmeler, sosyal medyada paylaştığı haber içerikli fotoğraf ve yazılar nedeniyle 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan gazeteci Abdurrahman Gök, bugün görülen duruşmada bu davada kendisine yöneltilen suçlamaların en büyük nedeninin Kemal Kurkut cinayetini kare kare belgelemesi olduğunu söyledi. Gök, “Canlı bomba yalanını ortaya çıkardığım için benden ‘devlet adına’ intikam alınmaya çalışılıyor” dedi.  Kemal Kurkut cinayetini fotoğraflayarak hafızalara kazınan Mezopotamya Ajansı editörü Abdurrahman Gök’ün, haber kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, sosyal medya paylaşımları, aleyhindeki gizlik tanık ifadesi ve yaptığı haberler gerekçe gösterilerek  “silahlı örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapmak” (iki kez) suçlamasıyla yargılandığı davanın beşinci duruşması bugün görüldü. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada gazeteci Gök ve avukatı hazır bulundu. Duruşmayı Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı Serdar Altan, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) avukatı Ülkü Şahin ve gazeteciler izledi. Daha önceki duruşmalarda olduğu gibi bu duruşmada da salonda sivil polisler hazır bulundu. Heyet değişikliğinin duruşma tutanağına geçirilmesinin ardından başlayan duruşmada celse arasında dava dosyasına gelen evraklar da duruşma tutanağına geçirildi. 

Gök: ‘Burada nasıl bir savunma yaparsam yapayım iddia makamı ikna olmayacak’

İlk olarak söz alan gazeteci Gök, davanın iddianamesinde yer almayan iki ayrı sosyal medya hesabında yapılan beş ayrı paylaşım gerekçe gösterilerek yapılan suç duyurusu üzerine “örgüt propagandası yapmak” suçundan açılan ve dava dosyasıyla birleştirilen iddianamedeki suçlamalara ilişkin ek savunma yaptı. Gök, mahkemeye sunduğu dört sayfalık ek savunma dilekçesini duruşmada özetleyerek okumasına rağmen mahkeme, savunmanın küçük bir kısmını duruşma tutanağına geçirdi.  Gök, mesleki faaliyetleri kapsamında Suriye’nin Rakka ve Kobanê kentlerinde yaşanan çatışmalarda çektiği ve dava dosyasında suç delili olarak gösterilen fotoğraflara ilişkin daha önce savunma yaptığını hatırlatarak,  yeni hazırlanan iddianamede de savaş muhabiri olarak çektiği fotoğrafların karşısına suç delili olarak çıkarıldığına dikkat çekti. Gök,  “Bu beyanlarıma rağmen, taşıyanı bile belli olmayan ve herkesin her yerde taşıyabileceği bir silahın ucundan bile kime ait olduğunu bilecek kadar mahir iddia makamına karşı nasıl bir savunma yaparsam yapayım, kendilerini ikna edeceğimi düşünmüyorum. Ancak burada sayın mahkeme heyetine bu görsellerin izahını yapmak istiyorum” dedi. 

‘Ben ve benden sonra benzer durumları haberleştiren gazetecilere mesaj verilmek isteniyor’

Yeni hazırlanan iddianamede sanatçı Yeşim Şahin'in 21 Mart 2017'de Diyarbakır'da polis tarafından öldürülen Kemal Kurkut hakkında “Yara” başlığıyla kaleme aldığı bir yazıyı Twitter’da paylaşmasının suç delili olarak gösterildiğine değinen Gök, “Rapor hazırlayan kolluk, bu paylaşım linkinin açılmadığını, siteye ulaşılmadığını not düşmesine rağmen sırf Kemal Kurkut'un ismi geçiyor diye deliller arasında sıralanmış. İddia makamı bunun neresinde suç görüyor merak ediyorum. Öyle genel cümlelerle ‘propaganda’ demek yetiyor mu suçlamak için? Kemal Kurkut'u öldüren polis veya polisler aklandılar, kamuoyuna yalan beyanda bulunan Emniyet Müdürlüğü ve Diyarbakır Valiliği hakkında herhangi bir işlem yapılmadı, burada sırf bu cinayeti belgelediğim için ben mi cezalandırılmak isteniyorum? İddianameye ekran görüntüsü olarak eklenen bu paylaşım görseli ile ayan beyan bu mesaj mı verilmek isteniyor bana ve bundan sonra benzer durumları haberleştirmek isteyen gazetecilere?” dedi. 

