Basın ÖzgürlüğüHaberler

Özgür Gazeteciler İnsiyatifi: Mart ayında basına yönelik ceza ve baskılar arttı

31 Mart günü Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ) tarafından yapılan açıklamaya göre Mart ayı gazeteciler için ceza, gözaltı ve baskıların en fazla arttığı ay oldu.

ÖGİ’ye göre Mart ayı itibariyle 170 gazeteci tutuklu bulunuyor. Bu rakam MLSA’nın listesinden farklılık gösteriyor. ) Mart ayı boyunca 41 gazeteci gözaltına alındı, 2 gazeteci tutuklandı, 3 gazeteci hakkında dava açıldı, 83  gazeteci yargılandı 30 gazeteci cezalandırıldı. (30 gazeteciye topla 178 yıl 4 ay hapis cezası verildi), 1 gazete ve 1 matbaaya kayım atandı, 1 gazetecinin bazı köşe yazıları sansürlendi. 1 dizi yayınlanmadan sansürlendi,  Doğan Medya Gurubu satıldı, İnternet RTÜK’ün denetimine girdi ve bir gazetenin websitesi 12 kez BTK tarafından engellendi

İnsiyatif’in yaptığı açıklamada şöyle denildi:

Mart ayı gazeteciler için ceza, gözaltı ve baskıların en fazla arttığı ay oldu. Tek tipleştirmenin ayı oldu. Artık Türkiye’de farklı ses, farklı basın istenmiyor. Tek tip insan ve tek tip basın istiyorlar. Bilgi akışının tamamını kontrol altına alıp muhalif olan sesleri devre dışı bırakmak istiyorlar. Satın alamadıklarını zor yöntemlerle almaya çalışıyorlar. OHAL olduğu sürece bir KHK’ya bakar. Doğan Medya’nın satılması ile medyayı kırılma noktasına getirdiler. Bundan sonra daha fazla muhalif basını susturmaya çalışacaklar.

Saray, adım adım düşünce, ifade ve basın özgürlüğünü boğuyor. 15 Temmuz ardından KHK ile onlarca yayın organını yasakladılar. Yüzlerce gazeteci işsiz kaldı. Cumhuriyet tarihinde, aydınların, gazetecilerin, akademisyenlerin, sendikacıların ve STK yönetici ve mensuplarının cezaevlerini doldurduğu olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Doğan Medya’nın şeffaf olmayan ayrıca gönüllü olmadığı anlaşılan bir ticari işlemle iktidara yakın bir başka holdinge verilmesinin ardından Özgürlükçü Demokrasi’nin, gelen ilk bilgilere göre, TMSF marifetiyle kayyıma devredilmesi, gelecekte, Saray’a biat etmemekte direnen gazetelerin de yayınlanmasının giderek imkansız hale geleceği öngörüyor. Türkiye’de haber alma hakkı ve basın özgürlüğünün engellenmesi için iktidar tarafından karanlığın ve uçurumun en dip noktasına doğru başlatılan yolculuk yeni baskı metotlarıyla son hızla devam ettiriliyor.

Son bir hafta içerisinde internet yayınlarının RTÜK’ün iznine bağlanmasına yönelik kanun tasarısı AKP iktidarı tarafından Meclis’ten geçirildi. Diğer yandan tüm yayınlarında iktidara sonsuz destek verdiği halde, salt kurumsal ve ekonomik olarak hükümetin kontrolünde olmadığı için büyük baskılarla karşılaşan Doğan Medya Grubu da hükümet yanlısı bir şirket tarafından satın alındı.

Bu adımların devamı olarak 27 Mart gecesi Özgür Basın geleneğinin son temsilcisi Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi’nin İstanbul’da bulunan merkez bürosu ve gazetenin basıldığı Gün Matbaası’na baskın yapılmış, hem gazeteye hem de matbaaya el konulmuştur. Baskınla eş zamanlı olarak Demokrasi Gazetesi İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar, gazetenin Sorumlu Yazıişleri Müdürü İshak Yasul, Gün Matbaası Sahibi Kasım Zengin ile beraber eski çalışanlar dahil en az 25 kişi gözaltına alınmıştır.  Kayyım atayarak, araçlarına el koyarak veya meslektaşlarımızı gözaltına alıp tutuklayarak Özgür Basını susturacaklarına inanlar geride bıraktığımız 30 yıllık mücadeleden bir şey anlamayanlardır.

Özgür Basın, hakikatin izini sürerken, büyük bedeller ödedi. Gazete binaları bombalandı, sokak ortasında gazeteciler infaz edildi ve çalışanlarına binlerce yılı aşan hapis cezaları verildi, ancak mücadelesinden asla vazgeçmedi. El konulan Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi işte bu geleneğin mirasçısıdır. Bu yüzden de Özgür Basın geleneği her koşulda ve tüm baskılara rağmen hakikat yolculuğuna devam edeceğine inancımız tamdır.

İktidarı, alternatif ve muhalif medya kuruluşlarına yönelik bu uygulamalarından vazgeçmeye çağırıyor, bu politikaların Türkiye’yi büyük bir karanlığa sürüklediğini tekrardan hatırlatmak istiyoruz. Gazete ve matbaalara kayyım atamakla, gazetecileri gözaltına alıp tutuklamakla iktidar sürdürülemez. Ülkeyi bu politikalarla dikensiz bir gül bahçesine çevireceğini sananlar anlamalı ki ne yaparlarsa yapsınlar 21. yüzyılın koşullarında gerçekleri toplumdan gizlemeyi başaramayacaklardır.

Gelinen aşamada bütün muhalif medya kuruluşları, muhalif sesleri bastırmaya çalışan hükümetin hedefinde bulunuyor.  Bu uygulamalardan anlaşılıyor ki iktidar hiçbir muhalif medya kuruluşuna tahammül etmeyeceği gibi alternatif seslerin çıkmasına izin vermemek için her türlü baskı ve zorbalığa başvurmaya katmerli bir şekilde devam edecektir.

Bu çerçevede Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ) olarak tüm muhalif basın kuruluşlarını ve yürekli gazetecileri dayanışmaya çağırıyoruz.

Baskı, sindirme ve susturma siyasetine karşı, halkın doğru haber alma hakkını daha büyük bir dayanışmayla savunmaya devam edelim.

Tarihin hiçbir döneminde gerçek yalana teslim olmadı ve ona karşı yenilmedi.