‘Çatışmalı ortamlarda çektiğiniz fotoğraflarda silahlı kişiler oluyor’

Çatışmalı ortamda çektiği silahlı kişilerin fotolarını paylaşmasının iddianamede suç delili olarak gösterildiğine işaret eden Gök, “Çatışmalı ortamlarda çektiğiniz fotoğraflar, görüştüğünüz kişiler silahlı kişiler oluyor. Çünkü çatışmalı alanlarda savaş hali yaşanıyor ve siz buna tanıklık ediyorsunuz. Burada yaşananları, bu alanda yaşayanların duygularını, neler yaşadıklarını ve savaşın acı halini çatışmalı bölgelerden gelen haberlere merakla odaklananlara yani tüm kamuoyuna aktarıyorsunuz. Bu görseldekilerin hiçbirisinin de herhangi bir parti ya da gruba aidiyeti yoktu. En azından yaptığımız röportajda kendi aktarımlarına göre, hepsi de sivil hayattan insanlar ve Kobanê'de yaşanan savaşta mazlum olarak gördükleri halk ile omuz omuza savaşmak için Kobanê'ye gelmişlerdi. Arap, Kürt ve Türk başta olmak üzere birçok halktan insanlardı. Nitekim aralarında yaşamını yitirenler de oldu ve bunun devamında da haberlerini yaptım” diye konuştu.   Gök, çatışmalı bölgelerde çektiği bir fotoğraf karesinde bir kişinin sırtında bulunan silahın ucunun görünmesinin suç delili olarak gösterilmesine tepki göstererek, “Fotoğrafta bile sivil olduğu her halinden belliyken, sadece sırtındaki silah nedeniyle örgüt üyesi olduğunu söylemek hukukun neresinde yazıyor acaba? İsmini dahi bilmediği bir kişiyi kolluk ve iddia makamı bir örgüte üye yapıyor. Benim de fotoğraflarını çekerek yayınladığım için örgütün propagandasını yaptığımı iddia ediyor” dedi. 

‘İddia makamı çatışmalı bölgelerde nasıl gazetecilik yapıldığını bilmiyor’

İddianameyi hazırlayan savcının çatışmalı bölgelerde gazeteciliğin nasıl yapıldığını bilmediğini ifade eden Gök,  aksi durumda bir gazetecinin savaş bölgesinde çektiği fotoğraflar gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası yapmak” ile suçlanamayacağını söyledi. Gök, savcının Ukrayna-Rusya arasında yaşanan savaşın haber ve görüntülerini izlemesi durumunda gazetecilerin nasıl gazetecilik yaptıklarını bir anlığına düşünebileceğine işaret etti. Gök savunmasının devamında “Ben gazeteciyim ve çatışmalı bölgelerde canları pahasına kamuoyunu bilgilendirmek için uğraşan her bir meslektaşım gibi, benim de burada yaptığım haber takibi ve çatışmalı bölgelerde yaşananlara dair halkı, halkları bilgilendirmektir. Kaldı ki sizler de bizim gibi bu tehlikeli mesleği icra edenler sayesinde oralarda neler yaşandığını öğrenmiş oluyorsunuz. Haberini yaptığım ve kamuoyuyla paylaştığım bu görsellerin hiçbirisinin suç olduğunu düşünmüyorum. Eğer böyle bir suçlama varsa o zaman çatışmalı bölgelerde haber takibi yapan tüm meslektaşlarım suçlu mu olmuş oluyor? Bir muhabir olarak haberini yaptığım kişilerin aidiyeti ile ilişkilendirilmem eşyanın tabiatına ters değil mi? Yok, değilse görevimiz gereği farklı türden suç işlediği iddia edilen olaylara ilişkin yaptığımız haberlerde, bu suçların faili olmamız gerekmez mi?” diye sordu. 

‘Ne olursa olsun gazetecilik yapmaktan, hakikati anlatmaktan vazgeçmeyeceğim’

Gök, Kemal Kurkut için  “örgüt üyesi”; kendisi için ise Kemal Kurkut'un fotoğraflarını örgüt talimatıyla çektiğini iddia eden bir gizli tanığın ifadesine itibar eden bir iddia makamına karşı nasıl bir savunma yapabileceğini sordu. Bu davanın başından beri kendisinin değil, yaptığı gazeteciliğin yargılandığını vurgulayan Gök, “Bu gazetecilik faaliyetlerim çerçevesinde suçlanmamın en büyük gerekçesi, Diyarbakır'da 21 Mart 2017'de Newroz alanında polis tarafından öldürülen Kemal Kurkut'un cinayet anını kare kare fotoğraflamamdır. Burada kolluk ve devamında iddia makamı, ‘canlı bomba’ diye kamuoyuna duyurulan Kemal Kurkut'un fotoğraflarını yayınlayarak bu yalanı ortaya çıkardığım için benden ‘devlet adına’ intikam almaya çalışıyor. Çünkü koskocaman Emniyet Müdürlüğü yetkililerini, emniyetin gerçeği yansıtmayan beyanını olduğu gibi kamuoyuna duyuran dönemin Diyarbakır Valisini ve bu cinayetin sorumlularını savunan İçişleri Bakanlığını yalanlayan fotoğraflar yayınlamıştım. Bunun bir bedelinin olabileceğinin farkındayım ve bilincindeyim.  Ne olursa olsun, bu mahkemeden ne karar çıkarsa çıksın, gazetecilik yapmaktan, hakikati ne pahasına olursa olsun duyurmaya çalışmaktan vazgeçmeyeceğim. Bunun da bu mahkeme nezdinde kayda geçmesini istiyorum. Umarım siz mahkeme heyeti başından beri mesnetsiz olan bu iddiaları görürsünüz ve ona göre kararınızı verirsiniz” diyerek savunmasını sonlandırdı. 

Savcı, değişik tarihte yapılan paylaşımlar için beş yıl hapis cezası istedi 

Ardından söz alan iddia makamı, davaya ilişkin tevsi tahkikat taleplerinin olmadığını, esas hakkındaki mütalaasının hazır olduğunu ve mahkemeye sunacaklarını söyledi. İddia makamı, daha önce hazırladığı anlaşılan mütalaayı, ortak bilgisayar ağı üzerinden mahkeme katibine göndererek bunu duruşma tutanağına yapıştırmasını istedi. Savcı, mütalaasında Gök hakkında  “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan dava açılmış olsa da üzerine atılı bu suçu işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak,  kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle bu suçlama nedeniyle hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.  Savcı, Gök’ün sosyal medya hesaplarında farklı tarihlerde yaptığı beş ayrı paylaşımda örgütün cebir tehdit, şiddet içeren yöntemlerini övecek veya meşru gösterecek yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek paylaşımlar yaptığını iddia etti. Savcı, Gök’ün suçlama konusu yapılan paylaşımları değişik zamanlarda ve birden fazla kez yaptığı hususu nazara alınarak “zincirleme örgüt propagandası yapmak” suçundan cezalandırılmasını talep etti.  Esas hakkındaki mütalaaya karşı söz alan Gök, savunma için süre talep etti. Mahkeme başkanı, mahkemenin her ne kadar heyeti değişmiş olsa da bu davada karar vermek için hazırlıklarını yaptıklarını söyleyerek, esasa karşı beyanda bulunmalarını istedi. Gök’ün avukatı Resul Temur ise CMK’nın 160 maddesine göre iddia makamının aleyhte olan delillerin yanında lehte olan delilleri de dikkate alması gerektiğine ilişkin hükmü hatırlatarak, iddia makamının müvekkilinin yaptığı dört sayfalık savunmayı değerlendirmeden hemen esas hakkındaki mütalaasını sunmasının kendilerini tedirgin ettiğini söyledi.  Mahkeme heyeti, gazeteci Gök ve avukatına esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için süre vererek davayı 30 Haziran’a erteledi.  *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş,  MLSA’ya atıf yapmak şartı ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.